Göğsünde vurup parçalanan kalbi, nihayet
Bu saçları kan, gözleri keskin dişi çeldi.
Artık bitecek ruhunu sarsan bu şeamet.
Zira saçı kan sevgilinin ismi eceldi...Yine ben yine ben yine ben!!!!!
Arkadaşlar okuyorsunuz beğenmiyorsunuz ve aşırı ayıp ediyorsunuz. Valla böyle olunca yazasım gelmio.
🦄💖🦄
16 yıl önce...
Küçük kız pembe babetlerini çamura bulamış bir vaziyette elinde ki çamur artığını yanlışlıkla saçına bulaştırmıştı. Annesi çok kızacaktı. Ama şu anlık bunun bir önemi yoktu. Tek düşündüğü şey işine odaklanmaktı. Evde çok fazla sıkılıyordu. Kaptan Tusubassa'yı izlemek güzel olsa da bir süre boyunca aynı şeyleri izlemek sıkıyordu. Rafadan Tayfa'da ki Hayri olmak istiyordu ama annesi bunun imkansız olduğunu söylüyordu. O zaman o da Hayalet Casper olurdu.
"Üstüne başına ne yaptın Çilli?"
Asaf okuldan yeni çıkmış çantasını odasına koymuştu. Çıkışta zaten küçük bir futbol maçı yapmışlardı, teri çıkmıştı. Eskimeyen bir gelenek gibi Elfida'yı burada bulacağına emindi. Asaf'ın gelişini asla kaçırmazdı.
"Sana pasta yaptım Aşkısım," Eline yüzüne bulaştırdığı çamurla kocaman gülümsedi. "Hemde yuyvarlak pasta!"
Önünde çamurdan yapılmış çeşit çeşit pasta vardı Asaf'ın. Kimisinin üzerinde çakıl taşları vardı, kiminin üzerinde ise dut yaprakları. Tuhaf, şekilsiz çamur parçacıklarıydı. Çiçek teyzesi bu sefer onu da haşlamasaydı bari, suçu yoktu bu sefer.
"Derdin bir gün beni öldürtmek," Dedi duyamayacağı kadar kısık sesle. Duyarsa ağlardı çünkü. "Pembe belam benim."
Seyrek dişleriyle ona sırıtırken Asaf ona nasıl kızgın kalabilirdi ki? Kızıl saçları güneşin altında parlıyor, çilleri ise burnu ve elmacık kemiklerinin üzerinden ona göz kırpıyordu. Aslında o kadar çilli değildi, sadece burnuna ve elmacık kemiklerine ekelenmiş tohumları andırıyordu.
"Aşkısım?"
Onun yaptığı her bir pastayı inceledi. "Efendim Çilli?"
"Efendiym mi?" Dedi gözleri irice açıldığında. "Ama aşkısım, ben senin efendiyn diğilim ki! Babam anneme hiççç efendiym demez! Sen neden diyoysun ki? Ben senin aşkısın değil miyim? Eya'ya mı aşkısım diyoysun?"
Elfida'nın böyle bir huyu vardı işte. Sadece küçük bir kelime ve ya hareketten tonlarca anlam çıkartır, neden diye ağlardı. Elma yanakları kıpkırmızı olmuştu güneşin altında. O kadar neşeli bir kızdı ki kendini herkese sevdirmesini çok iyi biliyordu. Eya derken Ela demeye çalışıyordu. Adları halen tam telaffuz edemiyor, dili dolanıyordu.
"Senin aklına böyle şeyler nereden geliyor fallik?" Dedi Elfida'nın hayran olduğu kızıl saçlarına dokunarak. "Ela benim sınıf arkadaşım, ben bir tek senin aşkısınım."
"Valla mı?" Dedi komik bir deyişle.
Onun böyle diyişiyle Asaf güldü. Kelimeleri çok sık farklı kullanıyordu. Ela'dan kesinlike nefret ettiği açıktı. Güreşe gittiğinde Ela'nın ona dediklerinden sonra Asaf mesafesini koruyordu. Bu tarz şeyler sevmezdi. İstediği tek şey Hava Harp okumaktı, onun içinde fazlasıyla çalışıyordu.
"He kız, valla."
Asaf'ın şivesi kulağa tatlı geldiği için Elfida kıkırdadı. Esmer teni terden dolayı parıldıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL KOKAN BARUT
Teen FictionÖlmek için yetiştirilmiş bir tim; Gölge Timi. Onlar birer bombaydı, ölüm günleri bile belirlenmişti. Onlara Ölümün Gölgeleri derlerdi, çünkü siz Ölümün Gölgesinin üzerinize çöktüğü zaman anlardınız ölümle aranızda olan bir adımı. Kurallar vardır örn...