Medya'da Nefes..
Kafama aldığım yastık darbeleriyle gözlerim istemsizce aralandi. Ah iklim keşke şu güzel pazar sabahına daha güzel bir sekilde uyandirsaydin beni, gerçi artik bi guzelligi kalmadi ama. Zaten iki günlük tatilim var onuda zehir ediyo illa. Hayir yani baska bi saatte uyandir nolucak sanki. Hatta hic uyandirmasin ben kendim uyanirim bi ara. Yani hic degilse bi akşam yemegi yerim uyaninca.. Hayir sacmalamayin ne cok uyumasi sadece uykumuzu iyi almamiz gerekir yoksa bu salak iklim gibi sabahin köründe arkadaşlarimizi guzel uykusundan mahrum etmek gibi aptalliklar yapabiliriz. Gerçi oda benim uykuya ne kadar önem veren biri oldugumu bildigi icin mantikli bir aciklamasida vardir yani. Ben boyle icimden düşünürken artik uykumda kactigi icin yatakta yavaşça dogruldum ve iklime mantikli aciklamasini anlatmasi icin bakmaya basladim. Ama gerizekali sabah kafasiyla bana mal mal bakmaya devam ettiginden ikimizde birbirimize avanak gibi bakmaya devam ediyorduk ben onun niye uyandirdigini aciklamasini beklerken onun hala konusmamasindan yola cikarak.. hicbirsey cikaramadim acikcasi. Bu kiz niye hala mal gibi bakiyodu bana. Bende bu salak bakismalarimiza son vermek icin konusmaya basladim.
"İklim beni bu saatte uyandirmanin umarım mantikli bi aciklaması vardır."
"Canım arkadaşım (!) tabiki çok önemli bisey olamasa seni uyandirmam ama biliyorsun ki bugun Barışla buluşmam var ve makyaj konusundada pek iyi olmadigimi biliyosun."
Derin bir nefes aldi ve gözlerini bukalemun gibi büyülterek -daha cok kendini acıklı bir hale sokmaya calışıyo- beni neden uyandirdigini açikladi
"Yani anlicagin seni bu saatte uyandirmamin nedeni yardima ihtiyacım var."
Birincisi bugun onlarin buluşucağından şimdi haberim oluyor ama laf içinde biliyorsunki diyor. İkincisi bu kiz niye onca çabama ragmen hala kendi başına makyaj yapamiyor. Üçüncüsü ise niye bukadar erken hazirlanmaya başlıyor.
"İklim makyajini sabahin bu saatinde yapmak zorunda mısın."
"Barışla kahvaltıya gitcez oyuzden hemen hazırlanmam gerekiyor. Ve daha kıyafet bile seçmedim."
Evet şimdi bide kıyafet seçicez hayır yani ev arkadaşımıyım kreasyoncumuyum belli degil. Aslinda genelde kiyafetlerini kendi secer ama boyle özel kişilerle buluşucağı zaman bana seçtirir. Halbuki kendide cok guzel kombinler yapar ama sanirim bu kiz güzellik konusunda baskalarina kendini begendirmek icin mutlaka baskalarinada danisma zorunlulugu hissediyor kendinde.(ne kadar saçma bi cümle oldu bu böyle jdhxj)
"Pekala ozaman" diye söze başladım. "Öncelikle sana kıyafet bakalim." hemen kalkip yan odaya yani iklimin odasına gittik. Gardrobunun kapaklarınıda iki tarafa açtık ve önüne kurulduk. Bir süre dolabi izledikten sonra dizlerimin üstünde dolabın yanına iyice yaklaşıp dizin bir karış üstünde biten açık mavi kalın askılı elbiseyi elime aldım. Evet yaz mevsimi icin oldukça guzel bir elbiseydi ve kahvalti icinde fazla abartili veya sönük degildi. Elbiseyi iklimin eline tutuşturduktan sonra alt raftaki ayakkabılardan beyaz önü açık sandalet model bi dolgu topuk ayakkabiyi aldım ve onuda iklime verdim. Ve başımla odadaki giyinme kabinini gösterdim. Bu sefer anlamış olucakki kalkıp kabine girdi. Bende o sirada telefonuma bakmak icin kendi odama gittim. Masanin üstündeki telefonumu elime alip tuş kilidini actım ve gelen cevapsiz cagri ve mesajlara baktim. 4 tane cevapsız arama vardi ve 3'ü annemdendi. Annemle konusmayali bi hafta olmustu sanirim. Daha sonra aramayi aklima not edip diger cevapsiz aramaya baktim. Diger arama Berke' dendi. Ah canım kardeşimi çok özlemiştim. Benden bir yaş büyük olmasına ragmen hicbi zaman benimle yaş kavgalarina girip kendisi buyuk oldugu icin bana birseyler yaptirmaya kalkmamis her zaman benimle iyi anlasmistir. Ben liseyi farkli bir şehirde okuyacagimi soyledigimde oda bana goz kulak olmak icin burada lise hayatina devam etmek zorunda kalmisti. Kendiside bizim sitede karşi binadaki evlerden birisinde kalıyodu. Ama kız arkadaşıyla son senesinde tatile cikmisti ve iki haftadir gorusemiyoduk bu yuzden. Kız arkadaşı Lara 'ylada pek iyi anlaştigimiz soylenemez ama Berk üzülmesin diye onun yaninda hep kıza iyi davranmaya çalısıyorum. Bu kız hep gözüme bi farklı görünüyo sanki. İlk gördüğüm andan itibarende pek gözümün tuttugunu söyleyemem. Sürekli Berk'in yanında gülen kız beni görünce gülümsemesini donduruyor ifadesiz bi suratla bana bakıyodu. Hayır yani anlayamadığım bisey mi yaptım sanki ona. O böyle davrandıkça bende ondan uzak durmaya özen gösteriyorum. Ama berk üzülmesin diye ona bu soguk hallerimi göstermiyorum tabi. Gerçi göstersem birşey olduğunu düşünür ve ayrılabilirler. Çünkü Berk benim düşüncelerime çok önem verir. Zaten çıkmaya başlayalı cok uzun bi zaman olmamıştı yaklaşık iki ay falan oluyodu. Ama tabi ayrılmaları için bi sebepte olması gerekir yoksa kızı kardeşim seni beğenmiyo diye ortada dımdızlak bırakıcak değil.
Ben böyle düşüncelerle boğuşurken odaya İklim'in girdiğini yeni fark etmiştim. Verdiğim elbise üzerinde tabiki çok guzel durmustu. Ayakkabılarla beraberde oldukça hoş görünüyodu. Böyle bi kombinede sıkı bi atkuyruğu guzel durabilirdi. İklim'i benim makyaj masama oturttum ve saçını sıkı bi atkuyruğu yaptım. Makyajına geçtiğimde kusursuz bir aylaynır çektim ve dudaklarına böğürtlenli bi partalıcı sürdüm. Evet bence bu kadar makyaj yeterliydi. İklim masadan kalktı ve boy aynasında kendine bi göz gezdirdi oda beğenmiş olucakki bana döndü ve gülümsedi.
"Ay Nefes harikasin çok teşekkür ederim" dedi ve sarıldı. O sırada içerden telefonunun sesi duyuldu büyük ihtımalle Barış arıyodu ve İklim'i almaya gelmişti. İklim hemen odaya koşturdu. Bikaç saniyelik konuşmanın ardından beni öpüp evden çıktı. Evet kalmıştım koca evde tek başıma. sessizlikle beraber karnımın gurultusunu duydugumda kahvaltı yapmadığımı hatırladım ve mutfağa gittim kendime güzel bi omlet yaptıktan sonra çay sevmediğimden buzdolabından meyve suyunu aldım ve bardaga doldurdum. Yaklaşık bı 20 dk kahvaltı yaptıktan sonra mutfagı duzenleyip salona geçtim ve izlemek için DVD den filmlere göz gezdirdim. Sonunda kehanet isimli filmde karar kıldım ve izlemeye başladım. Daha filmin başlarındayken aklıma annemi ve Berk'i aramadığım geldi. Filmi durdurup telefonumu elime aldim ve annemi aradım. İlk çalışta açtı oda.
"Annecim nasılsın çok özledim sizi"
"İyiyim tatlım bende seni çok özledim. Aramıştım seni ama görmedin sanırım"
"Ah evet anne dün biraz erken uyudumda telefonumda sessizde kalmış duymadım oyuzden."
"Anladım canım ee nasılsın nasıl gidiyor Antalyada iyice sıcaktır şimdi güneste falan çok durma bak çarpar sonra."Hala aynı işte annem mutlaka beni uyarır böyle konularda ama beni önemsediğini bilmek hala onun küçük kızıymışım gibi hissetmek güzel bişey gercekten
"İyi işte aynı şeyler degişen bişey yok yani Berk iki haftadır tatilde ve iki haftadır görüşemiyoruz buyuzden. Sende merak etme annem bu sıcakta pek çıkmıyorum zaten dışarı."
Annemle bu şekilde yaklaşık 40 dk falan konuşup hasret giderdikten sonra vedalaşıp kapattık. Şimdi sıra Berk'i aramaktaydı. Cevapsız aramalardan Berk'i bulup aramaya bastım. Bir süre çaldıktan sonra açmayacağını düşünüp kapatacakken Berk'in o güzel sesini duydum. Valla ne diyim hem sesi guzel hem tipi güzel yani güzel pek olmadı yakışıklı diyelim biz ona. Abim olmasa aşık olurdum heralde. Karakter yönüylede kesinlikle mükemmeldi.
"Nefes'im"
"Yakışıklıım"
"Napıyosun fıstık?"
"Aynı işte nolsun yokluğunu arıyorum."
"Merak etme yarın sabah dönüyoruz hemde senin için bi süprizim var."Ne! yarınmı dönüyoruz demişti. Ayy çok sevindim şimdi gerçi daha ne kadar durucaklardı ki gelsinler artık bi zahmet, özledim ben abimi. Bu arada biraz önce süpriz mi dendi ?
Merhaba sevgili okuyucularım,bu benim ilk deneyimim olduğu için size biraz klasik gelmiş olabilir.Yazım hatalarım varsa gördüklerimi düzeltmeye çalışacağim.Vote ve yorumlarınızı eksik etmezseniz çok sevinirim .Hadi öptüm canimcimlar..
![](https://img.wattpad.com/cover/44636159-288-k129121.jpg)