{Yorumların hepsini okuyorum. Fikirleriniz, düşünceleriniz iyisiyle kötüsüyle beni mutlu ediyor. Lütfen eksik etmeyin. Şu beğenilere de bir el atsanız tamamdır. İyi okumalar. 🙏🏻💞}
Yol boyunca hiç konuşmadık. O da bende sessizliğin içinde hapsolduk. Hector'un söyledikleri neredeyse ilk defa bu kadar zihnimi kurcalamaya, bana rahatsızlık vermeye başlamıştı.
Onun beni öpmesinin bir anlık dürtüyle değil de daha çok masum bir öpücük gibi olması canımı sıkıyordu. Fakat buna bir anlam konduramıyordum. Bir yandan dağıtıp, diğer yandan toplaması aklıma yatmıyordu. Yeni bir strateji geliştiriyor olmalıydı ya da maddenin etkileri... Ama her neyse de bu artık bana fiziksel zarardan çok duygusal zarar vermeye başlamıştı.
Kapıdan içeri girdiğimizde düşüncelerim dağıldı ve yerini korku dolu saniyeler aldı. Eve varmıştık ama benim için hangisi evdi? Tekrardan bodruma gideceğimi varsayarak fenalaşmaya başladığımda onun sesi içime su serpmişti.
"Sen odana çık."
Hızla arabadan inmiş, koşar adımlarla evin kapısına varmıştım bile. Kapıyı seri bir şekilde çalarken, bir yandan ardıma bakıyordum. Sanki her an gelip beni tutacak ve bodruma atacaktı. Telaş elimde bir yumruğa dönüşüp kapıyı kırarcasına çalmaya devam etti. Sonunda soru işaretleriyle dolu bir yüz kapıyı aralamıştı. Bu hizmetli kızdan başkası değildi. Beni görünce şaşırmış, kafasını kapıdan çıkarıp dışarıya bakmıştı. Onun bu yersiz tepkilerine kaşlarımı çatarak cevap verdiğimde gülümsedi.
"Efendim hoşgeldiniz," dedi samimiyetsiz bir sesle. Hissettiğim duyguların yüzüme yansımasına mani olamadım. Ondan rahatsızdım ve altında ki sebebi ben bile bilmiyordum.
"Hoşbuldum," dedim soğuk bir sesle.
Yanından geçip gittiğimde bana seslense de cevap vermedim.
"Kahve yapmamı ister misiniz?"
Koridoru aşıp hızlıca merdivenlere yöneldim.
"Başlayacağım kahvene de sanada," diye mırıldandım içten içe.
Evde yine öldürücü bir sessizlik hakimdi. Lavanta kokusu bile beni dinginlemeye yetmezken odamın kapısını açmış içeri atmıştım kendimi. Kapıyı ardımdan kapatıp yatağa uzandım. Sırtım, sert yatakla buluşunca canım acımıştı ama düşünceler o kadar yoğundu ki bununla ilgilenmedim. İki elimi ensemin altına koydum ve sanki kararmaya başlamış tavanda gökyüzü varmış gibi izlemeye koyuldum.
Hector'un beni öpmesini düşündükçe kabullenemedim. Kafam darmadumanken onun yaptıkları çare olmuyordu. Bugün bir bodrum köşesinde ölümü bekliyordum ve aniden onun kollarında buldum kendimi. Bu adil değildi. Kaç gündür işkenceler içinde kıvranırken onu affedemedim. Yaşananları unutamazdım. Suçluluk içime çöreklenirken Boris canlandı gözümde. Onun bana sarılması, yakınlığı beni utandırmıştı.
Benliğime ve diğer kadınlara ihanet ediyormuşum gibi hissettiriyordu Hector. Her ne kadar zorla olduğunu düşünsem de ona müsamaha gösteriyordum ve bu beni yaralıyordu.
İç çekmeler eşliğinde uyuyana kadar olanları sorguladım. Sonunda bir cevap aldım mı bilinmez ama en azından yol kat etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIRDAKİ YABANCI +18
Genel KurguBU HİKAYENİN BİR ÇOK KISMINDA RAHATSIZ EDİCİ İÇERİK BULUNMAKTADIR. "Teninde bir ilkbahar havası ama için kar kış. Gözlerin yorgun, ruhun darmadağın. Korkuyla baktığın bu yollar senin kaderin, bu gözler senin katilin." Bakışlarında bir kasvet, kehane...