Kerem'den
Ortamdaki gürültü kulağımı oldukça rahatsız ederken içli bir nefes alıp verdim.
Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde gördüğüm manzarayla yüzümü buruşturdum.
Elisa'nın böyle bir ortamda ne işi olurdu ki?
Hızla ilerlemeye başladığımda kalabalığın arasından zar zor geçmeye çalıştım. Gözlerim onu arıyordu.
Nereye gittiğimi bilmeden dümdüz ilerlemeye devam ettiğimde kadrajıma çarpan simayla duraksadım.
Buradaydı.
Tam çaprazımda.
Yanında gördüğüm adamla kaşlarımı çatarak beklemeden yanına ilerledim.
"Elisa.." dediğimle bana doğru dönmüştü.
Üstüne yapışan kısacık elbisesi oldukça sinirimi bozarken sabır çektim içimden.
Gözlerim gözleriyle buluştuğunda bir küfür çıktı ağzımdan.
"Bu gözlerinin hali ne Elisa? Ne yedin ne içtin sen?"
Karşımda yarım ağız gülümserken bana doğru yaklaşıp kollarını boynuma doladı.
Bu hareketiyle yutkundum.
"Kerem sen mi geldin?" Sorusuyla kafamı salladım.
Gözüm az önce Elisa'nın yanında olduğu adama kaydı.
Sesimi hafif yükselterek konuşmaya başladım.
"Siz kimsiniz?" Sorumla bakışları bana döndü.
"Hiç. Öyle takılıyorduk." Sinirden dişlerimi kıracaktım kesin.
Elisa'nın kollarını boynumdan çekip adama doğru birkaç adım attım.
"Öylesine takılıyordunuz öyle mi?" Sırıtarak kafasını salladığında yumruk yaptığım elimi sıktım.
"Tamam takıldın şimdi siktir git buradan." Sert sesimle kafasını Elisa'ya doğru çevirdi.
"Bebek sevgilin kızdı sanırım. Sonraya araşırız oldu mu?" Sabrında bir sınırı vardı ama değil mi?
Bir hışımla yakasına yapıştığımda Elisa kollarımdan tutuyordu.
"Ne demek araşırız lan? Oğlum senin o yavşak ağzını kırarım! "
Adam karşımda kaşlarını çatarken Elisa kolumu asılmaya devam ediyordu.
"Kerem bırakır mısın lütfen?" Yüzümü Elisa'ya çevirdiğimde adamın yakasını bıraktım.
"Ya senin ne işin var bilmediğin adamla? Kafayı mı yedirteceksin bana he? Amacın ne kızım senin!?"
"Bağırma bana!" Dolu gözleriyle bana bakarken ellerini kollarımdan çekti.
Masadan çantasını alıp sersem adımlarla yürümeye başladığında adamı unutup peşinden hızla ilerledim.
"Elisa! " Kolundan tutup kendime çevirdiğimde ıslak gözleriyle yutkundum.
"Bırak kolumu!" Kolunu benden kurtarmaya çalışıyordu.
"Beraber gideceğiz." Ses tonumu ayarlamaya çalışarak konuştum.
Karşımda o olunca akan sular duruyordu sanki. Olmadığım bir adama dönüşüyordum.
"Ben seninle gelmiyorum." Kolunu bırakıp kafamı salladım.
"Peki o zaman sen kendin git. Bende burada takılırım." Sesimle kaşlarını çatmış yanaklarını silmişti.
"Kimle takılacaksın?" Kaşlarımı havalandırıp indirdim.