0.1

20 5 5
                                    

Hocamız dersin bittiğini söylediğinde rahat bir nefes verdim, kurtulmuş gibi hissediyordum. E tabi üç saatlik blok ders olunca, bitince insan hayata dönmüş gibi hissediyordu. Tabletimi ve kalemini çantama koyduğum gibi yerimden fırladım. Amfiden çıktığım gibi koluma giren Jennie ile gözlerimi ona çevirdim ve gülümsedim.

"Tam olarak 45 dakikadan beri seni bekliyorum Chae." Dedi hafif sinirle.

"Dönemin son dersini blok yaptı sinir şey, oturmaktan kıçım ağrıdı resmen."

İkimizde kıkırdarken asansöre binmiştik bile.

"Ee şekerim ne yapıyoruz?"

Klasik Jennie, kurtlu kız. Yerinde duramıyor resmen.

"Her zaman ki kafeye gidelim." Dedim.

Yüzünde memnuniyetsiz ifadeyi gördüğümde dudaklarımı büzdüm.

"Ne dedim şimdi ya."

"Rosé kendini biraz aş be kızım, üç senedir aynı yere gidip duruyoruz. Biraz yeni yerler görelim, yeni insanlar, yeni yüzler görelim." Dedi.

Aslında biraz haklı olabilirdi ama ben onun bölümüne nazaran çok daha zor bir bölümde okuyordum. Bu yüzden de genel olarak yorgun oluyordum ve uzak yerlere gitmeye üşeniyordum.

"Bazılarımız yazılım mühendisliği okuyor Jen."

"Sen bana ne demek istiyorsun şimdi!?" Dedi sahte bir kızgınlık ile.

Ben kıkırdarken zemin kata gelmiştik. Jennie'yi elinden tuttuğum gibi asansörden kendimle beraber çıkarmıştım.

"Hadi ama Rosé yaz tatiline de girdik, merkezdeki kafelere gidelim."

Sanırım onu kıramayacaktım.

"Peki peki."

Jennie büyük bir sevinçle üstüme atlayıp bana sarıldığında gülerek kollarımı bedenine doladım.

"Düşeceğiz ya dur."

Geriye çekildiğinde koluma girmiş ve beni yürütmeye başlamıştı.

"Jennie ama bu kıyafetlerle olacak mı ki?"

Üstümüz kötü değildi ama klasik pantolon ve sweatshirtdü. Merkezdeki kafelere ise genelde inanılmaz süslü ve özenle hazırlanmış kişiler giderdi, biz yanlarında sade kalabilirdik.

"Öğrenciyiz kızım biz, hem ayrıca dresscode falan var da biz mi bilmiyoruz? Kimse bir şey diyemez."

Evet haklıydı, sonuçta kıyafet kuralı yoktu.

"Pekala, gidelim bakalım."

Beraber sohbet ederek Jennie'nin arabasına geldik. Kilidini açtığı gibi kapıyı açıp kendime koltuğa bıraktım ve kapısını kapattım. Kendi arabam olmasa da Jen istediğim zaman bana arabasını seve seve veriyordu. Onu çok seviyordum.

Jennie sürücü koltuğuna oturduğunda anahtarı kontağa sokup çalıştırdı.

"Şu yeni açılan mekana gidelim mi? Denizin karşısındaydı hani geçen görmüştük." Dedi.

"Olur tabi."

Çantamdan telefonumu çıkarttım ve gelen mesajlarımı kontrol etmeye başladım. Başım çok fenaydı dünden beri, Jen konuşunca bile adeta beynime bir ok giriyordu. Kaç tane ağrı kesici içtim hatırlamıyorum bile ama buna rağmen bana mısın demiyordu.

Jennie'nin kaçamak bakışları yaklaşık 15 dakikadan beri üzerimdeydi. Kesin bir şey diyecekti ama konuyu nasıl açacağını bilmiyordu.

"Çıkar ağzında ki baklayı."

❝ History was made ❞ JiroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin