"Bazı yalanlar güzel
Bazı gerçekler acıymış,
Bazı ölümler uzun
Bütün hayatlar kısaymış..."~~~
"Durun!"
Peşlerinden koşmaya başladım. Öylece gidemezlerdi. "Bir dakika!"
Bana doğru döndüler.
"Ne bekliyordun ki? Şizofreni olduğunu öğrenip yine de sana inanmalarını mı?"
Onu es geçip polislere odaklandım. "B-ben gerçekten gördüm eminim." Çağatay'a döndüm. "Hem o da gördü. Sorabilirsiniz."
Polisler Çağatay'a doğrulamak istercesine baktığında Çağatay da başıyla onayladı. Babamla konuşan polis babama sorgular gibi baktı. Vazgeçmemeleri için hemen atıldım. "Kamera kayıtlarına bakalım isterseniz."
Kendimden şüphe duymuyordum. Gördüklerimin gerçekliğinden emindim. "O kadar emin olma, canım kızım."
Canım kızımı vurgu yaparak söylediğinde atak geçirmemek için kendimi çok zor tutuyordum. Beni şüpheye düşürmeye çalışıyordu. Acaba haklılar mıydı?
"Hanımefendi ama..."
"Aması ne!" diye bağırdım, sinirlerimle oynuyorlardı. Üstelik babamla birlikte...
"Tamam gidelim. Zaten bir şey çıkmayacak. İçi rahat eder belki."
Onları ikna etmenin gururuyla duruşumu dikleştirip okula doğru ilerledim. Onlar da arkamdan geliyordu. Güvenlik odasına girdik. Polisler geldiklerinde müdür yardımcısını ve birkaç öğretmeni de okula getirmişlerdi. Herkesin gözünün bende olmasından rahatsız oluyordum.
Ve kimsenin bana inanmamasından...
"Bugünün kamera kayıtlarını açabilir misiniz?"
"Tabii." diyerek kayıtları açtı, kıvırcık saçlı ögretmen. Sonuç bir hiçti. Kamera kayıtları yoktu.
"Kayıtlar silinmiş."
Polisler birbirlerine baktı. Öğretmenler arasında ki fısıldaşmaları duyabiliyordum. "Gördünüz mü?" dedim haklılık payımla.
Babamın bana inanmaması çok kırıcıydı. Herkesi geçtim, o nasıl inanmazdı?
Kimseden ses çıkmayınca tekrardan konuşmaya başladım, "Ayrıca madem Müdür'e bir şey olmadı, şu an nerede?"
Öğretmenlerden biri konuşmaya başladı. "Ona ulaşamadık."
Herkes stres içindeydi. Biraz da olsa bana hak vermiş gibiydiler. "Haklı olabilir mi?" dedi uzun boylu polis babama. Babam ise benden başka bir yere bakmıyordu. Bakışları çok düzdü. Hiçbir duyguyu barındırmıyor gibiydi.
"Tamam. Müdürün evine gideceğiz. Evdekilerin ifadesini almamız gerek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Bu Siyah Laik
Novela JuvenilBir şizofrenin dilinden... Bir çığlık daha yükseldi içinden. Kalbi acıdı belli edemedi. Haykırdı, kimse duymadı. Kan sızdı yaralı ellerinden. Gözlerini kaçırdı, yaralarına bir kez daha göz yummak istedi. Koca bir hiçlikte hissediyordu kendini. Gülüm...