Gözlerimi açmaya çalışsam da gözlerim bana inat açılmıyor gibiydi, kulağıma gelen yumruk sesleri ile kaşlarımı çatım. Ellerimi hareket ettirmeye çalışsamda ellerimin bağlı olduğunu farkettim gözlerimi bir daha zorlayarak açtığımda yüzüme vuran ışıkla tekrar kapatım gözlerimi bir kaç kez kapatıp açtıktan sonra karşımda sırtı bana dönük iri yapılı birinin Bars'a yumruk atıyor olduğunu gördüm. Yerimden hareket etmeye çalışsamda ellerimin duvardaki zincirle bağlı oluşundan pek bir şey yapamadım. Derin bir nefes alıp kurumuş olan boğazımı umursamadan "bırak onu!" Diye bağırdım bağırmamla durması bir oldu iri yapılı cüsesini bana cevirekek siyah gözlerini yeşil gözlerime dikti. Bana doğru adımlayarak tam karşımda durdu. "Benim küçük kedim uyanmış bakıyorum" benim bir şey dememe izin vermeyen arkadan boğuk bir ses yükseldi "Benim sevgilime sahiplik eki kulanma seni pislik herif" Bars'a bakmaya çalışsam da önümde duran adam yüzünden bakamıyordum. "Kimsin sen? Ne istiyorsun bizden?" Bars'a bakmak için çevirdiğim yüzümü, çenemden tutarak yüzüne kaldırdı "Arav KARABEY, ayrıca siz diye bir şey yok ve ondan istediğim bir şey de yok" yüzünü, yüzüme doğru eğerek "benim derdim sensin kedicik" sözünü bitirir bitirmez yüzüne tükürdüm. Elini çenemden çekip hızla arkasını dönüp Bars'ın karnına dirseğini geçirdi. "Yapma!" Diye bağırdığımda bana dönerek "bana her yanlışında onu biraz daha öldürücem" kafamı sağa sola sallayarak Bars'a baktım yüzü kan içindeydi direğine yediği darbe sonucu dizlerinin üzerine çökmüştü. Benim güzel sevgilim harabeye dönmüş...
Burdan kurtuluş yok gibiydi. Babam olduğunu ida eden bir adam yüzünden satılmıştım yetmezmiş gibi hayatımda ki tek sevdiğim insan gözümün önünde işkenceye maruz kalıyordu. Adının arav olduğunu söyleyen adama baktım, ardından boğazımı temizleyerek "Arav, nolur çöz beni bir bakıyım ona çok kötü gözüküyor" gözlerindeki donuk ifadenin yerine kısa bir süre içinde şaşkınlık geçsede hemen toparladı. Sağ tarafta duran adama el hareketi yapmasıyla adam elimdeki zinciri açmak için yanıma geldi. Adam elimi açarken etrafa baktım sadece Arav denilen pislik ve elerimi çözen adam dışında görünürde kimse yoktu. Ellerimi çözen adam Arav'a nazaran kalıplı bir adam değildi. Haledebilirdim. Ellerimi çözdüğü gibi sağ yumruğumu yüzüne vurdum, beklemiyor olmalı ki arkaya doğru sendeledi düşmek üzereyken durdu, üzerime doğru geldiğinde sağ elimle sol kolunu kavradığım gibi sol kolu sırtı ve göğsüm arasında kalıcak şekilde sırtını göğsüme yasladım kurtulmaya çalışsa da belindeki silahı alıp onu öne doğru ittim. Mermiyi namluya sürdüğüm gibi adamın sol ayağından vurdum. Yerde acı içinde kıvrınırken, mermiyi namluya tekrar sürdüğüm gibi namlunun başını Arav denilen pisliğe çevirdim. Ne sanmıştı ki uslu uslu sevgilimin yanına gidip yaralarına mı bakıcağımı elbet bakıcaktım sevgilimin yaralarına lakin evimizde, ama madem oyun oynamak istiyor alasıyla oynardım.
"Sevgilimi bırak, Karabeyli"
.
.
.
.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA İZLERİ - YARI TEXTİNG
General Fiction0531***: Baban borcuna karşılık seni bana verdi.(21.05) 0531***: Atıcağım konuma bir saat içersinde gelmezsen içinde olduğun bar'ı yakarım.(21.05) 0531***: Konum.(21.06) Siz: Ne saçmalıyorsun sen (21.40) Siz: Benim bir babam bile yok! (21.40) Görüld...