1

15 20 0
                                    

Taehyung, hasta odasından sıkılmış ve hastanenin büyük olan bahçesine çıkmıştı. Çıktığı ilk andan bahçenin bir ucunda yetiştirilen çiceklere bakarak soludu. O, bu kadar sakinliğe alışık değildi. Taehyung'un deyişiyle yaşadığı küçük bir motor kazasını babasının abartmasını çok saçma buluyordu. Fazla bir şeyi yoktu, sadece sağ kolu alçıya alınmıştı (!)

Babası, bu hastanenin bir doktorlarındandı bu yüzden Taehyung'la ilgilenip, iki gün hastanede gözü önünde durmasını istemişti, Taehyung'dan. Ve bu Taehyung'un hastanedeki ikinci günüydü yani demek oluyorduki bugün onun taburcu olma günüydü. Biraz iki hafta motor süremeyeceğinin üzüntüsünü yaşarken, ayrıyeten okul servisiyle okula gitmesi onun açısından daha çirkin ve sinir bozucuydu.

Yarın okula gidip, arkadaşlarıyla basketbol maçı tam yapabileceği aklına geldiğinde alçılı kolunu gördü. Sonra sinirli bir nefes verdi. Ama Taehyung, o alçılı koluyla bile basketbol maçı yapardı. Ne de olsa yaptığı hataların hiç birinde akılanmamıştı. Bilmem Taehyung'un kaçıncı motor kazası. Babası ona ne kadar motoru yasaklasada takdiri caizse bir yolunu bulup, babasını ikna edip, tekrar motor kullanıyordu.

Ne de olsa o istediği her şeyi yapmaya veya başarmaya yüz tutmuş, Kim Taehyung'du.

Taehyung, basketbol oynamayı çok severdi. Zaten okuduğu okulda basketbol kaptanıydı. Seviyordu bu basketbol oynamayı, bu yüzden yaptığı görevden oldukça menundu. Hemen hemen gece gündüz oynardı. Hangi koşulda, nerede olursa olsun bir yolunu bulur oynardı. Mesala saat sabahın altısında kalkar, kendisinin ısrarlarıyla babasının kendisine özel bahçede yaptırdığı basketbol sahasında yaklaşık bir saat oynardı vakit buldukça. Sinirlenince, mutlu olunca, üzülünce ya motor kullanır ya da basketbol oynardı. Sığınıp, kaçmak istediği veya kafa dağıtmak istediğinde de basktebol oynar ya da motor kullanırdı.

Her ne kadar babası kadar derslerinde fazla başarılı olmasada, basketbol oyunları konusunda çok iyiydi.

Taehyung, babası ve annesini çok severdi. Onlara karşı yapılan en küçük bir hatada öfkelenip, gözü hiç bir şey görmezdi. Ailesine çok düşkündü. Kırmızı çizgisiydi herhalde ailesi. Fazla bağlıydı annesine ve babasına. Ayrıca sevdiği insanlara çok değer verir, onlara zarar veren her konudan uzak dururdu.

Taehyung, alnına düşen siyah dalgalı saçlarını geriye tarayıp bahçeyi turlamaya devam ediyordu. Kesinlikle hava almak ona çok iyi gelmişti. İki günlük bir süreçte hasta odasında kalmayı hiç sevmemişti, gerçek anlamda çok sıkıcydı. Üstelik arkadaşlarınıda özlemişti, onları buraya çağırmak istemediği için bir telefon edip, arkadaşlarını buraya gelmemleri için ısrar etmişti. Ve tabii ki de başarabilmişti bir kaç duygu sömürüsü ile.

Derin bir nefes aldı sonra başını havaya kaldırıp hastane binasına baktı. Oldukça büyük ve ihtişamlıydı. Hastane terasında demirlik mermerinin üzerine çıkmış bir genç çocuk gördü. İntihar etmeye mi kalkışıyordu yoksa? Emin olmak için gözlerini kıstı ve gördüğü manzarayla genç çocuğun intihar etmeye kalkıştığını çağırıştırdı. Ama Taehyung, göz göre göre birinin intihar etmesine göz yumadığı için koşar adımlarla hastane binasının içine girdi.

Koşarak merdivenlere doğru gitti. Asansörle gitmesi daha mantıklıydı ama şu an asansörün sekizinci kattan gelmesini bekleyemeyeceğinden koşarak merdivenleri çıkıyordu. Merdivenlerde çarptığı insanlardan hemen hızlı bir şekilde özür dileyip teras katta hemen yetişmeye çalışıyordu. İntihar etmesine izin vermemeliydi. Alçılı kolu yüzünden her ne kadar çok hızlı koşmasını engellesede hâlâ koşabiliyordu.

Sonunda teras katta ulaştığında soluk soluğa kalmasına rağmen teras kapısını açıp, demirliklere tutunan bedene hızlı adımlarla yaklaşıp, sağ kolundan tutup kendine doğru çekmişti. Kendine doğru çekerken ayağı takılıp yere düşmüştü, genç çocukta üzerine düşmüştü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

sign language | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin