Son olan olaylardan sonra en azından burada kafa dağıtmak için merhaba.
Kızlarım, güzel prenseslerim, çiçeklerim. Lütfen ne olursa olsun bakın bir erkek size ne söylerse söylesin en ufak bir kusurda o ilişkiden kurtulun. Siktiğimin piçlerini engelleyin ve kimse için ağlamadan önünüze bakın. Hayatınıza alacağınız kişiyi doğru seçin, küfürlü mü konuşuyor? "ya onun tarzı öyle." demeyin! Çünkü yarın öfkelenir size de eder. Çevresine veya cansız dahi olsa herhangi bir şeyden öfke çıkarma sorunu mu var? "Ya en azından başka şeyden çıkarıyor sinirini..." demeyin! Yarın kafası atar sizden çıkarır. Kızlarım çok değerlisiniz, hayal edemeyeceğiniz kadar çok değerlisiniz ve size hak ettiğiniz değeri veremeyen tek kişiyle arkadaşlık dahi kurmayın. Lütfen, size yalvarıyorum çevrenizdeki pisliklerden uzak durun... Sizi seviyorum.
Son olarak da, "o yapmaz, bu bana kıymaz, şu onu söylemez." gibi cümlelerle kendinizi kandırmayın. Kimseye güvenmeyin ve arkanıza bakmadan iğrenç ruh hastalarından kaçın.
Bölümün başı smut, ⚠️ işaretinden sonrası normal akışa devam.
|||||
Saat gece 03:00'ü gösterirken Jisung mırıldanarak gözlerini açtı. Başını, yasladığı iri ve çıplak göğüsten kaldırıp sevdiği adamın yüzünü inceledi yarım yamalak açtığı gözleriyle. Sikeyim... Dağılmış halde uyurken bile bu kadar ateşli görünmen haksızlık.
Uzanıp dudaklarına bir öpücük kondurduğunda yumuşak dokular uykusunu bir bulutmuşçasına dağıttı. Komodine uzanıp aldığı telefondan bu anın fotoğrafını çektiğinde ekrana otuz iki diş sırıtıyordu. Aralarında hiçbir kalp kırıklığının kalmadığı, hiçbir soru işaretinin kalmadığı daha sağlam oluşan ilişkileri karnındaki kelebekleri hareketlendirmeden duramıyordu. Bütün keşkeleri geride bırakıp daha az önce öpücüğünü çaldığı iki dudaktan çıkacak olan her söze güvenerek ilerleyecekti artık Jisung. Ve en ufak bir pürüzde bile tekrar yaslandığı bu adamın kendinden kaçmaması için sıkıca sarılacaktı.
"Biraz daha izlersen yorgunluğunu umursamam güzelim." Jisung, Minho'nun derin ve yorgun sesiyle irkildi. "Uyandırdım mı?"
Minho gözlerini yavaşça açıp hemen dibinde kendine merakla bakan çocuğun uykulu gözleriyle buluşturdu. Uzanıp dudaklarını Jisung'un daha bugün yıprattığı dudaklarına bastırdığında etkilenmemek için beklemeden geri çekildi. "Öperek uyandıracaksan her gün, her saat ve her saniye uyandırman için uyuyabilirim sevgilim."
Jisung kıkırdadı, biraz daha yukarı kayarak kollarını Minho'nun boynuna dolayıp çıplak vücudunu tamamen onun yarı çıplak üstüne bırakarak dümdüz uzandı. Minho ise üzerine uzanan sevgilisinin beline iri kollarını sararken boynuna gömülen adamın saçlarına öpücük kondurdu. "Sevgilim..." Jisung'un narin sesi kulağına iliştiğinde Minho mırıldandı. "Hm?"
"Sence başarılı olur muyuz? Yani görevde..."
Minho hiç düşünmeden derin sesiyle mırıldanarak sevgilisinin içini azcık bile olsa rahat etmesini umdu. "Olacağız tabii ki. Hem Han Jisung adında ortağım varken kim devirebilir ki beni?"
Jisung gülümseyerek öpücük kondurdu onun boynuna. "Benim de bir ortağım var... Gıcık falan ama oldukça güçlü ve onunlayken güvende hissediyorum. Lee Minho, benim gıcık ama eşsiz ajanım."
⚠️⚠️⚠️
Minho, henüz kelimeleriyle tepki veremezken Jisung başını aniden kaldırdı gömüldüğü yerden. "Buna nasıl azdın amına koyayım?!" Altında kendi aletine değen sertlikle yutkundu. Minho ona şeytani bir sırıtışla bakıyordu. "Beni överken iki kere düşünmen gerektiğini bilmiyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Görev || Minsung
FanfictionAjan Han Jisung, gizli görev için adı hiç iyi anılmayan bir üniversiteye ses eğitmeni olarak sızdığında gizli görevini başarıyla tamamlayacağına olan inancını yok eden bir şey vardı... Yanına ortak seçilen gıcık ajan Lee Minho!