selammm ikinci sezondan bir karavan sevişkosu okuyalım istedim umarım beğenirsiniz :))
asi derin nefesler alarak alaz'ın karavanının önünde bekliyordu. ne ara buraya geldiğini hatırlamıyordu bile. ailesini bulduğundan beri her şey çok değişmişti onun için. belki de alaz haklıydı diye düşünüyordu. aile içinde boğulunacak bir şeydi sadece. evet bir anne ve babaya sahip olmanın nasıl bir his olduğunu merak etmişti ama onun istediği aile bu değildi ki. o alaz'la bir ailesinin olmasını istemişti.
aldırmaya kıyamasa da hamileliğin başlarında yaşadıklarından, girdiği depresyondan iyi beslenememiş, kendine çok da dikkat edememişti. kalacak bir yeri bile yok sayılırdı. başta biriktirdiği parayla otellerde kaldığı oldu. üzüntüden kıpırdayamayıp bir ağacın köşesinde kıvrılıp yattığı oldu. en son bebeği için kendini toplamaya karar verdiğinde bir işe girdi ve ev tuttu. ama bedeni bu tempoyu da kaldıramadı. asi zaten alaz onu o sahil kenarında bıraktığından beri hiçbir şeyi kaldıramadı. bebeğini düşürdükten sonra da asla toparlanamadı. kendi kendini cezalandırdı. sanki bu vakitten sonra sadece acı çekmesi gerekiyordu.
ailesini bulmasıyla her şey değişti. ama o da umduğu gibi çıkmadı. rüya'nın ölüm haberiyle yaman'ı yalnız bırakmamak için alaz'ı göreceğini bile bile cenazeye gitti. yaman kollarında hüngür hüngür ağlarken alaz'ın bakışları aklından çıkmıyordu. bunun üzerine alaz'la ufak tefek iletişimleri oldu. bebek konusunu kimse öğrenmese de herkes ailesini öğrendi. alaz sürekli yanında olmaya çalışıyordu. asi ne kadar onu itse de bırakmıyordu alaz, bırakamıyordu. asi alaz'ın pişmanlığını görse de yetmiyordu ona. evet asi kendini suçluyordu ama kendisinden de suçlu biri varsa bu alaz'dı. ama her şeye rağmen onu istiyordu işte. onsuz yapamıyordu. öylesine affetmek istiyordu ki onu ama başaramıyordu.
her şey üst üste gelince kendini yine o çıkmazda hissetti. gördüğü ilk bara atıp tüm gece içti. yine de durduramadı düşüncelerini. kendini birden alaz'ın kapısında buldu. sanki bir tek o iyi gelebilirdi kendisine. kapıyı sertçe yumruklamaya başladı. alaz'ın içerden birkaç küfür mırıldandığını duydu. sertçe kapı açıldığında asi tökezledi. alaz şaşırmıştı. en son görmeyi beklediği kişi asi'ydi. hele böylesine dağılmış bir asi görmeyi hiç beklemiyordu. alaz hemen asi'yi içeri alıp sarıldı. asi sabırsızdı ama. tek isteği bir geceliğine de olsa zihnini susturmaktı.
aceleyle alaz'ın dudaklarına yapıştı. öylesine sert öylesine aceleci öpüyordu ki alaz neye uğradığını şaşırdı. başta karşılık veremese de sonradan her şeyin farkına varıp asi'yi sertçe kapıya yasladı. kafalarını çevire çevire kendilerinden geçmiş bir şekilde öpüşüyorlardı. alaz dilini asi'nin dudaklarından içeri gönderdiğinde ikisi de aynı anda inledi. asi alaz'ın dilini emerken alaz kendini asi'ye sertçe bastırmaya başlamıştı. asi hissettiği sertlikle kendinden geçerken hareketlenip alaz'ı yatağa doğru yürütmeye başladı. alaz yatağa oturur pozisyonda düştüğünde kendine geldi. asi o kadar çok içmişti ki dudaklarından alkol tadını almıştı.
asi bacaklarını iki tarafa açıp alaz'ın kucağına oturdu. tekrardan alaz'ın dudaklarına yöneldi ama alaz kafasını çevirdi ve boğuk bir şekilde seslendi ona. asi hiçbir şeyi duymuyordu. bu sefer de boynuna yöneldi ve öpmeye başladı. alaz onu durdurmaya çalışıyordu ama umrunda değildi. yavaşça üstünde sürtünmeye başladı ve adem elmasına yöneldi. dudaklarını aralayıp emmeye başladı. aralarda ısırık da bırakıyordu. alaz altında kendinden geçmişçesine inlese de bu sefer başardı asi'yi durdurmayı. ikisi de bir süre nefes nefese birbirlerini izledi. alaz yavaşça asi'yi üstünden kaldırdı.
nefes nefese konuşmaya başladı alaz. "asi ne oldu güzelim? neden bu kadar çok içtin?" asi'nin cevap vermeye mecali yoktu. tekrardan alaz'a doğru hamle yaptı ama alaz aniden durdurdu onu. asi iyice sinirlenmişti. her bir hücresiyle alaz'ı isterken alaz kendisini istemiyordu demek. birden ayaklandı ve kapıya yöneldi. alaz asi'nin kolundan tutup durdurdu onu. "asi nereye gidiyorsun? ne olduğunu anlatmayacak mısın bana?" bunları söylerken iki avucuyla da asi'nin yüzünü kaplamıştı. asi tekrardan gitmek istedi ama yapamadı. birden yüzünde yaşlar hissetti. ağlıyor muydu? ağlamak istemiyordu ki oysa. alaz onun bu haline dayanamayarak başta baş parmağıyla göz yaşlarını sildi sonrasında sımsıkı sarıldı ona. öylesine sıkı sarılıyorlardı ki sanki şu dünyadaki hiçbir şey ayıramazdı onları. alaz, asi'nin saçlarını okşuyor, öpücükler konduruyordu. asi'nin aklı ise böylesine sıkı sarılmışken hala hissettiği alaz'ın sertliğindeydi. alaz'ın ısrarla sorduğu soruları duymuyordu bile.