19

186 18 25
                                    

"Ben evde durmaktan aşırı sıkıldım. Beni artık dışarı çıkarın ya da telefonumu verin!" dedi isyan edercesine koltuktan sarkan Taehyun.

Mijun olayından sonra Taehyun sonunda Yeonjun'un evinde hapis olmuştu. Daha buradaki üçüncü günü olmasına rağmen tamamen kafayı sıyırmış durumdaydı. Dışarıda tehlikeli bir şeyler dönüyordu ve Taehyun, Soobin'in neler yaşadığını iyi biliyordu. Ama bu, onu dört duvar arasında kalmanın ne kadar bunaltıcı olduğu gerçeğinden alıkoyamıyordu.

Soobin, Taehyun'un sitemine karşılık ters ters baktı, gözlerini devirdi. "Saçmalama istersen, Taehyun alt üstü üç gündür evdesin incilerini çalmadık."

"Saçmalamıyorum, yemin ederim burada kalmak beni boğuyor!" Taehyun'un sesi yükseldi. Bu kadar uzun süre kalan biri değildi ve evde durmak doğal olarak içini daraltıyordu.

Bu sırada Yeonjun, durumu yumuşatmak için araya girdi. "Ya Taehyun eğleneceğiz işte ne güzel beraberiz" diye ekledi, sahte bir neşeyle.

Taehyun'un gerildiğini fark etmişti ama bunu görmezden geliyordu. Yeonjun'un da içinde büyük bir baskı vardı. Mijun'dan kurtulmuş olmasına rağmen, hâlâ onların gölgesi üzerindeydi. Taehyun'un güvenliği için onu burada tutmaya çalışıyordu, ama bir yandan da Soobin'in yaşadığı travmalar, Yeonjun'u da kemiriyordu.

Taehyun, Yeonjun'a dönüp kaşlarını çattı. "Eğlence derken neyi kastediyorsun amına koyayım üç gündür koltuk değiştiriyorum sadece. Bahsettiğin eğlence kutu oyunu ise hayır istemiyorum Soobin tabu oynamakta bok gibi çünkü"

Soobin uzandığı koltukta kaşlarını çatarak Taehyun'a baktı ama hiçbir şey demeden gözlerini devirdi, son birkaç gündür istemsiz bir sinir üstündeydi.

Yeonjun derin bir nefes alıp Taehyun'un yanına oturdu, sesini sakinleştirerek konuştu. "Bak, bu sadece geçici bir durum. Dışarıda işler henüz sakin değil, biliyorsun. Mijun ve çetesi hâlâ etrafta olabilir. Senin için endişeleniyoruz, özellikle Soobin..." Bir an duraksadı ve gözlerini Soobin'e çevirdi.

Soobin, sessizce Taehyun'a bakıyordu, ama gözlerinin altında yatan karanlık inkar edilemezdi. Mijun'la yaşadıkları yüzünden yara almıştı, hem fiziksel hem de duygusal olarak. Soobin'in gözünün altındaki iz, sönmeye çalışan sigaranın bıraktığı iz gibi hâlâ tazeydi.

"Tamam, anladım," dedi Taehyun, sesini alçaltarak. "Ama illa dışarıya çıkıp bir hava almam gerekecek. Bu evde sonsuza kadar kalamam."

Soobin bu kez ciddi bir tonla konuştu. "Biraz daha sabret, Taehyun. Ben... Sana bir şey olmasını istemiyorum. Benim yüzümden bu duruma düştüğün için özür dilerim." Soobin'in sesi kısık ama ciddiydi. Aralarındaki tüm o kırgınlıkları geride bırakmaya çalışıyordu.

Taehyun bir an durakladı. Soobin'in itirafı, geçmişte yaşanan tüm o kırgınlıkları bir an için unutturdu. Gerçekten, her şey Taehyun'un önceden sandığı gibi değildi.

"Özür dilemek zorunda değilsin. Bu işler çok karışık... Ve hepimiz yanlış şeyler yaptık."

Yeonjun hafifçe gülümseyerek araya girdi, ortamı biraz daha yumuşatmak için. "Yemek yapalım mı? hem sıkılmayız hem de karnımız doyar"

Taehyun, Yeonjun'un önerisine yüzünü ekşitti. "Sanırım bundan daha kötü bir şey olamaz."

Soobin ise hafifçe başını salladı, eskiye nazaran biraz daha huzurlu bir bakışla, "En azından birlikte oluruz. Belki de bu sefer gerçekten eğleniriz."

"Hiç sanmıyorum"

"Aman Taehyun patla o zaman sıkıntıdan çözüm üretiyoruz onu da beğenmiyor paşa" diyerek oturduğu koltuktan kalktı Yeonjun.

nipple | taegyu & yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin