Giriş: Meydan Festivali

13 4 35
                                    


2019'dan beri aklımda olan ama asla yazmaya cesaret edemediğim bir konu...

umarım konunun hakkını verebilirim

kimse okumasa, bu kurgu, bu platformun en ücra köşelerinde kaybolup gitse bile yazması benim için her zaman en değerli kurgu olacak

okuyacaklar olur mu bilmem ama şimdiden iyi okumalar dilerim✨


⚔️

⚔️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Jeon Jungkook.
30 Aralık, 2023.

Ağaç gövdelerinden başlayıp elektrik direklerine ve kamelyaların tavanlarına kadar uzanan renkli ışıklar gecenin sakin karanlığına hoş bir hava katıyordu. Kulağımı dolduran hafif klasik müzik sesi eşliğinde elimdeki birayı küçük yudumlarla içerken bir yandan da oturduğum üstü açık çardaktan festival havasına girmiş insanların sıcak ve hoş mutluluğunu izliyordum. Herkesin keyfi yerindeydi.

Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte her yıl düzenlenen ve üç gün üç gece boyunca süren meydan festivali bu yıl da yapılıyordu. Yıllardır yapılan bir festival olmasına rağmen ilk defa katılmıştım ve ne tuhaftır ki ortam hoşuma gitmişti. Kıkırdayan ve kimi zaman kahkahalarla gülen insanlar, ellerinde sıcak çikolata ile pembe pamuk şeker tutan çocuklar, el ele gezen çiftler, yeni lezzetlerle tanışan turistler... Ve daha fazlası.

Bu liste gözlerimi etrafta dolaştırdıkça uzar giderdi fakat yudumladığım bira aklımı bulandırıyordu. Merakla çevreyi turlayan göz bebeklerimin acıdığını hissediyordum. Sanırım, bir bardak diye başladığım bira serüvenim sekizinci bardağı geçmişti. Yine de farkına vardığım durum beni duraksatmadı.

Renkli, küçük ışıklar bir zaman sonra gözlerimi alsa da bakınmaya devam ediyordum. Tek başıma geldiğim festivalin tadına varmak istiyordum çünkü bu Seoul'de geldiğim ilk ve son festivaldi. O yüzden derin bir nefes alarak arada bir sert esen rüzgara karşı üzerime geçirdiğim deri ceketime sıkıca sarıldım. İçime giydiğim siyah kısa kollu tişört bir an beni pişman etmiş olsa da hava sabah sıcaktı. Bu alıştığımız bir durum değildi. Burada hava değişken değildi.

Kışları oldukça sert geçiriyor olsak da Aralık aynın sonuna gelmemize rağmen acımasız bir yağışa ya da kar fırtınasıyla karşı karşıya kalmamıştık, en azından şimdilik. Ben Kore'yi terkettikten sonra ne olurdu bilmiyordum ve yalan söyleyemezdim ki umrumda da değildi. Seoul, benim için sadece karanlıktan oluşan bir yerdi artık ve ben karanlıktan fazlasıyla sıkılmıştım. Gün ışığı görmek için karanlıktan ayrılmalıydım. Gözlerim karanlığa alışmadan aydınlıkla tanışmalıydım.

Dibini sıyırdığım biradan son yudumu da aldıktan sonra bu gecenin tüm şansını çöp kovasının yanında oluşumla harcadığımı düşünüyordum. Büyük bir zorlukla kolumu kaldırıp boş şişeyi çöpe bıraktım daha sonra kaşlarıma kadar düşmüş olan siyah beremi düzeltip işaret ve baş parmağımla gözlerimi ovalamaya başladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Love İs Not Over || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin