İYİ VE ZEVKLİ OKUMALAR
Tenine değil, ruhuna dokunduğun kişinin öyküsünde yer alırsın.
İzmir'in sıcak sokaklarında hoplayıp zıplıyordu Hilal, neşeli gülüşü yankılanıyordu sokak aralarında. Yanında canından çok sevdiği arkadaşı Efsun ve çok gıcık olduğu abisi vardı. Hilal'i korumaya çalışıyordu Ali Kemal lakin Hilal adeta isyancı bir Türk kızıydı, onu kimsenin korumasını da karışmasını da istemiyordu. Kendine güveni çoktu birde Vatana olan güveni vardı. Bitmek bilmiyordu, bitecek gibi de durmuyordu. Ha bir kişi daha vardı onun kalbini fetheden,
Hazer Han
Hilal için o bir kahramandı. Neden mi? çünkü onu Yunan çocuğundan kurtarmıştı. Leon'dan ondan nefret ediyordu. Bir gün her zaman ki gibi Leon'la kavga ederken Han kurtarmıştı onu o günden beri unutamıyordu ama şöyle bir sorun vardı. Hilal 12 yaşında Han ise 19 yaşındaydı aralarında 7 yaş vardı ve bu Hilal'in canını çok sıkıyordu. Han'ın yanına bir sürü Yunan kızı geliyordu Han onlarla ilgilenmiyordu ama Hilal çook kıskanıyordu. Hatta bir keresinde Yunan komutanı olan Albay Spiro'nun kızı Maria'nın çok sevdiği elbisesini kesmişti nasıl mı? Tabiki şirinlik yapıp ondan sadece bakmak için alıp çaktırmadan kesmişti. Maria kesik elbisesini görünce ağlayıp babasına söylemişti Albay ise Hilal'i silahıyla korkutmaya çalışmıştı ama ne fayda Hilal Albay Spiro'ya bile dil uzatmıştı. Bir sürü yaramazlıkları, şımarıklıkları vardı Hilal'in mahallesinde en çok sevilen oydu ve bundan çok mutluluk duyuyordu.
Bir ablası vardı. Yıldız, Yıldız Hilal'in aksine çok süslü, bencil ve yaşından büyüklerle takılıyordu. Ama babası vardı işin ucunda, Binbaşı Cevdet. Babası kızlarına o kadar çok düşkündü ki onları bir erkeğin yanında görmeye bile tahammül edemiyordu. Ali Kemal de babası gibiydi çok kıskanıyordu özellikle Yıldız'ı çünkü Yunan askerlerinin peşini bırakmıyordu. Sürekli Yunan askerinin oğlu Leon ile takılıyordu. Onu kaç kere konuşurken yakalamıştı, her onları bir gördüğünde babasına söylemekle tehdit ediyordu ama Yıldız şirinlik yapıp işi hallediyordu.
Onlar buydu işte, Hilal yaptığı yaramazlıklardan, Yıldız süslenmesinden, Ali Kemal ağırbaşlılığından,Binbaşı Cevdet kızlarını kıskanmasından tanınırlardı. Ha birde Azize vardı çocuklarının anası Binbaşının zevcesiydi. Çok güçlü bir kadındı Azize hem çocuklarıyla, hem hastaneyle, hem de ailesiyle ilgileniyordu.
Onlar kendi halinde sıradan bir aileyken birden her şey değişti.
Bir gün Yunan'lıların İzmir'e geleceğinin haberi veriliyor Binbaşı Cevdet hemen hazırlanıyor üzerine üniformasını giyiyor ve o sırada Azize geliyor, gitme diyor ama Cevdet ne yapsın mecburen gidiyor arkasında 3 evladını, anası Halime Sultanı ve zevcesini bırakarak gidiyor göreve Yunan askerleri çoktan dağılmış İzmir'e elinde silahı ile gizli gizli etrafa bakınırken 2 çift Yunan askeri görüyor bir kutunun önünde duruyorlardı. Yeni bir kutuydu. Sessizce etrafına bakınıyor, kimsenin olmadığını görüyor ve sessiz hareketler ile askerlere yaklaşıyor. Nişanını alıyor ve önce kutunun önünde duran askeri sonra etrafı kolaçan eden askeri tekte vuruyor. Askerlerin yanına doğru ilerliyor ve kutuya göz gezdiriyor. Kutu yeni duruyordu. Bir sağına bir soluna bakıyor ve emin olup silahını üniformasına sıkıştırıyor sonra kutuya eli gidiyor. Tam kutuyu açacağı sırada ensesinde namlunun soğukluğunu hissediyor. Gözlerini korkuyla açıyor ve o sırada bir ateş sesi çıkıyor. Önce algılayamamıştı ne olduğunu sonra ensenin etrafının yanmaya başladığını hissetti. Ardından arkasına dönmeye çalıştı. Çünkü kimin vurduğunu görmek için ve biraz dönebildi de gördüğü kişi karşısında hayal gördü zannetti ama doğru gördü. Sonra daha fazla dayanamadı ve dizlerinin üstüne çöktü, sonrası onun için karanlıktan ibaretti.
Umarım beyenmişsinizdir. Bu kurguyu yazmadan önce çok düşündüm konusundan tam emin olamamıştım ama yinede çok içime sinen bir bölüm oldu.
OY KULLANMAYI UNUTMAYINIZ!
YOU ARE READING
BİTMEK BİLMEYEN SEVDA
Romance"Aşk mı?" dedim sorgular bir şekilde "Aşk küçük Hanım" dedi kafasını sallayarak, üzerime doğru bir adım attı ve devam etti. "Aşksız bir yürek, çorak bir ülkedir hiç birşey yetişmez orada." dedi ve gözlerimin mavisine öyle bir baktı ki biran nefes a...