Sabah erkenden uyandım ve hazırladım. Annemler bugün il dışına gidiyordu. Hemen çantamı toparladım. Telefonumu aldım va saat 07:55 ti. Evden çıkıp parka gittim Tunç beni bekliyordu. Tunç'u ilk gördüğüm an olduğum yerde kalakaldım. Bu nasıl bir karizma? Siyah dar pantolon ve yeşil bir düşük kol t-shirt giymişti. Kolundaki kasları çok dikkat çekiyordu. Tunç beni görünce hemen yanıma geldi.
"Ne oldu prenses öyle durgunlaştın? Kötü birşey yok değil mi?"
"Yok merak etme kötü birşey olmadı. Öyle bir an dalmışım sadece."
"Kötü birşey olmadığına sevindim prenses."
"Ben senin teklifini düşündüm Tunç."dedim bir anda.
"Cevabın ne peki?" yüzünde endişe vardı.
"Ben de senin gibi düşünüyorum bitanem."dedim. Tunç şaşırmış görünüyordu. Ve çok sevinip boynuma sarıldı.
"Biliyordum prenses hayır demeyeceğini biliyordum."
"Hayır demeye niyetim yoktu zaten tatlım. "dedim. Ve kolunu omuzuma attı ve beraber yürümeye başladık.
"Seni bir yere götürecem prenses."
"Nereye gidecez peki?"dedim.
"Sürpriz. Nereye gideceğimizi söyleyemem. " dedi.
"Peki tamam tatlım. " dedim. On dakika daha yürüdükten sonra karşımızda kocaman bir kapı vardı. Eğlenceli birşeylerin resimleri falan vardı. Ve içeriye girdik. Kocaman bir lunaparktı. Ve çok eğlenceli oyuncaklar vardı. Biraz sakin gibiydi fazla kimse yoktu lunaparkta. " Tunç çok tatlısın ya lunapark nerden aklına geldi? " dedim. "Seninle beraber biraz eğlenmek istedim prenses. Ve en eğlenceli yer olan lunaparka geldik. " Karşıdan baloncu geliyordu ve baloncunun elindeki bütün balonları aldı ve bana verdi. Elimde bir deste balon vardı. Balonlar rengarenk ve çok güzellerdi. Tunç'un yanında çok mutlu oluyordum. Ve bu mutluluğu kaybetmek istemiyordum. Bu çocuk gerçekten benim neleri sevdiğimi çok iyi biliyordu. Ve sevdiğim şeyleri yaparak beni bu dünyanın en mutlu insanı yapıyordu. Iyi ki Tunç vardı. Onu çok seviyordum.