geçmişe olan nefret
Dışarıya mutlu görünen ama icten içe çürüyen bir ailenin son çocuğuydu Lavin. En küçük çocuk olmasına rağmen hayati, çevresindeki kişiler yüzünden çocukluğunu yaşamamıştı.
Istediği şekerler alınmamıştı,okuldaki her kızda olan süslü güzel oyuncak bebekleri yoktu,küçük kızlarda olan pembe kırmızı mor kıyafetleri olmamıştı hiç, annesinin pazardan aldığı penye kıyafetler giyerdi. Güzel bi okul çantası olmamıştı, en ucuzu hangisiyse o alınırdı, sınıftakiler beslenme çantalarını çıkarırken o ütüyle bastırılmış kağıda sarılmış tostu her gün yemek zorundaydı. Güzel şeyler giyme alma yeme gibi lüksü yoktu.Beş yaşındayken başladığı okulda daha küçük olduğu için öğretmenleri kulaklarına alıp taşırlardı Lavin'i. Küçük yaşına rağmen okulda en iyi notlar alan oydu.
Fazlasıyla zayıf ve de kısa olan çocuksu bedeninin taşıdığı büyük okul çantasıyla eve dönmüştü o gün. Babası Adnan Karaçalı evdeydi her zamanki gibi. Emekli olduğundan beri hiçbir isle uğraşmamış aldığı üç kuruşla evi gecindirmeye çalışan normal bi baba gibi görünürdü ama aldığı parayi bankaya yatiran varlık içinde yokluk yaratan birisiydi kendisi.
Annesi Yeşim Karaçalı ev hanımı normal birisiydi. Kocası ne derse destekler karşı çıkmaktan korkardı. Köyden on sekiz yaşında evlenip şehire gelen bi kızdı, kocasına karşı çıkması iyi karşılanmazdı.
Büyük ablası Yıldız... Sanki evin en küçük çocuğu oymuş gibi davranilirdi ona, bi dediği ikiletilmezdi. Bunun sebebi açıktı küçükken babasından yediği dayak yüzünden suçlu hissediyordu belki de aile üyeleri.
Lavin dayak yememişti ama her şey fiziksel değildi, küçücük yaşına ragmen olgun bi çocuk olmak zorundaydi. Kimse ailede onun simarikliklarini çekmezdi, kimse ona istedigini yapma hakkını tanımazdı. Hayatını bi kukla gibi yaşardı.
Dövüşmemişti evet ama babasının sözleri unutmazdı Lavin. Sadece babasının değil ona söylenen hiçbir sözü unutmazdı evet belki kindardı ama hayatta kimin ne olduğunu bilmek için bu lazimdi. Elimde kalırsın, bir çarparım duvarda izin kalır, üslü dur delirtme beni gibi onca söz.
Sadece babası da değil kendinden 11 yaş büyük olan ablası asıl psikolojik baskıyı yapardı ona, hicbir zaman sevmemişti Lavin'i. Lavin de onu sevmezdi keşke o olmasaydı diye dusurdu her zaman. Siniftakilerin ablaları abileri onlara destek okurken onun ailesinde bu yoktu. En büyük nefreti ailesineydi küçük kizin.
Küçükken yapılan tüm saçmalıklara susuyordu ama artık büyüdükçe katlanılmaz bi şeye dönüştü bu.
Dışarıya çıkmazdı, arkadaşı olamazdı, kafeye gidemezdi, eğlenemezdi, kendilerini ovmeyen kimseyle görüşmesini istemezlerdi. Ne övülecek yanları vardı ne de mantıklı tarafları. Yaşadıkları büyük ama kirli los evde kendilerini dünya için önemli sanan bireylerdi sadece ailesi.
Lavin artık katlanamıyordu bu baskıcı aileye. Tek istediği üniversiteyi kazanıp başka bir şehire gitmekti, ailesi buna da karşıydı başka şehirde okumasına. Izin vermem diyorlardı burdan ayrılamazsın.
Amaçları neydi bilmiyordu ama artık yaşı büyüdükçe hayatin aktığını hissediyordu. bir daha hayata gelmicekti ipleri kendi eline almalıydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahkum
Teen Fictiongenç kız olacaklardan habersiz mutluydu, seviyordu çünkü ve de seviliyordu ailesine rağmen. Ama hayatin acımasız yönünü bilen kız daha da büyük bi şekilde imtihan edileceğini düşünmemişti. Sevdiği adamın onu bırakmak zorunda kalmasıyla başladı her ş...