Bade'nin Ağzından;
Ameliyat kapısında bir o yana bir bu yana gidiyordum. Nefret ettiğim ölmesini dilediğim adam gerçekten yaşam savaşı veriyordu.
Gerçekten şuan bende vicdan azabından ölecektim. Ona birşey olursa ettiğim kötü sözlerden dolayı bende yaşayamazdım sanırım.
" Bade yeter artık otur yerine." Diyen abim ile sert bakışlarım onu buldu. Karan'ı sırtından vurmuştu. Üstelik 2 sefer acımadan sırtından vurmuştu.
" Senin konuşmaya hakkın yok abi. Polissin diye her önüne gelene silah mı sıkacaksın?" Tamam amacı belki beni korumaktı farkındaydım. Ama Karan'ı resmen öldürmeye çalışmıştı.
Anne sevgisi görmeyen adam birkez daha sırtından yaralanmıştı. Ben dolu gözlerimi tekrar ameliyathanenin kapısına çevirdim.Tam o sırada aklıma Karan'ın beni kaçırdığı zaman geldi. Arabada benim gözlerim kapalıyken konuştukları şeyler gelmişti. Bu benim dahada pişman olmama neden olmuştu.
Flashback (Geçmişe dönüş)
Gözlerimi zorla açmaya çalışıyordum ama olmuyordu arabada birisinin dizinde oturuyordum bunu biliyordum.
Arabada konuşan iki adam vardı. Sesleri ilk başta uğultu gibi gelsede sonradan anlamıştım dedikleri şeyleri fakat anlam verememiştim.
" Abi kız sana ihanet eder mi?" Hangi kızdan bahsediyorlardı? Benden mi acaba?
Dizinde oturduğum o tanıdık ses
" Etmez. O beni ikinci kez sırtımdan yaralamaz yada yaralanmama sebep olmaz." Derin bir nefes aldı ve devam etti." O benim yaralarımı saracak tek kişi... Benden ilk başlarda nefret etse bile sonradan sevecek. Bana annemden görmediğim sevgiyi gösterecek." Kendinden emin konuşuyordu. Tıpkı benim gibi.
Diğer tanımadık bir seste cevap verdi.
" Abi peki sende yara açan kişi bu kız olursa?" Bu kız dediği ben miydim acaba? Lan ben niye millette yara açayım mal mı ne bunlar?Saçlarımı şefkatle okşayan o ses cevap verdi.
" Sonuna kadar o yaraya razıyım yeterki sevdiğim benimle olsun beni sevmesede olur varlığını hissedeyim yanımda olduğunu hissedeyim o da yeter bana."Şimdiki Zaman Bade'nin ağzından;
Keşke o sözleri söylemeseydim keşke hiç kaçmasaydım. Hem kendisinin yaralanmasına hemde korumasının ölümüne sebep olmuştum.
Tam o sırada abim dediklerimi kendine yedirememiş gibi hızla yanıma geldi. Ve bir anda kolumu sertçe tutmasıyla olduğum yerde kalakaldım. Abim bu zamana kadar bana asla böyle bir tepki vermemişti.
" Bade!" Tam bende onun bağırışına karşılık verecektim ki Esra'nın sesini duydum.
" Murat kardeşin o senin kendine gel." Bak iki oldu bu Murat diyor. Bu kız gerçekten aptal. Hızla abimden çekilip içimdeki tüm sinirimi çıkarmak adına bu sefer Esra'ya bağırdım.
" Murat derken Esra! Murat abiye ne oldu? Hayırdır benim yokluğumdan faydalanıp abime mi yanaştın. Seninde ona abi diyeceğin yerde Murat niye diyorsun? Hepiniz çıkarcısınız. Kesin abime yanaşmak için benimle arkadaş olmuşsundur. Tam da senden bekleyeceğim hareket." Esra şokla ağzını kapatırken gözleride dolmuştu.
Bu saatten sonra gerçekten hiçbiri umrumda değildi artık içimde ne biriktirdiysem söyleyecektim.
" Peki ya sen abi! İkinizin olduğu her ortamda beni unuttunuz ne oldu kaçırılınca mı değerli oldum? O içerde yatan adam varya ne kadar kabul etmek istemesem bile o adam bana o üç günde kendimi o kadar özel hissettirdi ki o ölürse seni gerçekten affetmem. Abi olsaydında kız kardeşinin başında dursaydın. Kız kardeşin yaşındaki kızın köpeği olmasaydın." Abim tekrar önüme geldiğinde yüzünü incelediğimde her bir ayrıntısını çatmıştı. Tam sertçe kolumu tutacakken Esra hızla yanımıza gelip abimin kolunu tuttu.