_1_

78 7 3
                                    

Sabah gözlerimi açar açmaz dolan o güneş ışığıyla uyanmıştım. pencereyi açıp dünü düşündüm. dün ne kadar da üzülmüştüm öyle . ama kesinlikle bir zafer kazanmıştım . ben gerçekten mutlu olmaya çalışan biriydim . ama ben kim miydim ? Asra Yılmaz bu soy adı 2 gün önce almıştım . tam 16 yıldır annesiz yaşıyordum . 16 yıldır bana bakan yetiştirme yurduydu annem değil !. orayı çok seviyordum arkadaşlarımı , müdüre hanımı orası benim evimdi ama 17. yaş günümde karşıma geçmiş bir kadın diyor ki "ben senin annenim" ne kadar da saçma annem olamayacaktı o kadın ben ona anne değil de Aslıhan hanım diyordum . ona bu konuda tolerans bile göstermiştim . ama beni her seferinde hayal kırıklığına uğratıyordu . içime adeta bir cam kırığı saplanıyordu . 2 gün dayanabilmiştim onun o kocaman köşküne tam köşk sayılmasa da 3 katlı geniş bir evdi . ben de Nazlı bu hayattaki en sevdiğim insanın yanına gelmiştim onu 2 yıl önce yetiştirme yurdundan evlat edinmişlerdi . ve tek katlı müstakil bir evde yaşıyorlardı hiç çocukları yoktu çok zengin de değillerdi ... kısacası mutluluğun tanımıydı aslında Nazlı ya imreniyordum . bazen keşke onun yerinde ki ben olsam ya da keşke biyolojik annem beni hiç bulmasaydı . o zaman çok mutlu olacaktım ... Annem çok güzel , bakımlı ve çok zengin bir iş kadınıydı bana anlattığına göre çok mu çok fakirmiş ve bana bakamıyormuş ... istese bakardı değil mi ? ona inanmıyordum inanmayacaktım o evden de o kadından da nefret ediyordum . ve şimdi Nazlılıların evindeydim. Annemin ay pardon annem demişim . Aslıhan hanımın evinden kaçmıştım. Mutluydum ben de bana bunun verdiği sevinçle banyoya koşup elimi yüzüme yıkadım üstümdeki pijamalardan kurtuldum ve saçımı toparlayıp mutfağa gittim Nazlının annesi Sevilay teyze beni görünce gülümsedi " günaydın prenses kızım " ben onun kızı değildim . ama Nazlının annesi her çocuğa kendi evladıymış gibi sevgi gösterisi yapıyordu " günaydın Sevilay teyzecim " derken evin kapısına doğru yönelmiştim bile " Asra nereye " diyen sevilay teyzeye bakıp " hava alıcam " diyerek apar topar evden çıktım . biraz yürüyüş yapıcak hava almış olucaktım . Aslıhan hanım her yerde beni arıyormudur acaba haberlere ilan vermiş midir yada polise haber vermiş midir yoksa bir grup koruma yla mı beni arıyordur bilemedim . bu evde çok fazla kalamayacağımı biliyordum . Sığınıcak pek bir yerim yoktu Nazlılar ancak kendilerine yetebiliyorlardı Nazlının babası da hiç bir zaman aksini söylemiyordu . bunu dün çok iyi bir şekilde bana göstermişti . içimden bunları düşündükçe ağlamak geliyordu ama güçlü kalmalıydım ben bu hayatta yalnızdım ... belkide değildim belkide ann - hayır Aslıhan hanımda vardı ... onunla yaşayabilir miydim . ne demiş hz. Mevlana " seni seveni zehir olsa yut seni sevmeyeni bal olsa unut " Aslıhan hanım beni düşünüyordu beni seviyordu koruyordu acaba eve geri dönsem manzara ne olurdu ... ben bunları düşünürken yürümeye dermanım kalmamıştı . taksi bulmalıydım Nazlılara geri dönüp kahvaltı yapıcaktım ileride bir taksi durağı olduğunu görünce koşar adımlarla durağa ilerledim . bir taksi bulup evi tarif ettim taksinin parasını ödeyip taksiden indim kapıyı çalıdığımda açan Sevilay teyzeydi " hoş geldin canım gir içeri " dediğinde ona gülümsemekle yetindim " kahvaltı hazır" dedi Sevilay teyze bende sofrada yerimi aldım Nazlının babası hariç tüm aile bireyleri oradaydı yani Nazlı ve annesi annesi büyük bir keyifle televizyonu açtı ve "başlayabiliriz" dedi" ama nazlının babası" gelmedi diyerek söze atıldım . annesi yüzüne acı bir gülümseme yerleştirip " çalışıyor " dedi . ben de gülümseyip yemeğime başladım hem yemek yiyor hemde televizyon izliyorduk . televizyonda haberler açıktı . sunucu diğer bir habere giriş yaptı " 17 yaşındaki Asra Yılmaz evden kaçtı aranıyor " demesiyle annesi ağzındaki lokmayı yutup televizyonun sesini açtı tutamadığım göz yaşlarımı bırakı verdim. demek Aslıhan denen o gereksiz beni bu kadar bulmak istiyordu ... ama asıl işin kötü kısmı Sevilay hanımın bundan haberi yoktu sadece Nazlının arkadaşı olarak onlarda kaldığımı sanıyordu .bir şeyler yapmalıydım televizyonu kapatmaya niyetli bir şekilde ayağa kalkınca Sevilay teyze kolumu tutup yerime geri oturttu . az sonra televizyonda Aslıhan hanım yani annem çıktı . "kızım evden kaçtı " diyordu elinde de benim fotoğrafım vardı. " bulan beni ... .... .. .. numarasından arasın " demişti Sevilay teyze anlamamış nefret dolu bakışlarını üstüme saldı . gözleri beni panik yaptırıyordu " ben bi lavaboya gidiyim izninizle " diyerek yerimden kalktım " hiç bir yere gitmiyorsun böyle bir yalanı nasıl söylersin ... Nazlı telefonumu getir " yutkundum bir süre neler olacağını beklemeye koyuldum sanki bir filmin içindeydim... " Anne getiremem " sesi çok kısık ve endişeli çıkmıştı yüzünden korku ve telaş okunuyordu benim halim de onunkinden çok farklı sayılmazdı yüzümün sarardığını hissedebiliyordum Sevilay teyze bu kez o korku dolu bakışlarını Nazlının üstüne salmıştı . " kızım telefonumu getir" diyerek bağırdı . bir kez daha onun o sesi karnıma bir ok gibi saplanmıştı . Sevilay teyzenin sesi çok ama çok yüksek çıkıyordu . Nazlı bana affet der gibi bakarak telefonu annesine verdi. Sevilay teyze ise hızla televizyondaki numarayı tuşladı ben ise nefesimi tutarak bekleme koyuldum . Aslıhan hanım telefonu açınca direk olarak konuya gireceğini söyledi " kızınız bizim evde ........................... adresine gelin ve kızınızı alın " diyerek telefonu kapadı 10 dakika içerisinde kapı çalındı Sevilay hanım koşarcasına kapıya ilerlerken ben de bu işi daha fazla uzatmamak adına peşinden gittim . kapı açılır açılmaz Aslıhan hanım bir grup koruma ve polis karşımızda duruyordu... tek kaşımı kaldırıp hayretle kapıya bakıyordum sanki bir ordu gelmiş gibi gözüküyordu . annem beni kapıda görünce boynuma sarıldı. daha sonra "tutuklayın" diyerek emir verdi. ama onların hiç bir suçu yoktu ki " kızınız yalan söyledi ben böyle olduğunu dahi bilmiyordum haberlerde görünce ise direk olarak sizi aradım ." Sevilay teyze doğru söylüyordu . Aslıhan hanım bana dönüp " doğru mu bu " diyerek kaşlarını çattı " evet doğru " dedim ardından da " o Nazlının annesi " diyerekte ekledim annem Sevilay teyzeye " peki kusura bakmayın Asra adına sizden ben özür diliyorum " diyerek polislere dönüp " siz de kusura bakmayın " dedi biz arabaya doğru yönelirken polislerde aynı şeyi yapmıştı tabii Sevilay teyzede kapıyı çoktan kapatmıştı ... arabaya bindik hiç bir şey söylemesini istemiyordum " evet hata yapmış olabilirim ama lütfen konuyu uzatma " diyerek kestirip attım . " uzatmicam çünkü hatanı anladığını düşünüyorum " " bak bir de söylemeden geçmiyim 1 hafta sonra okul başlıyor bende seni yarın Cahan kolejine yazdırıyorum " dedi buna itiraz etmeyecektim " tamam " diyerek kestirip attım 10 dakika sonra eve gelmiştik odama çıktım dinlenmek istiyordum . odamı birazcık incelemeye karar kıldım . odamda 5 kapılı bir gardrob vardı . kapılarını açtığımda üst , alt kıyafetler kemerler , eldivenler ne ararsam bulabileceğim şekilde düzenlenmişti . çoraplar iç çamaşırlarım her şey özenlice dizilmişti . çok sade bembeyaz birde yatak vardı bende yatağıma uzanıp biraz kestirdim . kapı sesiyle uyandım gelen hizmetçiydi " Asra hanım akşam yemeğine sizi bekliyoruz " deyip geri çıktı bende uykumun açılması için yüzümü yıkadım .daha sonra ise yemeğe indim kimseyle konuşmadan yemeğime bir iştahla yiyip . odama geri çıktım .

6 gün sonra

6 günde çok özel şeyler yaşamamıştım . ama yarın okula gitmenin heyecanı vardı içimde okul kıyafetlerim hazırdı ve yarın başlıcak okulu çok ama çok merak ediyordum . okulumda çok zarif davranmalı arkadaş edinmeliydim . bu sevinçle başımı yastığa koydum ...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 14, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SERSERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin