4

457 38 4
                                    

"Kahve?"

Simay'ın sorusuyla yaklaşık 15 dakikadır izlediği kaldırımın taşından kafasını kaldırıp gülümsedi Rojbin. Evet, kahve ona şu an gerçekten çok iyi gelebilirdi.

Malum sahnenin üzerinden 5 gün geçmişti ve Bertan o günden beri neredeyse Rojbin'in yüzüne hiç bakmıyordu. Zamanlamayı tesadüfe yormaya çalışsa da ne zamandan itibaren böyle olduğunu biliyordu ve neredeyse artık bu dışarıdan bile belli olmaya başlamıştı. Karavana geldiğinde o çıkıyordu, ortak alanlarda yemek yemiyorlardı ve sahneleri olduğunda bile olabildiğince mesafeli davranmaya çalışıyordu. Her ne yaptıysa bir şeyleri yanlış yapıp onu rahatsız ettiğine emindi. Ya bir şey farkettiyse ya fazla heyecanını ona yaşıttıysa diye düşünmekten günlerdir kafayı yiyordu ve bunu sorabileceği bir muhatabı olmadığı için bunu da ancak kendi başına yapabiliyordu.

Sıçmışlardı ve bu sefer tek taraflı da değildi.

"Daha ne kadar izleyeceksin o kaldırımı?"

Simay bugün konuşkan tarafından kalkmıştı demek ki. Oysa günlerdir Rojbin'in yanında sessizce oturmayı tercih ediyordu.

"Dikkatli bakarsan deseni güzel aslında."

Elbette sadece dalga geçecekti. Kendisi bile neyin ne olduğunu bilmeden konuşulacak başka bir şey yoktu ki.

"Rojbin anlatacak mısın artık?"

"Neyi birtanem?"

Simay "ciddi misin?" dercesine gözlerine baktı. Rojbin şu an gerçekten bir şeyler anlatmak isterdi ama neyi anlatabilirdi ki?

"Bertan'la ne geçti sizin aranızda?"

Duyduğu cümleyle gözleri açılırken hızlıca biri duydu mu diye etrafı kontrol etti. Gerçketen o kadar mı belli oluyordu? Ya da artık kız yanında oturmaktan aklını okumaya falan başlamıştı ve bu durumda ikinci seçeneği seve seve tercih ederdi.

"Ne alaka Simay ne Bertan'ı?" dedi umursamaz görünmeye çalışırken. Ama sanırım pek başarılı olamamıştı.

"Aşkım, bak benden bir şey saklamana gerek yok yargılamam seni." dedi Simay içten bir şekilde. "Benim halimi görmüyor musun zaten sana nasıl dönüp bir şey diyebilirim ki?" dedi gülerek.

Evet bu salak kız da gidip partnerine aşık olmuştu. Ama en azından onun ki karşılıklıydı ve gayet mutlu gözüküyorlardı.

Rojbin daha fazla yanlış anlaşılmamak adına "Bizimki sizinki gibi bir durum değil." dedi. "Sadece hala doğru düzgün iletişimizi oturtamadık sanırım, bazen oluyor böyle."

Günün ikinci bir "ciddi misin?" bakışı gelmişti. Biraz daha burada oturursa yavaştan kendini kesmeye başlayacaktı.

"Ay keşke dışarıdan kendinizi izleyebilseydiniz" dedi dalga geçer bir tonla "Gerçi her hafta yayınlanıyorsunuz baksana arada bölümlere."

"Saçmalama Simay aynı şey mi?" dedi Rojbin gerilerek. "Mesleğimizi mi anlatayım sana, sahne bittikten sonra birbirimizle alakamız olmuyor zaten."

"İşte zaten garip olan bu değil mi? Setteki herkesle arkadaşsın neden bu çocukla alakan olmuyor ki kaldı ki Bertan da herkesle arkadaş. Bir tek birbirinize geldiğinizde mi iki yabancı oluyorsunuz bu gerginliğin nedeni ne?"

Rojbin'in en başından itibaren kendisine sorduğu soruları şu an karşısındaki birinden duymak ona hiç iyi gelmemişti. O da biliyordu bütün bu olan bitenin ne kadar saçma olduğunu, asla uyuşamıyor olduklarını ve toplu haldeyken doğru düzgün iletişime geçemediklerini. Ama keşke cevabını o da bilseydi. Kendi tarafından az çok bir şeyler netleşmiş olsa bile bunları kabullenmiyordu. Kaldı ki karşı tarafta zaten böyle bir şey yokken onun neden Rojbin'le aynı şekilde davrandığını hala anlayabilmiş değildi.

Beni Kendinden Kurtar |RojBer|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin