24. Bölüm = Oyun

3.3K 97 8
                                    

Erken gelen bir bölümle hepinize merkabalar:***
Multimedya:Esrayı gelinlikle gördüğü ilk an Emre(Temsili) -Esin İris/Senin Şarkın.

"Acı mühim değil,umut yoruyor insanı..."

2 Hafta Sonra:

Sanırım uzun bir aradan sonra hayatımın en hareketli iki haftası bu geçtiğimiz iki haftaydı.Çünkü deli gibi alışveriler yapmış,ayaklarımız su toplayana kadar mağaza gezmiştik.Biz Esrayla bu iki hafta boyunca bir düğün hazırlığını bitirecek kadar çok yorulmuştuk.Şu an da gelin odasında Esranın gelinliğini giymesini bekliyorum.Esra bu iki haftada hamile olmasına rağmen doldukça yorulmuştu.Bazen dayanacak hali kalmamaıştı ve ben onun yerine alışveriş yapmıştım.Kısacası en büyük yük bendeydi.Yaklaşık olarak bir buçuk ayı kalmış bir bebekle Esra,çabuk yoruluyordu.

"Ayşem,şunun fermuarına ulaşamıyorum."diye bağıran Esranın sesiyle hazırlıksız olduğum için yerimden sıçradım.

"Geldim."diye seslenirlen Esranın arkasına geçtim ve fermuarını kapattım.Karnı bebeğin doğumuna az kaldığı için oldukç şişmişti ama aldığımız gelinlik göğüs kısmından sonrası geniş yani prenses modeldi.Bu yüzden Esranın karnı hiç belli olmuyordu.Hala zayıf gözüktüğü için gelinlik ona yakışmıştı.Ayakkabı olarak alçak topuklu bir ayakkabı almıştık,çünkü bu son aylarda topuklu giyemiyordu ama düğün gününde böyle bir topuklu için doktoruyla görüşmüştük.Saçlarını topuz yaptırmıştı,çok yakışmıştı.Makyajı sadeydi.Kısaca Esra çok güzel olmuştu.

"Ayşem sen bi makyajını yenile istersen."diye Esrayı başımla onayladım ve gelin odasında bulunan büyük makyaj masasına oturup evden getirdiğim makyaj çantasını masanın üstüne koydum.Fermuarını açıp gerekli olanları aldım ve kendime elbiseme uygun bir makyaj yapmaya başladım.Elbise olarak kırmızı straplez ve yere kadar uzanan,çok derin olmasada yırtmaçlı güzel bir elbise tercih etmiştim.Boynumu boş bırakmıştım ama küpe olarak elbisemin belinde bulunan altın sarısı kemerle uyumlu küçük taşlı bir küpe takmıştım.Ayakkabılarım siyah yüksek taban platform topukluydu.Saçlarımı maşa yaptırıp dağınık topuz yapmıştım.Kısacası ben de Esra kadar olmasa da hoş görünüyordum.

"Hazırlanamadınız mı daha hanımlar,düğün başlıyacak ama siz yoksunuz."Kapının arkasından gelen Emrenin sesiyle bakışlarım Esraya döndü.

"Hazır mısın canım?"diye sordum gülümserken.Beni gözleriyle onayladı.Sonrada gidip kapıyı açtım.Karşımda jilet gibi takım elbiseleriyle kocam ve Emre duruyordu.Ben odadan çıktığımda Murat direk belimden tutarak beni yanına çekti,Emre her halinden belli olan mutluluk ve heyecanla Esrayı bekliyordu.

"Esra,biraz daha beklersen birileri heyecandan ölcek."dememle içeriden Esranın kıkırtıları geldi,sonra o da kapıdan çıktı.Esrayı gören Emre bir an duraksadı,sanki...Sanki gözleri dolmuştu.Bunu saklamak için gülümsemeye başladı ama Esrada gözlerinin dolduğunu anlamıştı,gülümsedi.Sonra birbirlerine sıkıca sarıldılar.Esrayla Emre ayrıldıkları da Esranın da gözleri dolmuştu.Dolu gözlerle Murata döndü.Murat yüzünde hiçbir mimik oynamadan Esrayı baştan aşşağıya süzdü.Sonra birden belinden kendine çekti ve alnını öptü.Bu sefer Esranın gözlerinden iki damla yaş aktı.

"Şşş,tamam.Bu gün ağlamıyorsun."derken Murat yüzünü avuçladı ve gözyaşlarını sildi.

"Tamam."dedi Esra ve sonra Murat onu bıraktığında Esra Emrenin koluna girdi.Bir Muratla hızla önlerinden geçip düğünün yapılacağı alana geldiğimizde ardımızda Emre ve Esra alkışlar eşliğinde çıktılar.Düğün alanının ortasındaki piste geldiklerinde çalan şarkıyla ikiside ilk danslarını yapmaya başladılar.O kadar güzel bakıyorlardı ki birbirlerine...Gülücükleriyle etrafa renk saçıyorlardı adeta...

Müstakbel KocamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin