"Bugünlük bu kadar yeterli arkadaşlar, dağılabiliriz."
Duyduğu cümleyle derin bir nefes verdi Rojbin. Saat neredeyse gece 4 olmuştu ve yorgunluktan bayılmak üzereydi. Bir an önce evine gidip, pijamalarını giyip sabah setine kadar bayılmış bir vaziyette yatmak istiyordu. Karavanda hızlıca üzerini değiştirdikten sonra dışarı çıktı. Havalar yavaştan soğumaya başladığı için üzerindeki ince ceketine sıkıca sarıldı. Bugün için kıyafet seçimi kesinlikle yanlıştı.
Her zamanki tanıdık taksi durağından taksicisini istemek için telefonunu çıkardı. Arabası yoktu, birkaç sene öncesinde ehliyet almıştı ama araba kullanmayı hiçbir zaman sevememişti. Bu yüzden taksicilerle oldukça iyi anlaşır olmuşlardı. "Hasan abi acaba bu gece çalışıyor mudur?" diye düşünürken önüne tanıdık bir araba yanaştı. Rojbin birkaç adım gerileyip indirilen camdan yüzünü görebilmek için eğildi.
"Eve bırakayım mı?"
Aslında bunu setten birçok arkadaşı teklif ediyordu ama gerçekten semt olarak uzak bir yerde oturduğu için kimseye bu çileyi çektirmek istemiyordu. O yüzden o bunu ilk defa soruyor olsa bile cevabı aynı olacaktı.
"Teşekkür ederim. Taksiyle döneceğim."
Fakat o diğerleri gibi "Tamam" diyerek yoluna devam etmeyi düşünmüyordu. "Saat çok geç Rojbin, birde taksi beklemekle uğraşma geç hadi."
Genç kızın iradesi kırılmak üzereydi ama yine de ona zorluk çıkarmamak için "Gerçekten uzakta oturuyorum Bertan. Hiç uğraşma ben giderim zaten." dedi.
Bertan bıkkınlıkla ofladı ve sürücü koltuğundan biraz eğilip yan koltuğun kapısını açtı. "İyi o zaman geçen gün ki ilaç borcumu ödemiş olurum."
Israrcı bir çocuktu, hatta arsız bile denilebilirdi ama o gece için Rojbin'i arabaya binmeye ikna etmişti. Çekingen bir şekilde kemerini bağlayıp ellerini kucağında birleştirdi. Bertan ise o hazır olana kadar arabayı hareket ettirmedi. "Tamam gibi gözüküyorsun." dedi yarım bir gülümsemeyle. Rojbin sessiz bir baş onayı verdikten sonra arabayı çalıştırdı.
Hayatının hiçbir noktasında sakin biri olduğunu hatırlamıyordu. İlkokulda, lisede, üniversitede, çalışma ortamlarında her zaman en enerjik en fazla sesi çıkan ve insanları gülümseten bir yapısı vardı ve açıkçası kendi karakterinden de oldukça memnundu. Neşe güzel bir şeydi. İnsanların istedikleri zaman bağırarak şarkılar söyleyebilmesi hiç bilmedikleri müziklerde dans edebilmesi gerekiyordu. O da hep öyle yaptı. Ama ilk defa, bu yaşına kadar ilk defa birinin yanında hep sessizleşiyordu. Ağzından çıkan cümleleri birkaç kez tartmak zorunda kalıyor, düşünmeden konuşmak istemiyordu. Rojbin kendisinin de yabancı olduğu bu huyundan hiç hoşlanmamıştı. Bu yüzden olabildiğince Bertan'la yalnız kalmamaya çalışıyordu. Toplu alanlarda gözünü ona değdirmeden konuşmak çok daha rahattı ama birebirde yaşanan zorunlu sohbetlerde tıkanıp kalıyordu.
"Yorgun gözüküyorsun."
Tabi birde bu vardı. Bertan konuşmaya gerçekten bayılıyordu ve onun aksine her boşlukta kendisiyle iletişime geçtiği için Rojbin çoğu zaman yüzüne salak gibi bakıp hiçbir cevap vermeden gidiyordu.
"Sen yorulmadın mı?"
En azından mantıklı bir soruydu. Kim gecenin 4'üne kadar çalışıp enerjik olabilirdi.
"Yoruldum, ama ben hep yoruluyorum zaten. Seni ilk defa görüyoruz sanırım" dedi Bertan. Onunla konuşurken gözünü anlık olarak yoldan çekip göz göze gelmeden sözünü bitirmiyordu.
Rojbin istemsizce gülümsedi. "Dün de pek iyi uyuyamadım ondan sanırım. Bazen ben de böyle olabiliyorum." dedi onu işaret ederek. Bu Bertan'ı sesli bir şekilde güldürmeye yetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Kendinden Kurtar |RojBer|
Teen FictionHikayeleri hikaye tamamlandığında yazılacaktır.