Binbaşı Imp Yb

2

Hala ona bakıyorken kaşlarını kaldırdı önüme döndüm bu kadarı fazlaydı "lan madem Türkçe biliyorsun neden ilk insanlar gibi anlaşmak zorunda bıraktın" dediğimde umursamaz sesi " o zaman eğlencesi kaçardı" dedi

Arabayı sürüyordum üsse gelmek üzereydik burayı hatılıyordum son virajı da döndüğümüzde gelmiştik yol boyu albayın horlama sesi arada uyanması ve Igorla rusça konuşmaları dışında bir şey olmamıştı arabayı durdurdum askerler anında albayın yanına arka kapıya geldiler ben arabadan çıktığımda soğuk yine yüzüme vurdu kıçım donmuştu tam anlamıyla

Igor ili elini beline koyup benden tarafa baktı ardından geniş adımlarla büyük mekana girdi bende allahım sabır ver diyerek ek binaya yürüdüm odama giresiye kadar askerlerimden biri bile yoktu fazla soğuktu fazla Kenanı aradım ana binada olduklarını söyledi onayladım odama geçip kendime bir kahve yaptım Rusya çok tuhaf bi yerdi ayrıca dil bilmemem hayatta beni geriye atıyordu binbaşının Türkçeyi neden bildiğini merak ediyordum üzerimi değiştirdim rahat sportif kıyafetlerimle oturdum allahtan bina çok sıcaktı çalışma masama ilerledim bir süre dosyaları askerlerimin dosyalarını ve eğitimimizin şeklini inceledim saat epey geç olmuştu işe o kadar çok dalmıştım ki 2 saat önce kenan ın attığı mesajı yeni görüyordum mesajda "Barca biz binadayız hiçbir sorun olmadı" vardı biliyordu kontrole olan manyaklığımı ondan dı bu her anı istemem askerlerim bana emanetti tabiki her anlarını bilecektim soğumuş kahvemi küçük mutfaktaki tezgaha koyduktan sonra camdan dışarı bakış attım benim çalışma odam ön bahçeyi yatak odam ise arkadaki eğitim sahasını görecek şekildeydi

2 saate kalmaz sabah olucak eğitime başlayacaktık ben yerimi yadırgardım bilmediğim bir ülkede bilmediğim bir yatakta uyumak epey zor olucağından aynı zamanda çokça vakit kaybedeceğimden biliyordum tanıyordum bedenimi kendime bir kahve daha yapıp üzerime kalın giysiler geçirdim kahvemi bu sefer termosa koydum askeri termostaki sıcacık kahve üzerimdeki kalın kıyafetler oldukça iyi hissetirdi aşağı indim askerlerim uyuyordu ses yapmamaya özen göstererek bahçeye çıktım ön bahçeyi es geçip arkaya eğitim için dizilmiş devasa alandaki birçok aletlerin bulunduğu yere gittim askeri berem kafamı kulaklarımı sarmasına rağmen özellikle gecenin bu saatinde Rusya bambaşka bir soğuk oluyormuş bunu öğrendim

Hava o kadar puslu ve serindi ki gökyüzü aydınlanmaya başlamış olmalıydı lakin ben bunu göremiyordum ısınmam lazımdı vücudum böyle sabit durursa damalarımdaki kan beni bu soğukta öldürürdü üzerimdeki kalın montu çıkardım vücudumu tam saran body ile eğitim alanına yürüdüm çıkarınca vücuduma gelen soğuk hava o kadar anında geldi ki kısa bir titredim bıyıklarımı düzeltip biraz ısınma hareketi yaptım daha sonra barfiks demirine çıkıp baya bir çektim ısınıyordu vücudum bu iyiydi biraz kahve yudumladım hava yavaştan aydınlamaya yaklaşırken telefonuma uzandım sabah ezanı vakti gelmişti tabiki ki ezan okunmuyordu burada kalın montumu termosumu alıp binaya yürüdüm odama çıkıp önce abdestimi alıp namazımı kıldım sonra dişlerimi fırçaladım gün çoktan aymıştı askeri kıyafetlerimi giyip aşağı indiğimde askerlerim tek sıra halinde karşımdaydı

Yüzbaşı selam verip sayımı söylediğinde onu selamla karşıladım askerler uykusunu almış gibiydi iyilerdi karşılarına geçtim benden kısa zayıf bedenlere bakarken titrediklerini farkettim alışkın değillerdi bu soğuğa Ankara da oldukça soğuktu ama bu kadar değil "hayırlı sabahlar asker" diye bağırdığımda hep bir ağızdan sağol demişlerdi "sizi iyi gördüm hadi biraz koşalım" dediğimde hepsi bahçede iki tur ardından eğitim alanına geldiler bu sırada bizden 30 dakika sonra yeni kalkmış Rus askerleri geldi ben askerlerimi çoktan eğitmeye başlamıştım Rus askerleri de şınav çekerken başlarında Konstantin yüzbaşı vardı ardından albay ve Igor geldi albay bana bakıp selam verdiğinde anında selamını aldım