⋆𓂃˳· 5 ·˳𓂃⋆

394 62 135
                                    

İyi okumalar 🤍✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar 🤍✨

16:24

Aslan Toprak gelmeden önce sipariş vermek istemediği için kafede boş boş otururken kafasını geriye doğru atıp ellerini ensesinde birleştirdi. Yarım saat erken gelmek kendi sorunuydu, bu yüzden öylece bekliyordu.

Sabah Toprak'a tekrardan mesaj atmış, onu evinden alma teklifini yinelemişti ama öyle bir inattı ki kabul etmemişti. Yaşadığı hayatı tam olarak bilmese bile tahmin edebiliyordu Aslan. Kimseye güvenmemesini çok iyi anlıyordu ama kendisi güvenilmeyecek biri değildi ki. Tabi ki Toprak bunu bilmiyordu.

Henüz bilmiyordu.

Garsonla göz göze geldiğinde bakışlarını kaçırdı. Onu tam iki kez sipariş vermeden göndermişti masasından, bu da utanmasına sebep olmuştu. Utancını bastırabilmek için bir sigara daha yaktı. Bu aralar çok içiyordu.

Sigarasından bir nefes çekip bakışlarını dışarı çevirdiğinde kaldırımda yürüyen Toprak'ı görünce sigarayı küllüğe bırakıp ayaklandı hemen. Bu çocuğu gördüğünde niye bu kadar heyecanlandığını bir türlü anlayamıyordu.

Toprak kafenin kapısından içeri girip bakışlarıyla etrafı taradığında sigara içilen kısımda olduğu için onu göremeyeceğini düşünerek elini kaldırdı Aslan. Sırf adı duyulmasın diye seslenemiyordu bile, ona verdiği sözü ne olursa olsun tutmak istiyordu.

Toprak birkaç saniye sonra kendisini fark edip yanına doğru yürümeye başladığında onu ister istemez baştan aşağı süzdü Aslan. Her zamankinden daha farklı giyinmişti bugün. Açık-kapalı olarak rahatsız edici bir ayrım yapmak istemiyordu ama barda giydiklerinden daha kapalı olduğunu söyleyebilirdi.

Üstünde düz siyah bir kazak, altında da yine siyah bol bir kot pantolon vardı. Montu ve spor ayakkabıları ise kıyafetlerine zıt olarak bembeyazdı. Kazağının üzerine saldığı parıl parıl parlayan aslan figürlü kolyesi ise her yürüdüğünde Aslan'ın gözünü alıyor, ona ne kadar çok yakıştığını düşünmeden edemiyordu.

"Selam."

Aslan ona elini uzatan çocuğun kendisininkine oranla daha beyaz ve daha ufak olan elini sıkıca tuttu. Teni soğuktu, gelirken üşümüş olmalıydı. Onu evinden almak konusunda daha çok ısrar etmediği için kendini suçladı.

"Selam, hoşgeldin."

Toprak hafif bir tebessümle, "Hoşbuldum, çok beklettim mi?" diye sordu. Kafasındaki bereyi çıkarıp sarı dalgalı saçlarını özgürlüğüne kavuşturduktan sonra Aslan'ın karşısındaki koltuğa oturdu.

"Hayır, çok olmadı geleli."

Toprak masanın üstünde duran küllüğe bakıp, "İki sigara içmişsin, bence bayadır buradasın." deyip gülümsediğinde Aslan da gülümsedi. Suratının asık olmasına alıştığı için gülüşünü görmek garip hissettiriyordu. Belki de bugün iyi tarafından kalkmıştı. Ya da sınavları bittiği için rahatlamıştı.

Per Aspera Ad AstraᵇˣᵇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin