sihir 1

228 22 30
                                    

Önünde durduğum pencereden dışarıyı izliyordum. Bugün dördüncü ayın, yedinci fizyoterapisti geliyordu. Bundan önceki altısı, inancımın olmadığını öne sürerek işi bırakmıştı. İstediğim gibi.

Babama her ne kadar anlatmaya çalışsam da yapabileceğime inanıyordu her defasında. Ve bundan vazgeçmeyecekti. Yani bu gelen yedinciyi de kaçıracağımı söylememe rağmen, getirtiyordu.

Taksiden inen, diğerlerine göre daha genç olan, kahverengi saçlı, bana göre kısa olsa da uzun boylu kız gözündeki güneş gözlüklerini çıkarıp eve doğru yürüdü.

Beş dakika kadar sonra odamın kapısı çalındığında oturduğum tekerlekli sandalyeyi oraya yönelttim.

"Gel." diye seslendim. "Nasılsa çok kalmayacaksın." İçeri girerken gülümseyen yüzü sözümün üzerine solmuştu. "Anlamadım?" dediğinde yüzünü inceledim.

Koyu kahve gözlerini süsleyen uzun kirpikleri, dolgun elmacıklarına dökülüyordu. Alnındaki iz bile ona bir aura bahşetmişti. Üstüne göre daha dolgun alt dudağı kalemle çizilmiş gibiydi. Güzeldi.

"Neden böyle bir meslek seçtin?" diye sordum. "Neden seçmemem gerektiğini düşündünüz?" dedi. Sesi de en az güzelliği kadardı. "Güzelsin." dediğimde gülümsedi. "Teşekkür ederim." demekle yetinip elini uzattı.

"Tuana Naz Tiryaki." dediğinde elini nezaketen sıktım. "İstediğimi söyleyebiliyor muyum?" Başını salladı. "Çağan Efe."  dedim. "Zaten biliyorsundur."

"Bugün biraz halsiz olduğunuzu söylediler." dedi berjere oturacağı sırada. Başımı salladım.  "O yüzden egzersiz yapma-" sözünü kestim. "Zaten yapmam. Sen buraya iyi bir iş ve maaş vaadiyle gelmiş olabilirsin ama ben tedaviye yanıt veren bir hasta değilim." dedim düz bir sesle.

Yüzünden bozulduğu belliydi ama toplandı. "Aynı zamanda psikoloji okudum." dedi gülümseyerek. "Niyetim önce ruhunuzu iyileştirmek." Tek kaşımı kaldırıp bakmayı sürdürdüm. İnatçı biri gibiydi. Öndeki bebek saçları dikti. Annem öyle söylerdi. Saçları dik olanın burnu da diktir.

"Ben ruh hastası değilim." dedim sandalyemi yeniden pencereye çevirip. "Sana başka bir iş bulmalarını söylerim." dediğimde kıkırdadı. "O halde arkadaşınız olarak görün Çağan Bey. Çünkü ben bu işte kalıcıyım."

SihirliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin