İki kez tıklanıp aralanan kapı ile önündeki birbirine karışmış ve içini daraltan evraklardan başını kaldırdı Jungkook.
"Gel Namjoon gel" Yorgunluğu sesine yansıyordu. İşaret ve baş parmağı ile burun kemiğini ovalamaya başladı.
"Valla patron ben bunları buldum ama dediğin gibi Bay Kim herhangi bir ödeme yapmamış gibi görünüyor." Elindeki banka dökümleri dosyasını Jungkook'un önüne bırakırken konuştu.
"Oğlum patron ne ya deme dedim şöyle." Başını dosyalara tekrar gömerken konuşmuştu Jungkook. Namjoon ise yıllardır tanıdığı dostunun bu tepkisine sırıtmakla yetindi.
Jungkook'un babası Bay Jeon vefat edeli henüz 1 hafta olmasına rağmen işleri devralmak zorunda kalan arkadaşının duygularını içine atıp kendini mental bir çıkmaza sürüklemesinden korkuyordu. Öte yandan yıllardır Bay Jeon'un sağ kolu olarak çalıştığı ve bu şirkette dönen işleri bildiği için bir an önce harekete geçilmesi gerektiğinin de farkındaydı.
"Anlamıyorum... Babam nasıl böyle bir şeye müsamaha gösterir ki. Eski dostu olsa bile böylesi bir kazık atıp hiçbir şey olmamış gibi paçayı kurtarması mantıklı gelmiyor."
"Zamanında Bay Jeon'a ısrarla sordum Jungkook. Bay Kim'in bu hareketi yanına kâr mı kalacak dedim ama o hiç oralı olmadı ve hep başka işlere odaklandı."
"Babam böyle düşünmüş olabilir ama şirketin yönetiminde artık ben olduğuma göre durumu değiştirmenin zamanı geldi. Gidip görelim bakalım Bay Kim babamdan çaldığı paralarla nasıl bir hayat sürüyor."
- - -
Kurşun geçirmez zırhlı kapılar, içeriyi göstermeyen film camlar ve en az 3-4 arabadan oluşan konvoylar... Jungkook için sıradanlaşmış ve hayatın normali haline gelmiş bir yolculuk şekliydi bu. Çocukluğundan, hatırladığı ilk anılarından itibaren nadiren yalnız olurdu. Babası ve annesiyle bir şeyler yapmak için dışarı çıktıklarında bile onlara bir sürü 'koruma abiler' eşlik ederdi.
Yıllar geçtikçe, oyun arkadaşı olarak gördüğü koruma abilerin aslında onu korumak için başında duran çalışanlar olduğunu anlamaya başlamıştı. Ama bunu hiçbir zaman garipsememişti, onun için farklı bir dünya hiç olmamıştı çünkü.
Şu anda da içinde olduğu araç yavaşlayıp durduğunda gelmek istedikleri noktaya varmış olduklarını anladı. Yüzüne her zamankinden daha ciddi bir ifade takınarak ceketini omuzlarına astı. Arabadan simsiyah kıyafetlerle ve etrafında 10'a yakın adamla inişi dizi setlerini anımsatan bir görüntüydü.
Önünde durdukları evin büyük tahta kapısını çaldığında birkaç saniye beklemesinin ardından kapı bir hizmetli kız tarafından açıldı. "Buyrun efendim ne için gelmiştiniz?"
Kızın çekingen sesine karşın herhangi bir cevap verme gereği duymaksızın içeri daldı. Kız şaşkınca kenara çekildiğindeyse peşindeki adamları patronlarına eşlik ederek içeri girdiler.
"Vay vay vay Kim Bey amcacığım eviniz de pek güzelmiş." Ses tonundan kinaye yaptığı anlaşılıyordu. Bu sırada salonda kapıya arkası dönük şekilde oturan adam duyduğu sesle şaşkınca arkasına döndü. Karşısında duran adamları gördüğünde ise biraz paniklemeye başlamıştı.
"Jungkook"
"Jungkook ya, kazık attığın dostunun oğlu Jungkook tanıdın mı?"
"Baban vefat etmiş öğrendim, başın sağ olsun oğlu.."
"Kes lan bu ayakları. Bana bir daha oğlum demeye kalk da bak bakalım nasıl veriyorum dişlerini eline."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Allocated to Jeon | Taekook
FanfictionTaehyung'un babası Bay Kim eski dostu olan Jungkook'un babası Bay Jeon'a kazık atar