KIZIL KURT_2 ( Mühür)

Beklenmeyen Telefon

Ormana girip biraz ilerledikten sonra Safir'i yavaşlatıp eyerde asılı duran heybeden haritayı ve pusulayı çıkarttım. İşaretli yer batı ve güney arasında bir bölgedeydi. Pusulayı çıkartıp baktığımda ok saat altı yönünü gösteriyordu. Bu durumda biz haritanın kuzey kısmında oluyorduk. Yönümü biraz sağa çevirerek ilerlemeye başladım.

- Belçin bulabileceğinden eminmisin?

Mayda karamsar bir şekilde sormuştu sorusunu. Bende bu konuda karamsardım ama bunu yapmaya mecburduk.

- Denemeden bilemem.
- Ne tarafa gidiyoruz şimdi peki?

Pars'ın sorusu ile yönümü ona döndüm.

- Sağ tarafa. Güney batıya. İşaretli yer orada.

Pars cevabıma anladığını belli eden bir baş hareketi ile karşılık verdikten sonra Tunay konuşmaya başladı.

- Sen iyimisin? O zaman sola gitmemiz gerekir.
- Kuzeydeyiz Tunay. Bu yüzden sağa gitmemiz gerekiyor.
- Kuzey daima ilerisidir bizi yanlış yere yönlendiriyorsun.

Tunay'ın cahilliği karşısında bakakalmıştım. Şaşkınlığımı bastırıp kendimi toparladıktan sonra konuşmaya başladım.

- Ne kadar bilgilisin sen öyle.
- Öyle bir şey mümkün değil Tunay.

Aybar oldukça sakin bir ses tonu ile konuşuktan sonra yönünü bana döndü.

- Müsadenle haritaya ve pusulaya bakabilirmiyim?

Aybar'ın sorusu ile başımı olumlu anlamda salladım. Bir süre Aybar'ın yanıma gelmesini bekledikten sonra haritayı ve pusulayı uzattım. Aybar bir süre ikisinide inceledikten sonra konuşmaya başladı.

- Sanırım Tunay haklı yanlış yöndeyiz.
- Ben size söylemiştim.

Aybar'ın cümlesi üzerine Tunay hemen lafa atılmıştı. Onun bu tavrına gözlerimi devirmeden edememiştim. Aybar'ın elindeki haritayı alarak konuşmaya başladım.

- Pusula saat altı yönünü gösteriyor. Bu durumda kuzey arka tarafımızda kalmış oluyor. Güneyde ön tarafımızda.
- Evet.

Aybar cümleme anladığını belli eden bir cevap verdikten sonra haritanın üst kısmını işaret ederek konuşmaya başladım.

- Haritanın üst kısmı kuzey olduğu için biz yola buradan ilerlemeye başladık. Bu durumda güney batıya gitmek için sağ çaprazdan ilerlemeliyiz.
- Doğru. Ben haritanın alt kısmından ilerlediğimizi düşündümde.

Aybar elini ensesine koyarak utanç ile konuşmuştu. Onun bu haline gülümsemeden edememiştim. Fakat Tunay halâ susmuyor ve konuşmaya devam ediyordu.

- Ne yani doğru yöndemiyiz? Saçmalık.
- Tunay neden şu karga sesini beraberine alıp kendi bildiğin yolda ilerlemiyorsun? İnan bana bizi büyük bir baş ağrısından kurtarmış olursun.

Öfkem artık dayanılmaz bir hal almıştı. Tunay'ın sesine bile tahammül edemez duruma gelmiştim. Sert bir tonda söylediğim cümleye gülüşme sesleri karışmıştı. Sanırım kızlar da benimle aynı fikirdeydi. Tunay oldukça bozulmuş ve sinirlenmişti ama sesini çıkartamamıştı. Daha fazla oyalanmamak için ilerlemeye devam ettim. Diğerleride beklemeden beni takip ettiler. Pusulayı sürekli kontrol ediyordum. Kuzeyin yönü çok azda olsa değişmeye başlamıştı. Buda çapraz yönde ilerlediğimizin kanıtıydı.  Haritada çizili olan simgelerin daha hiç birine gelmemiştik. Haritaya göre ilk olarak kayalıklar görmemiz gerekiyordu. Sanırım daha yol katetmeliydik. Uzun bir süre daha yol gittikten sonra nihayet uzakta bir kayalık görünmüştü. Safir'i hızlandırıp kayalıklara ilerledim. Oldukça büyük kayalıklardı. Haritadaki çizime ise oldukça benziyordu. Diğerleride peşimden gelerek yanımda durmuşlardı. Haritayı Boysan'a uzatarak konuşmaya başladım.