*26

218 37 19
                                    

****
Herkese iyi akşamlarrrr erken bir bölüm atıyorum haydi iyi okumalar yorumsuz bırakmayın dostlar.



****

Hande, kelimeler boğazında düğümlenmiş bir şekilde Saliha'ya baktı. Yüreğindeki ağırlık her nefes alışında biraz daha büyüyor, sanki vücudu bu ağırlığı kaldıramayacak kadar güçsüzleşiyordu. Saliha'nın solgun yüzü, gözlerindeki o endişe dolu bakış, Hande'yi daha da derin bir çıkmazın içine çekiyordu. Söylemesi gereken şey, sanki dünyanın tüm ağırlığını omuzlarına yüklemişti. Zaman durmuş gibiydi; sadece onlar vardı, bir de bu karanlık, acı dolu sessizlik.

Saliha, Hande'nin gözlerinin içine bakarak, biraz ürkekçe, "Ne oldu?" diye fısıldadı. Gözlerindeki çaresizlik daha da belirginleşmişti. Annesiyle ilgili bir şey hissettiğini, bir şeylerin kötü olduğunu anlamış gibiydi ama kabul etmek istemiyordu.

Hande derin bir nefes aldı. Ellerini birbirine kenetledi, sonra tekrar bıraktı. Ne diyeceğini bilemiyordu. Gözlerinden kaçırmaya çalıştığı gerçek, artık saklanamayacak kadar yakındı. Saliha, başını hafifçe eğip, Hande'nin ağzından dökülecek kelimeleri beklerken, içinde büyüyen korkuyla daha da gerildi.

"Annen..." dedi Hande, sesi neredeyse duyulamayacak kadar kısık çıkmıştı. Derin bir nefes daha aldı, ama bu nefesin ona güç vermediğini biliyordu.

"Annen seni vurduktan sonra kendini kaybetmiş... Kafası çok karışmış, polisler onu durdurmaya çalışmışlar..."

Saliha'nın gözleri genişledi. Hande'nin her kelimesiyle birlikte içindeki korku büyüyordu.

"Ne demek istiyorsun?" diye sordu, sesi çatlamıştı.

Hande, başını eğip gözlerini yere dikti. Sözler diline gelip gitse de, onları bir araya getirip söylemek Hande için işkence gibiydi.

"Ama polislere ateş açınca... Saliha..." dedi, derin bir nefes daha aldı, sesi iyice boğuklaştı,

"Saliha, anneni vurmuşlar... Kaybettik."

Saliha, o anda dünya üzerinde yaşadığı her acıyı, her darbeyi aşan bir yıkım hissetti. Gözleri karardı, kulaklarında bir uğultu başladı. Hande'nin ağzından çıkan o kelimeler, sanki koca bir kaya gibi üzerine devrildi. Bir an dondu, bedenindeki tüm enerji çekilmiş gibiydi. Sonra aniden, kontrolsüz bir şekilde, hiddetle patladı.

"Hayır!" diye çığlık attı.

"Hayır! Bu gerçek olamaz!"

Ellerini hareket ettirmeye başladı, kabloları çekip çıkarmaya çalıştı. Vücudu o kadar zayıftı ki, yaptığı her hareket kendine daha fazla zarar veriyordu. Yatağın etrafındaki makineler bir bir alarm vermeye başladı, sesler karıştı, oda bir anda kaosa dönüştü.

"Yalan söylüyorsun!...........yalan söylüyorsun!"

"Saliha, lütfen! Sakin ol! "

"Kendine zarar veriyorsun, yapma!"

Ama Saliha, Hande'nin ellerinden sıyrılarak, kabloları daha sert çekmeye başladı. Vücudundaki yaralar daha da acıyor, her hareketinde karnındaki dikişler sızlıyordu.

"O benim annemdi!" diye bağırdı Saliha, gözyaşları yanaklarından akarken,

"Annem beni vurdu, hem beni...kendini mahvetti! "

"Onu kaybettim! Her şeyi kaybettim!"

Gözleri Hande'ye döndü, ama o kadar doluydu ki ne gördüğünü bile anlayamıyordu. Hande, çaresizlik içinde ellerini Saliha'nın üzerine koymaya çalıştı, ama Saliha o kadar güçlüydü ki onu durdurmak imkansızdı.

Yakamoz II hansalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin