-26-

716 37 9
                                    

-2 AY SONRA-

Ayağımın altındaki huylanmayla ve hâlâ uykuya dalamamanın verdiği sıkıntıyla gözlerimi açtım. Başımı kaldırıp bu huylanmanın sebebinin ne olduğuna baktım.

Küçük, çok küçük olan ve tatlı, çok tatlı olan bir süs köpeğiyle karşılaştım. Gülerek başımı şenzlonga geri bıraktım ve ufak bir çığlık attım. Çok tatlıydı!

Kucağıma almaya yeltendiğim sırada sahildeki insan kalabalığının arasında koşarak kayboldu. Kendiliğimden yine güldüm ve uyuyamayacağımı anladığım için ayaklandım.

Annem, babam, Ekrem Amca ve Nezihe Teyze sahil kenarına açılan yeni kafede oturup sohbet ederken diğerlerinin nerede olduğunu merak ettim. Fakat bunu öğrenmem fazla uzun sürmedi. Başımdan aşağı dökülen bir kova tuzlu suyla çığlık çığlığa kumsalda koştururken Kerem Abi, Kaan, Samet ve Berke kahkaha atıyorlardı. Etraftakilerin bir kısmı bize gülerken bir kısmı da tuhaf bakışlar atmakla yetiniyordu.

En sonunda koşmayı bırakıp koca bir kahkaha attım ve şenzlonga geri dönüp plaj elbisemi çıkarttım. Bikiniyi giydiğime şükrettim çünkü denize girmek gibi bir fikrim olmamasına rağmen yine de giymiştim.

Az önceki oyuncak kovayı aldım ve dört tane koca adamın peşinden koşmaya başladım. Ondan önce denize girip su doldurmayı ihmal etmemiştim tabii.

Diğerleri benden uzaklaşmışken Kerem Abi radarıma yakalanmıştı bile. Kovayı direkt üstüne attığımda omzuna çarpıp yere düştü. Yani sadece omzunu ıslatabilmiştim.

"Kerem Abi bizden yaşlı olduğun için geride kalmanı normal karşılıyoruz!"

Samet'in cümlesine kahkahayı basarken Berke yanıma gelip saçımı karıştırdı.

"Ya Berke!"

Tabii bu sırada Kerem Abi'nin verdiği tepkiye de gülmeyi es geçmiyorduk. Hepimizi karşısına alıp kovboy edasıyla bize bakarken tek kaşını kaldırmıştı. Kabul ediyorum, Kerem Abi fazla yakışıklıydı.

"Buna sessiz kalamam. Su savaşını başlatmaktan gurur duyarım!"

Üzerimize doğru gelmeye başlayınca iskeleye doğru koşmaya başladık. Fakat bunun salaklık olduğunu farkettiğimzde geri dönücektik ki Kerem Abi'yle karşılaşınca kaderimize razı olup iskeleye yönümüzü geri belirledik.

Biz koşmaya devam ederken Berke hepimize talimatlar veriyordu.

"Bakın şimdi ilk ben suya atlayacağım. Sonra Samet, Kaan ve en son da sensin abla!"

"Niye en son ben ya!"

Cümlemin sonunu getiremeden havalandım. Ben çığlıkla kahkahalarımı bir arada tutmaya çalışırken diğerleri beni es geçip suya atladı. Yazık size be!

Kerem Abi'ye bırakması için yalvarırken o beni dinlemeyip omzunda döndürüyordu. İtiraf etmem gerek, çok eğlenceli.

"Nasıl Deniz? Yüksek kesimlerde de havalar sıcak mı yoksa kar mı yağıyor?"

Sudan çıkmış bize pişmiş kelle gibi sırıtan üç kafanın arasından Samet'i buldum ve bu esprisi için onu alkışladım.

"Evet Samet'i alkışlıyoruz."

"Milletçe!"

"Alkışlıyoruz!"

Kerem Abi de alkışlamak için ellerini ayaklarımdan çekti. Sonuç; hüsran. Omuzlarında olan ben, tahtaya çakılmamak için büyük bir çaba sarfederek ellerimle Kerem Abi'nin suratını kapladım. Görmesini engellediğim için yalpaladı ve sonuç; x2 hüsran.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 26, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÇÖMEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin