2.BÖLÜM

8 1 63
                                    

Güneş doğar doğmaz kaldığımız rutubet kokulu odada yankılanıyordu sirenler.
Ve eğer ki uyanmazsak üzerimize buz gibi sular dökülerek uyandırılıyorduk.

O sular sayesinde günlerce hasta olduğum günleri hatırlıyorum.
Nilda onur ve faruk beni doktora götüre bilmek için günlerce yalvarmışlardı akife.Ama o hiç bir şekilde insaf etmemiş,beni doktora götürmeleri için müsade etmemişti.

Herşeyi geçtim artık her sabah şu olayı yaşamak işkence veriyordu.
İstediğimiz zaman uyuyup istediğimiz zaman uyanmak istiyorduk.

Biz artık özgür olmak istiyorduk.

"Ciddi ciddi eğitim alacağız şimdi öylemi.?"Faruk hala inanmıyordu anlaşılan.Tabi güveniyorum demek kadar kolaydı bu işler.

"Oğlum adam dedi ya,belli bir zamana kadar katlanmanız gerekiyor diye."
Onurun sözleri yeni yatışmış sinirlerimi
tekrar uyandırmıştı.

"Sera,birşey desene,konuya katılsana sende."

"Ne dememi bekliyorsun nilda."

"Bilmem,herhangi birşey söyleye bilirsin."Oturduğum koltuktan kalkıp
çıkış kapısına doğru ilerlemeye başladım.

"Son sözleri siz orda,onun yanında söylediniz.Sizi o kadar ikna etmeye çalıştım ama asla beni dinlemediniz."Yüzümü onlara döndüm ve geri kalan cümlelerimi onların gözlerinin içine bakarak söyledim."Umarım böyle bir karar aldığınız için hiç bir zaman pişman olmazsınız."Dedim ve odadan çıktım.

Dar koridor düzensiz olan nefesimi dahada düzensizleştirmişti.Kaldığımız yer çok eski bir yerdi.Adeta korku filimlerimden fırlamış gibiydi.

Küçük odaları,dar koridorları,ve hiç ışık almayan yerleri vardı.

Savaşın arkamdan seslenmesiyle adımlarım durdu.Yanıma gelip karşımda dikildi ve bana bön bön bakmaya başladı.

"Biraz konuşa bilir miyiz."Konuşamayız demek istedim ama diyeceklerini merak ettiğim için sustum.

"Dinliyorum."Dedim kısaca.

"Neden bana karşı bu kadar ön yargılısın."

"Sana karşı hiç birşey değilim ben savaş."

"O zaman neden onların üzerine bu kadar çok gittin."Kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Çünkü sana güvenmiyorum ve onlarında güvenmesini istemiyorum."

"Beni tanımıyor--"Sözünü kestim.

"Evet seni tanımıyorum.Nasıl bir karaktere sahip olduğunu,gerçekten niyetinin ne olduğunu bilmiyorum."
Biraz durdum ve nefeslendim.
Buranın kokusu iyice nefesimi kesmişti.

"Bak biz hiç kolay şeyler yaşamadık."Cümlelerime devam edecektim fakat onun acı dolu sesi bana engel oldu.

"Yaşadığınız şeyleri bana anlatmana gerek yok.Çünkü aynı şeyleri bende yaşadım."Aynı şeyleri o nasıl yaşamış olabilirdi.?

Hayır,hayır kafanı karıştırmasına izin verme.

"Beni kandırmak için diyorsun.Sana güvenmem için söylüyorsun tüm bunları."Kafasını sağa sola sallayarak alaylı bir şekilde güldü ve bana doğru yaklaştı.O bana yaklaşınca geriye doğru bir kaç adım attım.

Durmadı ve üzerime doğru dahada eğildi.

Biraz daha üzerime gelirse duvarla bir bütün olacaktım.

"Üzerime gelmeyi kes.!"Tabiki'de dinlemedi ve yaklaşmaya devam etti.Sonunda onunla duvar arasına sıkışınca durdu.

"Noldu he.Gidecek yerin kalmadı mı."
Sırıtarak söylediğim sözler onuda gülümsetmişti.

SERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin