Ayperi gözlerini açtığında gördüğü yüzle kocaman gülümsedi.Sevdiği adamla dün gece evlenmişlerdi.Yaşadıkları onca acıların, gözyaşların,üzüntülerin geride kaldığını bugünler için çekilen çileler olduğunu düşünüyordu.Mükafatı ise şuan kolları arasında yattığı bedendi.Huzuru hissediyordu Ayperi hemde hiç hissetmediği kadar net hissediyordu.Sanki herzaman bu anı beklemiş gibiydi bedeni diğer yarısını beklemiş ve en güzel şekilde nasip olmuştu.
Ayperi burnunu kocasının boynuna yaslayıp derin bir nefes aldı.Sahi daha düne kadar nişanlı olduğu adamla bugün evliydi.Üstelik ona göre ilişkileri çoktan bitme noktasına gelmiş gibiydi.Şimdi bu anda olmak Ayperiye hayal gibi geliyordu.Yatakta hafifçe doğrulan Ayperi kocasının boynundan öpmeye başlayarak yukarılara çıktı.Yüzünün her yerine öpücükler kondururken Yağız Ege gözleri kapalı dudaklarında güzel bir gülümseme ile bu anın tadını çıkarıyordu.En sonunda dayanamayan Yağız Ege kollarını karısının beline dolayarak kendine çekti.Ayperi Yağız Egenin üzerine düşerken dudaklarını karısının dudaklarıyla buluşturdu.Nefessiz kaldıklarında geri çekilip yüzündeki kocaman gülümsemesi ile konuştu.
"Daha güzel bir sabaha uyanamazdım karıcım.Seninle günüm bir başka aydı."
Ayperi cilveli bir şekilde gülümseyip tatlı tatlı konuştu.
"Bundan sonra yanımda uyandığın her sabah böyle olacak kocacığım alışsan iyi edersin."
"Sen bana böyle maviş maviş bakıp tatlı tatlı konuşuyorsun ya kalbim sanki sana kavuşmak istercesine göğüsümü delmeye çalışıyor.Yapma güzelim geç yaş da dul kalacaksın."
Ayperi hüzünlü bakışlarla konuşan kocasına kocaman bir kahkaha attı.Ayperinin kahkahasını kesen şeyse karnından gelen sesler oldu.Ayperi'nin yanakları kızarırken Yağız Ege karısının yanaklarını öperek konuştu.
"Benim güzel karım açıkmış mı? Bekle beni kocan sana mükemmel bir kahvaltı hazırlayacak."
"Aslan kocam benim.Bende üzerimi değiştirip yardıma geliyorum hemen."
Yağız Ege göz kırpıp odadan çıkarken bende elimi yüzümü yıkamak için banyoya girdim.Elimi yüzümü yıkadıktan sonra dişlerimi fırçaladım.Odaya geçip dolaptan evde giyeceğim rahat bir takım çıkardım.Lila renkli uzun kollu eşofman takımını üzerime giydikten sonra yatak odasından çıktım.Mutfağa ilerlerken burnuma gelen kokular açlığımı da arttırırken mutfağın kapısına geldiğimde odaklanmış bir şekilde sucukları doğruyan Egeme baktım.Hayallerimden bile güzel bir sabaha uyanmak içimdeki bütün dertleri götürmüş gibiydi.
Biz sonunda bir aile olabilmiştik.Aynı evi paylaşan yoldaş olmuştuk.Aile olmayı birbirimizde öğrenecek en güzel yuvaya kavuşmuştuk.Kapı da durmayı bırakıp yanına ilerledim.Arkasından sarılıp parmak uçlarımda yükselerek boynuna bir öpücük bıraktım.Ardından gülümseyerek konuştum.
"Benden bir isteğiniz var miydi şefim ? "
"Masada eksik olan çay bardakları ve tabakları ayarlayabilirsin güzelim."
"Hay hay efendim."
Ben masada eksik olanları tamamlarken Yağız Ege sucuklu yumurtayı yapmıştı.Tavayı masaya bırakırken bende bardaklarimiza çay doldurdum.Karşılıklı sandalyelere geçip oturduk.Tabaklarımızı kahvaltılık ile doldururken dikkatimi Yağız Egenin eli çekti.Elinde kesik izi vardı.Yara iyileşmeye başlamıştı çok büyük değildi ama yine de canımı sıkmıştı.Tabağımı masaya bırakıp çatal tutan elini ellerimin arasına aldım.Yağız Ege şaşkınlıkla bana bakarken elinde yaralı olan yere dudaklarımı getirip öptüm.Ardından hüzünlü bakışlarım sevdiğimin gözlerini buldu.Bana hayranlıkla bakarken konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhumun Şifası
ChickLitAçıklama !! Asker kurgusu olarak yazdığım ilk kurgudur.İlk başları klişe olsa da ilerleyen bölümlerinde aslında öyle olmadığını fark etmenizi sağlayacak bir kurgu. Ve şunda belirtmek istiyorum kitabımda daha çok ruhları yaralı olan insanların bir...