~iyi okumalar~
"Abi bulduk kızı!" Beynim söylenenleri algılamıyordu resmen. Bir eliyle beni tutan şerefsiz beni çekiştirirken bağırmamı engelliyordu. Debelenirken önüme yığılan beden ile ne yapacağımı şaşırdım.
"Rüştü abi" dediğimde sesim boğuk çıkmıştı. Gözleri bana 'seni koruyamadım' der gibi bakarken gömleğini saran kırmızı renk onu ölüme itiyordu bile. "Lütfen" dedim Rüştü abiye beni duymasa bile. Benim yüzümden ölürse yaşayamazdım. Ailesi varsa nasıl hesap verirdim ben.
"Bu kadar yeter yürü!" Diyen adam kolumdan sertçe çekiştirirken son kez arkama dönüp Rüştü abiye baktım. Boş sokakta yankılanan telefonum ile bir umut kurtulmayı bile göze aldım. Ağzımda duran eli midemi bulandırmaya başlarken ani ısırmamla elini geri çekmişti.
"Lan it misin ısırıyorsun, ulan dua et seni sağlam götürmem gerekiyor yoksa cesedini buraya gömerdim." Kendince öfkeli olan sesi beni bir tık korkutsada belli etmedim. Tabiri caizse kafamdan tutup arabaya eşyaymış gibi fırlatmasına kadar tek kelime etmedim.
"Sür lan sende hemen." Dediğinde göz devirdim, gerizekâlı.
"Tamam abi."
Camdan dışarı bir şeyler görme ümidi ile baktığımda hüsrana uğradım. Camların hepsi siyahtı ve nasıl yapmışsalar dışarı göremiyordum.
"Hayret beklediğimden fazla sakin karşıladın hayırdır." Dediğinde kafamı onun iğrenç suratına çevirdim.
Bir şey demeden yine iğrenir bir suratla ona baktığımda bu sefer eğlenen suratının yerine öfkeli gözleri yer almıştı. Boşta olan eli ile saçımı kavradığında acıyla dişlerimi sıktım.
"Sana bir şey söyleyince konuş, yoksa o çok güvendiğin kendine bir zarar gelebilir."
Sadece kafa sallamakla yetindim lakin saç diplerimin acısından konuşamıyordum bile. " Duyamadım." Dediğinde lanet ettim. "Tamam anladım." Dediğimde kesik kesik olsa da anlayıp bırakmıştı. Eli bir süre saçlarımda dolanırken midemin bulanmasını engelleyemedim.
"Tamam dedim sana elini çek." Dediğimde elini çekti.
"Dilin varmış."
"O adam öldü mü?" Dediğimde Rüştü abiyi kastetmiştim.
"Bilemem belki." Pişkince verdiği cevaptan sonra gözlerimi yumdum. Gözlerimin önünde biri öldürülmüştü ve ben suspus olmuş bir şey yapamamıştım. Şimdi ise sonu hüsran olan bir yerdeydik.
"Durdur arabayı midem bulanıyor." Bir elimle ağzımı kapatmış kusmamı engellemeye çalışıyordum. Keşke şu itin üstüne kussam ama sonunu göze almak istemiyordum.
"Dayan özel hizmetimiz yok."
"İyi üstüne kusarım." Dediğimde gözleri fal taşı gibi açıldı.
"Lan durdur arabayı." Dediğinde onu beklemeden hemen arabadan çıkmaya yeltenmiştim ki kolumdan tutması ile durdum.
"Dur bakalım küçük hanım nereye böyle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARKLI BİR RÜYA
Teen FictionKim yaşadığı hayatın ikinci dakikasını bilebilirdi ki, hiç kimse öyle değil mi? İşte buda Ayperi'inin 2 dakika içerisinde değişen hayatıydı. Peki ya karıştırılan Eftelya? iki farklı aile. İki farklı deli dolu hayat.