28 - Prensesin Uykusu

2K 313 237
                                    

hellö ayçöreklerim !!

baştan anlaşalım, bu bölümün ortalama bölümden kısa olduğunun farkındayım ama böyle olması gerekti.

bölüm nerede bölüm nerede diye soranlar tam şu an bir yerlerde bu bölümü okumayı bitirip yeni bölüm ne zaman diye sormaya geliyorlar, hissediyorum.. öyle de bir yerde kestim işte. mecbur.

yeni bölüm için oy sınırı 260 oy olsun, hızlı yazarım gibi geliyor. çok beklemeyeceksiniz sanırım.

şimdi sizlere iyi okumalar. öptüm.

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş hüzünlerin geceleri dinlenmeye müsait şarkılarla şahlandığını anlatamadım sana.

Evet, bilmiyordum. Bilmiyordum, kelimelerden arınmış bir cümle kurar gibi sevişmeyi. Ama, seni seviyordum..."

-Küçük İskender

***

Bardağımdaki malibu kokteylini ağır ağır yudumlarken sahnedeki adamı izliyordum.

Bir hafta sonra ilk kez kanlı canlı karşımda, oradaydı.

Yanında duran Sude Baysal'ın beline elini koymuş, biriyle konuşuyordu. Kiminle konuştuğu ya da neden sahnede olduğu umrumda değildi. Umrumda olan tek kısım elinin başka bir kadının belini kavrayışı, tenlerinin birbirine değişi ve muhtemelen şu an o kadının üstüne Alper'in parfümünün kokusunun sinmiş oluşuydu.

Beni çıldırtmak istiyordu. Beni delirtmek istiyordu. Hayır, bu aralar gündemimde olan tıbbi delirme gibi bir delirmeden bahsetmiyorum, düpedüz öfkeden delirmekten bahsediyorum.

Beni buraya kadar eski sevgilisiyle ne kadar yakınlaşabileceğini göstermek için getirttiyse söyleyebileceğim tek şey, Allah belasını versin olurdu.

Allah oralarda bir yerlerdeyse Barış Alper'e belasını vermeli ve beni bu saçmasapan durumdan kurtarmalıydı.

Malibunun damağıma yayılan yumuşak güzel tadı bile üstümde en ufak bir pozitif hisse sebep olamıyordu. Alper'in bana bir kez bakmayışı, inadına eski sevgilisiyle dip dibe duruşu sinirden parmak uçlarımı uyuşturuyordu. Kadehi kafasına fırlatsam n'olurdu mesela?

Bir şey olmazdı, ilahi adalet terazisi tam şu an kurulsa az bir farkla ben masum çıkardım. Sütten çıkmış ak kaşık değildim evet ama bu bu adamın yaptıkları beni sollardı.

delibalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin