4~Benim karım ölmeyecek

401 26 9
                                    


Oturduğum koltukta telefon bakarken ellerim istemsizce galeriye gitti. Galeriyi açıp albüme girdiğimde gözlerim doldu. Tim ile olan fotoğraflarımız vardı. Yavaş yavaş aşağıya kaydırdım.

"Yenge!"

Cihan'ın sesiyle gözlerimi silip telefonu kapattım. Yürüyemediğim için Cihan bizde kalıyordu. Ama okula gideceği zamanlar Cengiz'in annesi Melek annem bize geliyordu. Normalde onlar İstanbul'da yaşarken biz Hakkâri'de yaşıyorduk. Ama benim kaçırılmamdan beri İstanbul'da kalıyorduk. Zaten burada bir evimiz olduğu için sorun olmamıştı. Cihan sadece tatillerde yanımıza gelirdi. Uzun süredir de yanımızdaydı. Okulu tekrar başladığı için İstanbul'a dönmüştü.

Cihan salona girdiğinde gülümsedim.

"Okula mı gidiyorsun?"

"Yalnız abla sen böyle sorunca kendimi ilkokul çocuğu gibi hissediyorum."

Güldüm. O da güldü.

"Trafik varmış annem biraz gecikecekmiş. Ben de geç kaldım çıkmam gerek. Kendine iyi bak."

Yanıma gelip yanaklarımdan öptü. Bende onun yanaklarından öptüğümde evden çıkacaktı.

"Benim arabayı al!"

Onayladığında evden çıktı. Ev derin bir sessizliğe büründü. Gözlerim yavaş yavaş dolmaya başlarken engellemek istemedim. Ağlamak istedim. Dolan gözlerimden yaşlar boynuma doğru süzülürken elimle bacaklarımı ileriye ittirdim. Fark ettiğim gerçeklik ile daha çok ağladım.

Ben artık yürüyemiyordum.

Ayaklarım tutmuyordu. Seslice ağlamaya başladım. Elimle yüzümü kapatıp ağlamaya devam ettim. Elimle bacağıma vurdum. Hiç bir şey hissetmedim. Daha çok ağladım.

Gözlerim karşımda ki çerçeveye takıldığında öfkeyle bağırdım.

İntikamlarını alamamıştım. Ve yüksek ihtimalle almayacaktım.

Kapı açılma sesi geldiğinde ağlamaya devam ettim. Kapı kapanma sesi geldiğinde içeriye Melek annem girdi. Koşarak yanıma geldiğinde ona sarıldım.

"Benim içimde ki ateşi kim söndürecek!"

Melek annem derin bir iç çekip elini saçlarıma koydu. Ben ağlamaya devam ederken saçımı okşamaya devam etti.

Ağlamam yavaşça dinerken gözlerim kapanmaya başladı. Melek annem bana sarılıp saçlarımı okşamaya devam ediyordu.

++

Melek Keskin, kızı gibi gördüğü gelininin başının altına yastık koyup yavaşça yatırdı. Alnından öpüp ayağa kalktı. Ona göre bu günler de geçecekti. Melek hanım mutfağa doğru giderken telefonu çalmaya başladı. Kimin aradığını biliyordu. Gelen aramayı açtı.

"Annem nasılsın?"

Melek hanım oğlunun sesi ile burukça gülümsedi.

"Ben iyiyim ama kızım iyi değil. Oğlum bu olmaz böyle. Kendine bir şey yapacak diye korkuyorum."

Karşı taraftan sıkıntılı bir nefes sesi geldi.

"Bugün konuşacağım zaten. Bir psikolog buldum. Umay'da onaylarsa randevu almayı düşünüyorum."

Melek hanım görmeyeceğini bilerek başını salladı.

"En iyisi bu olur oğlum. Neyse hadi sen işine bak. Yemeklerini yemeyi unutma."

Cengiz'in gülme sesi geldi.

"Tamam annem. Unutmam sende unutma. Kendinize iyi bakın."

Zelzele, Acıların Kadını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin