Gizli Görev || Minsung

18| M

Smut içeren bir bölüm bu arkadaşlar rahatsız olacaklar için uyarmış olayım.

Bir de selamselamselaaamm!

|||||

Jisung nihayet geçici olarak kiraladıkları evin önüne parkettiğinde hava neredeyse kararmak üzereydi. İşçilerin ne kadar fazla çalışıyor olduğu gerçeğini bu sayede daha iyi anlamış oluyordu. Yaptıkları iş saygı duyulasıydı.

Anahtarı çevirip yerinden çıkardı, yanına baktığında Minho'nun çoktan uyuyakaldığını görmesiyle kıkırdadı. Kedi gibi kıvrıldığında öküz kişiliğinin aksine çok tatlısın amına koyayım...

Kendini düşüncelerine daha fazla kaptırmadan dürterek uyandırdı sevgilisini. Minho, ona baygın baygın bakarken nerede olduğunu idrak etmeye çalışıyordu. Kısılan gözleri ve araladığı dudakları sayesinde belirgin olan ön dişleri onu sanki çok ilginç bir şey gören bir tavşana benzetiyordu. Ve bu oldukça öpülesi... Jisung aklından geçen şeyi vakit kaybetmeden gerçekleştirdiğinde Minho, henüz dudaklarındaki baskıyı yeni algılayabilmişken çoktan geri çekildi Jisung.

"Şu an gösterip elletmiyorsun, farkında mısın?"

Minho'nun mırıltılı ve kalın sesi dudakları arasından çıkarken Jisung yaramazca sırıtıp göz kırptı. "Araba sexi için uygun bir yerde değiliz bu yüzden gösterdiğim şeye evde elletebilirim sevgilim. Bugün ödülü hakettin."

Minho tek kelime dahi etmeden hızla arabadan inip arkasında bıraktığı sevdiği adama bakmadan kapının yolunu tuttu. Kapının önünde dikilirken arkasına döndüğünde ona şaşkınca bakan Jisung'a "Acele etsene gel de aç kapıyı!" siye seslendi.

Jisung şaşkınlığını atıp kıkırdarken kendi saçlarını hafifçe dağıtıp başını iki yana salladı. "Delirmiş piç."

Jisung acele etmeden onun yanına ulaştığında evin anahtarını kapıya sokarken merakla onu bekleyen adama seslendi. "Senin anahtarın nerede?"

"Bilmiyorum ki konuştuğumuz akşamdan beri bulamıyorum. Açsana artık ya ödül istiyorum!" Mızmız bebekler gibi söylenerek kollarını önünde birleştiğinde Jisung içinden hayretler ediyordu. Bu adam nasıl çatışmalara dahi katılan bir ajan olabilir ki!?

Açılan kapıyla Jisung öne itildiğini hissetti. Düşeceği esnada belinden tutulup arkasına döndürüldüğünde ona açlıkla bakan Minho'nun yüzüyle karşılaştı. "Bekle, ne bu ace-" Jisung cümlesini devam ettiremeden dudaklarını kapatan yumuşak dudaklara teslim olmak zorunda kaldı. Minho kalçasını ileri iterek sertleşmeye başlayan aletini Jisung'a bastırıyordu. Ağzının içinde duyulan Jisung'un inleme sesi onu memnun ederken elini kalçalarına atıp kendine bastırdı. Birkaç hızlı adımla Jisung'u duvara yasladığında çaresizce nefes alabilmeyi bekliyordu minik sincabı.

Jisung, bir bacağını kaldırıp Minho'nun beline dolarken Minho, onun diğer bacağını kavrayıp kendi beline doladı. Aletinin altında kendine sürtünen kalça onu fazlasıyla memnun ediyordu. Minho, Jisung'un alt dudağını dişleyerek ayrıldığında "İşte böyle güzelim, bana marifetini göster." diye mırıldandı. Ardından beklemeden sevdiği adamın boynuna gömülerek sert ısırıklar bırakmaya başladı. "Ah M-Minho yavaşla..."

"Siktir... Bu kadar ateşli olup bana yavaşlamamı nasıl söyleyebilirsin?" Kulağına fısıldadıktan sonra tekrar kalçasını iterek sertçe kendini duvarla arasına sıkıştırdığı adama bastırdı. Bunu hızla defalarca yaparken çaresizce mırıldandı Minho. "Sikeyim yetmiyor!" Kucağındaki sevgilisinin duvarla temasını kesip kendini geri çekip hızla hemen ardından iterek sertçe duvara tekrar çarpıyordu. Jisung'un kalçası o ve duvar arasında daha sert şekilde ezilirken hem bu yüzden hem de sırtının acısıyla inliyordu.