Selamlarr bölüm geldii ♡
Bundan sonra pazar günleri atayım bölümleri diyorum. Çünkü cumartesi günü yetiştirmesi çok zor oluyor. Ama cumartesi biterse cumartesi atarım bölümü.
_____________________________________
İyi okumalar, sevgilerle...
_____________________________________
Bir rivayete göre talih kuşlarıymış bülbüller. Nerede baht, talih orada bülbül demekmiş. Bülbül gören bahtım açıldı sanarmış. Lakin bilmezlermiş o bülbülü altın da olsa kafese hapsettiklerinde bahtlarının kapandığını. Acı acı ötermiş bülbüller kafesin parmaklıkları arasında. Ne altın görürmüş gözleri ne baht ne talih... İnsanoğlu da altın kafeste öten kuşu, kafes altın diye ötüyor sanarmış. Bilmezlermiş ki bülbül özgürlüğe ötüyormuş acı acı.
...
Sessizlik en korkunç ortamlarda olurdu her zaman. Tüm korkularımızı sessizlikte yaşayıp yine sessizliğe gömerdik. Belki birkaç kısık nida kurtulabilirdi dudaklarımızın arasından ama uzun sürmez, her şey yine sessizlikte saklı kalırdı.
Sanki bir bıçak kesmişti zamanı. Her şey durmuştu. Herkes durmuştu. Ay havada asılı kalmıştı, yapraklar rüzgarın esintisiyle sallanmayı unutmuştu, insanlar nefes almayı durdurmuştu.
Daha az önce öten baykuş da ayak uydurmuştu ortama. O bile susmuştu.
Yutkunamadım. Duyduklarım gerçek olamazdı. Hayır olamazdı.
Ortamda çıt çıkmazken herkes donaklamıştı. Böyle bir teklifi kimse beklemiyordu.
Arkamdaki bedenin uzun süreli hareketsizliğinden sonra kıpırdandığını hissettim. Bedeninden yayılan sıcaklık sırtımı ısıtıyordu. Tek istediğim bana verdiği sözü tutmasıydı.
"Çıkar bunu aklından" dedi Draven sert sesiyle.
Lider işittiği sözlerle kaşlarını kaldırdı. Ardından gözleri tekrar kısıldı. O sinsi gülümsemesi yine suratındaydı. Küçük ve sinir bozucu bir gülüş çıktı ağzından.
"Haha, hadi ama Draven. Basit bir hizmetçi. Bana ver gitsin. Sen de biliyorsun ki ben izin vermezsem bu ormandan çıkamazsınız."
Gözleri Tonie, Tiego ve bizim üzerimizde dolaştı. "Hele ki bu kadar az kişiyken" başını ağır ağır olumsuzca salladı. "İmkanız."
Herkes Draven'den konuşmasını beklerken o sessiz kalmayı tercih etti. Sessizliği beni daha da korkutuyordu. Sanki beni ona vermeyi düşünüyormuş gibi hissettiriyordu.
Lider birkaç adım attı sallana sallana. Atı küçük bir kişneme eşliğinde bize yaklaştı. Lider kurnaz bir şekilde Draven'e bakıyor, adeta onu gözleriyle ikna etmeye çalışıyordu.
Uzun bir sessizlik yaşandı. Lider'in yüzündeki sinsi sırıtma asla sona ermiyordu. Gözleri Draven'den ayrılmıyordu. En son sessizlikten sıkılmış olarak hafifçe kıpırdandı.
"Görüyorum ki ikna olmuyorsun... Eski dostum."
Eksik parmağı olan eliyle arkasındaki adamlarını gösterdi.
"Uzun zamandır ganimet bulamıyorlar biliyor musun. Sanırım biraz sinirleri bozuk"
Elini cebine atarak biraz daha yaklaştı. İğrenç sırıtışı suratındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Aitsin (Tarihi aşk serisi 1)
Historical Fiction"Sana iki seçenek sunacağım" dedi kısık ve boğuk sesiyle. Bir yandan da elindeki kadehi hafifçe sağa sola sallayarak içindeki alkolle oynuyordu. Gözlerimi kaçırarak yutkundum. Ben tedirginlikle beklerken o fazlasıyla rahattı. "Ya sıradan bir cariye...