15|

12 2 5
                                    

Bir süredir yazamıyorum, ihmal ettiğim için üzgünüm. Bilmiyorsunuzdur ben bir öğretmenim ve buraya vakit ayırmak zor çünkü vaktimi çocuklarım (öğrencilerim) için daha fazla katkı sağlayabileceğim şeylere ayırıyorum. Umarım bölüm yavaş geldiği için hikayeyi takip edenleriniz bana kızgın veya kırgın değildir... Eğer öyleyse de özür dilerim sizler değerlisiniz 🧡

O halde kaldığımız yerden devammm 🧚🏻‍♀️🧚🏻‍♀️

|||||

Minho ikilinin ardından eve girmeden önce kıskanç duygularına hakim olamadan telefonunu cebinden çıkarıp arkadaşı Jeongin'i aradı. Fazla beklemeden karşı taraftan uyku sersemliğiyle gelen ses duyuldu. "Hyung?"

Minho öfkesini kenara bırakıp küçüğüne takılmak için alaycı bir ruh haline bürünmüştü bile çoktan. "Tavuk? Bu saatte mi uyunulur oğlum sanki sen koca bir hastanede temizlik yapıyorsun."

"Oh haha(!) Az önce fenasal bir sikişten çıktım. Sen anlamazsın böyle şeylerden gerçi, pasif Minhoş" Jeongin'in başta yorgun çıkan sesinin sona doğru enerji patlamasına dönmesine mi şaşırmalıydı yoksa kurduğu cümlelere mi bilememişti sokak ortasında dikilen adam.

"Sex hayatımı izletip uykularını kaçırmamı istemiyorsan sus."

Jeongin'in şirin kıkırtısından sonra "Niye aramıştın hyung?" demesiyle sesi tekrar ciddiyete büründü. Bu çocuk nasıl duygudan duyguya böyle temizce atlayabiliyor?
"Oradan buraya acil uçak bileti alıp geliyorsun, hemen." Sesindeki netliğe zıt olarak kesin bir şekilde umursamazca reddetti genç oğlan. "Sikseler gelmem Minhoş."

"Hyunjin burada, şu Jisung'un arkada-"

"Geliyorum Minhoş lafa tutma amına koyayım!"

Minho cümlesi yarıda kalmış ağzı açık şekilde yüzüne kapanan telefona şokla bakıyordu. "Azgın deli piç." Konum attıktan sonra sırıtarak daha fazla dışarda beklememek için (Asla Hyunjin'le Jisung'u başbaşa bırakmamak için değil yanlış anlamayın) eve adımladı.

|||

"Sen şimdi benden daha mı iyi PES* oynadığını zannediyorsun?" Hyunjin sahte şaşkınlıkla hemen solunda oyun kolunu tutan sinir bozucu adama sataşıyordu. Cevabını beklemeden alayla sağında hemen dibindeki Jisung'un bacağına elini atıp okşarken "Duydun mu güzelim? Söyle bakalım kaç tane atayım şu dedeye?" diyerek solundaki adamı kışkırtıyordu.

PES*: Yapay zekaya veya insanlara karşı oynayabileceğiniz bir futbol oyunu.

Jisung ise onun amacını anladığı için aynı sinir bozuculukla gülerken elini çenesine atıp düşünür gibi yaptı. "Hmm... Eğer en az 7 tane atarsan bir ödül kazanabilsin Hyuncuğum." Dudaklarını öne uzatıp arkadaşına yaklaştığında Minho, Hyunjin'in üzerinden uzanıp geri itti Jisung'u. Koltukta geri kayan Jisung şaşkınca kalırken Hyunjin ile aralarında oluşan boşluğa çabucak yerleşti Minho yerinden kalkıp. Üçlü sıkıştığında Hyunjin huysuzca sola kayıp ayrıldı yanındaki adamdan. Arkadaşıyla arasına giren bu sinir bozucu adamı öldürmek istiyordu.

Minho, hemen sağında kendine resmen yapışık şekilde oturan sevdiği çocuğa yaramaz bir gülüş atıp "Daha fazlasını atarsam ödülümü alırım bebeğim." dedikten sonra göz kırparak oyunu başlattı. Jisung her ikisinin de böylesine hırsla oynadıklarını görünce onları hayranlıkla izliyordu. Gol attıkça birbirlerine olan sataşmaları o kadar lomik ve gürültülüydü ki istemeden de olsa düşündüğü tek bir şey vardı. Arkadaş olsalar mükemmel ikili olurlardı...

Durmak veya yavaşlamak bilmeyen bu rekabetin içerisinde çalan kapıya doğru yürüdü Jisung. Beklediği biri yoktu bu yüzden komşu olabilir diye düşünerek açtığı kapının arkasında önceden kalma hatıralarla yüzünü hatırladığı çocuğun geniş gülümsemesini gördü. Jeongin utangaç gülümsemeyle nazikçe elini sallarken "Selam hyung." diyebildi sadece.

Gizli Görev || MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin