0.1 | louise

6 2 49
                                    

Minho hayli kararlı çalışan, iyi bir savcıydı. Daha yeni başlamasına rağmen önemli dosyalara da atanabiliyordu.

Bu seferki dosya da şimdiye kadar aldığı en önemlisi olacaktı, şu anda şehri kasıp kavuran ve canının istediğini bıçaktan geçiren bir katili yakalama görevi.

Katil çok deneyimli gözüküyordu, kameraların denetim sistemine girip onları ele geçiriyordu ve kurbanına yaklaştığı anda toplanan tüm verileri siliyordu hem bilgisayarların hem kameraların geçmişinden.

İki hafta üç gündür geceleri uyumadan çalışıyordu Minho, ama bulabildiği tek bir kanıt vardı, tek bir lanet olası kanıt.

Katil, genç bir adamdı. Şüphesiz. Bir sokak arasında, Xiao Dejun adlı Çinli bir turisti sıkıştırdığında, onunla konuştuğu anın ses kaydını silmeyi başaramamıştı veya en basitinden unutmuştu. 

Minho kaydı başa sarıp sarıp dinledi ve şeyi fark etti... Bu ses...

Çok tanıdıktı.

Çok sallamadı. Sesler yanıltırdı çünkü.

Adalet yerini bulsun diye çalışırken fark etmeden günden güne soruşturmayı eve daha da taşıdı Minho. Küçük kardeşi Seungmin'in onun günler, haftalardır amansızca aradığı o kaçamak seri katil olduğunun farkında bile değildi.

Her gece dava noktalarını inceler ve katilin izini sürmek üzere ipuçlarını birleştirirken, Seungmin de onu sessiz bir yoğunlukla inceliyordu. 

Destekleyici kardeş rolünü kusursuz bir şekilde oynuyordu Seungmin, ağabeyine 'yardım etmek' için onun evine taşınmıştı, bu arada karanlık sırrını normallik maskesi altında gizliyordu.

Bir akşam, davadaki bir gelişme onu yakın zamanda işlenen bir suçun mahalline koşturdu Minho'yu. O, kasvetli sonucu incelerken hava ağabey-kardeş arasındaki gerginlikle doluydu, savcının aklında olan teş şey faili tekrar saldırmadan önce yakalama ihtiyacıydı.

Seungmin, onun haberi olmadan uzaktan izlerken, kalbi korku ve coşku karışımıyla çarpıyordu. Duvarların üzerine kapandığını, etrafındaki çemberin daraldığının farkındaydı, ancak kimliğini her ne pahasına olursa olsun korumaya kararlıydı. Ne pahasına olursa olsun.

Ağabeyini uzaktan izlerken Seungmin'in zihninde garip düşünceler dans ediyordu, çelişkili duyguların acı telaşı onu ele geçiriyordu yavaş yavaş. Kendi kanının, ağabeyinin, beraber büyüdüğü kişinin soruşturmayı yöneten kişi olma ihtimalini aklının ucundan bile geçirmemişti daha önce. Bu farkındalık, bir korku ve savunmasızlık dalgası getirdi ona, özenle hazırlanmış maskesinin her an düşebileceği korkusu.

Ağabeyine bakarken, onun sarsılmaz kararlılığına karşı bir hayranlık duygusu hissetmekten kendini alamadı. Yakınlıklarına rağmen, Seungmin her zaman Minho'nun içinde bir bağımsızlık ve direnç çizgisi hissetmişti, bu özellikler şimdi onun en karanlık sırlarını açığa çıkarmakla tehdit ediyordu.

Her gece yemek masasında, yığınla dosya ve delilin arasında, yüzü bilgisayarının yumuşak ışığıyla aydınlanarak yorulmadan çalıştığını hatırladı ağabeyinin. O çalışırken ona her zaman kahve getirdiği, ona cesaretlendirici bir söz söylediği veya davanın baskılarından bir kaçış yolu sunduğu geçiyordu aklından Seungmin'in. 

İşlediği cinayeti işlediği an yakalayacak, delili çok çabuk bulacak, daha önceden bir sürü cinayet davası çözmüş olacak kadar zekiydi; güvendiği, onu rahatlatan kardeşinin, yakalamaya çalıştığı failin ta kendisi olduğunu bilmeyecek kadar aptaldı Minho.

Rastgele düşünceler zihninde dolanırken, bir kaygı dalgasının onu ele geçirdiğini hissetti Seungmin. Sırrının açığa çıkmasına izin veremezdi, en azından ağabeyi dosyanın başındayken. Ortaya çıkmamasını sağlaması gerekiyordu. Her zaman yanında olan, onu yargılamadan seven tek kişiyi kaybedemezdi. Onu hayal kırıklığına uğratma düşüncesi dayanılmazdı ve karanlık tarafıyla ilgili gerçeği asla öğrenmemesini sağlamak için her şeyi yapardı. Yapacaktı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 01 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

working for the knifeWhere stories live. Discover now