Şaşırmak, sözlükte en kısa anlatımı ile işin içinden nasıl çıkacağını bilememek olarak geçmektedir. Şaşkınlık insanların hayatında sıkça karşılaştıkları bir durum olarak karşımıza çıkar, zira yaşadığımız yaşam sürprizlerle doludur. Ama bazı şeyler var ki şaşırmak kelimesini bile geride bırakıyor. Ölümü kabullenememek ne kadar doğal ise ölümden kaçmaya çalışmak o kadar şaşırtıcı. Ama ölümden kaçmak için yol aramak işte bu şaşırmanın ötesine giden terimler için en doğru örnek bence. Son diye düşündüğümüz bilinmezi kabullenmek zor kabul ediyorum ama bunun çıkışı olduğunu düşünmek ziyadesi ile anlamsız. Bu sadece yaşadığımız yaşamı hala devam ederken eziyete dönüştürmekten başka işe yaramıyor. Hemen hemen her farklı ölüm çeşidini dolaylı yoldan da olsa tecrübe eden biri olarak yıllar içinde yaşamın heba edilemeyecek kadar değerli olduğunu daha iyi anlamıştım. Gerçi benim hayatımda çok ilginç görünse de pek iç açıcı değildi ama en azından sevdiğim işi hakkı ile yaparak kendimce mutlu oluyordum. Ta ki Yaser ile tanışana kadar...
Yaser , hayatımda olmayan suküneti bana getirdiğinde yaşadığım yaşam- kabul ederken zorlansam da- daha değerli bir hal almıştı. Ölümün gölgesinde, belirsizliğin kucağında yaşayan biri olarak hayatımda sığınabileceğim bir liman olmasının değerini daha da fazla hissetmiştim.
Deliksiz uykumdan beni Yaser'in tok ama kısık tutmaya çalıştığı sesi uyandırdı. Yavaşça gözlerimi açtığımda bana bakan Şehzade'nin kırpıştırdığı gözleri ile karşılaştım.
" Bu Yaser çok başka bir şey değil mi Yaman?"
Sözlerini anlamadığımda kaşlarım çatılırken onun yüzüne kocaman bir gülüş yerleşti. Sakince geri çekildiğinde Yaser'in üst kısmını saran gömleğinden çıkan kasları ile göz göze geldim. Ne kadar inkar etmeye çalışırsam çalışayım şu an kalbimin ritmi bu adama hissettiklerimden kaçamadığımın somut bir deliliydi. Yaser, yakışıklı ve karizmatik bir adamdı ve eğer birini önemsiyorsa bunu göstermekten çekinmiyordu. Açıkçası bana neden yardım ettiğini anlamıyor ya da anlamamazlığa vuruyordum. Bu arada Yaser'in telefon konuşması düşüncelerimden beni ayırdı.
" Dinle Said içerideki adamımıza söyle aradığımız özel bir kutu. Yerini bulun eğer yapabilirseniz ele geçirip bana getirin."
Yaser'in söyledikleri ile yerimden kalkıp yanına ulaştım. Anında arkasını döndüğü zaman göz göze geldik.
" Said kapatıyorum."
Ne yapmak istediğini anlamamanın verdiği şaşkınlıkla kaşlarım çatılırken onun dudağının kenarı hafifçe kıvrıldı.
" Sor Yaman dinliyorum."
" Neden?"
" Ne kadar bu ruh işlerine tam olarak inanmasam da kimsenin yaşayan birine yaşarken ya da öldükten sonra işkence etmesini doğru bulmuyorum . Evet bazı durumlar istisna ama genel olarak insanların bedenleri kendilerine özeldir ve yaşarken de öldükten sonra da saygı duyulması gerek."
" İnançlı biri olduğunu düşünmezdim."
Dudağının kenarındaki kıvrılma yüzünde geniş bir gülümsemeye evrilirken bana bir adım daha yaklaşıp burun buruna gelmemizi sağladı.Kokusu burnuma dolarken , yaydığı erkeksi aura kafamı bulandırmaya yetiyordu.
" İman ile paranın kimde olduğunu kimse bilemez diye bir sözü vardır Türklerin. Belki herkes gibi katı bir inancım olmaya bilir ama ben de kendimce bir inanca sahibim. Olmasam bile doğru ile yanlışı ayırabilecek zekam mevcut. Bu yanlış, herkes zamanı geldiğinde bu dünyadan ayrılıp yoluna devam etmeli. Bunu kabullenmek zor görünse de doğru olanı bu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH-U REVAN
FantasyO ne bir şaman ne de bir büyücü. O bu dünyadan gidemeyen ruhlara kılavuzluk eden bir ruh gören. Yaman Kırcı İstanbul üniversitesinde Türk tarihi dersi veren bir doçent olsa da asıl görevi gidemeyen ruhlara yardımcı olmak. Yakup Yaser Tezman, Yahudi...