Şans her zaman sizden yana olmazdı. Şimdide o durumdaydık. Zaten şans ne zaman bizden yana olmuştu ki?
"Hepiniz niye ayakta dikiliyorsunuz yahu? Özgür alsana şu poşetleri elim koptu" yağız yanımıza geldiği anda hâlâ durumu anlamamış olacaktı ki bir bize bir de alperlere bakıyordu.
"Alooo konu ne? Siz niye böylesiniz? Kızlar siz niye montla duruyorsunuz? Ev soğuk mu?" Alper derin bir nefes aldı ve gözlerimin içine bakarak konuştu.
"Soğuk değil yağız, sadece bu üç zeki arkadaş eve yeni geldiler" yağız elinde ki poşetleri yere bırakıp bize baktı. O da kaşlarını çatmaya başlamıştı.
"Ne alaka ya? Az önce konuştuk seninle evdeydin hatta benden o kadar şey istedin. Bebek bezi bile aldım" Aden dudaklarını birbirine bastırırken saye ve ben sessizce olanları izliyorduk. Başta Aden olmak üzere kesinlikle üçümüz de azar işitecektik.
"Yağız şimdi şöyle" deyip susan Aden gözlerini bize dikti. "Of siz niye susuyorsunuz? Konuşsanıza!" Tam ağzımı açıp konuşacağım anda saye benden önce davranmıştı.
"Ee şimdi şöyle, ben evde fazla daraldığımı fark ettim ve Adene dışarı çıkmak istediğimi söyledim. Aden de Asya'nın evde olduğunu ve benim tek başıma çıkmama izin vermeyeceğini söyledi. İş böyle olunca Asya da çıkalım dedi Aden de karşı gelemedi çıkıp beş on dakikalığına hava aldık, geri dönüşte de Aden Yağızı aradı" yalan söylemiştik.
Gene
Bir şeyi merak ediyordum. Ben yalan söyleyince tepki yiyordum fakat saye ya da Aden yalan söyleyince niye bir şey olmuyordu? Tek fark yalan söylemeyi sevmediğim halde yalan söylemem miydi? Zaten sevmediğim bir şeyi yapıyorsam zorunlu yaptığım anlaşılmıyormuydu?
"Asya sen yaralısın bu halde nereye gidiyorsun?" Alper son günlerde bana karşı fazla dikkatli davranıyordu. Hareketlerim de bile âni bir hareket yaptığım zaman hemen kızıyor ve dikkatli olmam gerektiğini söylüyordu.
"Yaralıyım diye hava da mı almayayım Alper?" Sorumla birlikte Alper önüne dönerken özgür düz bir ifadeyle üçümüzün üzerinde gezdirdi gözlerini.
"Umarım sadece hava almışsınızdır" saye oflayıp yukarı doğru çıkacağı esnada özgür onu durdurdu.
"Susadın mı?" Sayenin tedirginlikle yutkunuşunu fark edince oyuna karşı olan nefretim arttı. Hem de öyle bir boyuta geldi ki o an onu öldürmek bile istedim.
"Galiba" özgür başını sallayıp mutfağa doğru ilerlerken Aden sayeye bakıp üzüntüyle başını yağızın omzuna yaslamıştı. Alper ise bana doğru gelip kolumu tutmuş ve nazikçe yürümeme yardımcı olmuştu.
"Fazla ayakta kalma Asya, gerçekten neden bu kadar düşüncesizsin? Çevrende ki herkesi düşünüyorsun ama iş kendine gelince fazla umursamazsın" Alper söylene söylene beni koltuğa oturtunca montumu çıkarmış ve kenara koymuştum.
"Alt tarafı bir kaç dakika ayakta durdum Alper, abartmasan mı?" Alper de yanıma oturup gözlerimin içine baktı.
"Konu sen olunca inan hiç bir konu abartı gibi gelmiyor" bu adamın gözleri niye bu kadar güzeldi? O an aklıma gelen şeyle kaşlarımı çattım.
"Bir dakika ya, biz neredeyse bir haftaya yakın zamandır buradayız. Efsun abladan hâlâ ses seda yok, eve falan da gitmedik hiç. Alper Efsun abla nerde?" Sorumla birlikte Alperin gözlerinden bir duygu geçmişti fakat o kadar hızlıydı ki ne olduğuna anlam verememiştim. Alper ellerimi tuttu.
"Sırası-" ellerimi hızla geri çekerken saye ve özgür de koltuklardan birine yerleşmişti.
"Sırası değil diyeceksen hiç deneme bile. Sürekli sana Efsun ablayı sorduğumda geçıştiriyorsun Alper ve ben bu durumdan sıkıldım!" Aden ve yağız da olayı anlamak için oturma odasına gelirken ben beklentiyle Alpere bakıyordum fakat o cevap verecek gibi durmuyordu. Gözlerim Yağızı buldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN
ChickLitHerkes isterdi sevdikleriyle mutlu olmak. insan sevdiği biri yanındayken kendini mutlu ve huzurlu hissediyordu, Fakat hayat insanlara her zaman mutlu olmaları için bir şans vermezdi. katili bulduktan sonra hayatının bir düzene girdiğini sanan Asya...