Merhaba,
İlk bölümü beklemeden ekleyeyim dedim. Yeni karakterimizle de tanışıyoruz bu bölüm. Media da fotoğrafı mevcut ^^
Yorumlarınızı bekliyorum.
Sevgiler ~
~~~~~~ ~~~~~~ ~~~~~ ~~~~~~ ~~~~~~
Sıradan bir gün başlamıştı Joseph's House'da. Madam Betty sabah rutinlerini tamamlayıp kahvaltı için gelen misafirlerini karşılamaya başlamıştı çoktan.
Signoria Meydanı'nın bir sokak arkasında bulunan, kalabalıktan bir adım uzak, şehrin o tatlı rehavetini her zerresine işlemiş bir mekândı Joseph's House.
Gün içinde butik bir pastane işlevi görürken, akşamüstü şehrin apertivo kültürüne katılarak birbirinden leziz atıştırmalıklar servis ediliyordu.
Üç katlı binanın ikinci katında ise, birçok ünlü baristanın servis yaptığı bir Coffee Shop bulunuyordu. Bu katta, kahve keyfine kitap keyfinin de eşlik etmesi için, geniş bir kütüphane bulunuyordu.
Binanın en üst katı ise, mekânın sahibinin eviydi. Yusuf'un yerli halkın deyimiyle Joseph'in evi ve işi, kendisi için küçük bir dünya gibiydi.
Yusuf her zaman ki gibi ağır adımlarla indi merdivenlerden, kafe bölümüne içeri girmeden göz attı. Birkaç masa doluydu. Arka tarafa geçip mutfak bölümüne geldiğinde Madam Betty'nin sinirli yüzüyle karşılaştı.
"Joseph! İki yardımcım da istifa ettiler az önce! Senin yüzünden çalışacak kimse bulamıyorum!"
Kaşlarını çatarak baktı kadına bir süre. Neden benim yüzümden olsun ki düşünüyordu bir yandan. Yanında çalışan herkes, dağınık ve dikkatsizse onun suçumuydu yani.
Çok bir şey istemiyordu ki, çalışırken bir düzeni olmasından hoşlanıyordu sadece. Baharat takımının en uzunundan an kısasına kadar dizilmesini, kullandığı mutfak aletlerinin isim sırasıyla dizilmesini, peçetelerinin renk skalasına göre ayarlanmasını istiyordu bir de.
Bir de sipariş sıralarında karşı aşırı titizlik yapıyordu ara sıra. O görmeden bir tabak çıkarsa rahatsız oluyordu. En son yardımcısı, masadan gidip tabağı geri aldırdığı için istifa etmişti.
"Bunda benim bir suçum yok Betty, sen işini iyi yapan birilerini bulamıyorsun."
Orta yaşlarının sonuna gelmiş, toparlak suratlı kadının sinirlenince kızaran yüzüne baktı gülümseyerek. Çok seviyordu bu kadını, Betty, onun bu ülkedeki en büyük şansı olmuştu.
"Hadi oradan! Bana bak genç adam. Senin için doktordan randevu aldım. Hemen hazırlanıp gidiyorsun. Bu takıntıların kontrolden çıkmaya başladı."
"Yapma Betty! Deli miyim ben? Ne psikologu!"
"Psikologlar deli doktorları değildir Joseph! O randevuya gidilecek!"
Sinirli adımlarla giden kadının arkasından acılı gözlerle baktı. Evet o randevuya gidilecekti mecburen, yoksa Betty onu İtalyan gevreğinin içine tutti frutti niyetine doğrayabilirdi.
~~~~~~ ~~~~~~ ~~~~~ ~~~~~~ ~~~~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşiyân
Chick-LitKüçücük bir yuva hasretiydi kadının içini kavuran. Yıllardan yollardan enkazlardan sonra, Belki de tufanından sonra Nuh'un... Derme çatma umutlarıyla, koşuyordu kaderinin aşiyânına... "ESVED Hikayesinin Sophia karakterinin öyküsüdür. Seriden bağım...