Dünyada ki en zor savaş kalp ve beyin arasında olandır. Kalp kazanırsa bilgiler ve düşünceler ölür. Ama beyin kazanırsa duygular ölür , hisler ölür ve kalp ölür...Nefesim her geçen dakika yetersiz gelirken kafamı sudan çıkarmaya çalışıyordum. Ama bir el bana engel oluyordu. Nefessizlikten ciğerlerim acıyordu suya ellerimi vurup çıkmak istiyordum. Kaç dakikadır nefes almadan bu suyun altındayım bilmiyordum. Bu işkence daha ne kadar devam edecekti? Gücümün son demlerine geldiğimde gözlerim karardı , artık ellerimi vurmayı bile bırakmıştım. Kulaklarımda her geçen saniye yaklaşan sesi duymaya başladım.
"Alaca uyan......Alaca lütfen uyan korkuyorum!" diye Belgin'nin korku dolu sesi beni bu kabustan çekip çıkarmıştı.
Nefes nefese kalmış , kalbim sanki yerinden çıkacakmış gibi atarken yerimden kalkıp oturur pozisyona geldim. Belgin elinde ki suyu içmem için bana uzattı. Suyu alıp kana kana içtim , birkaç dakika kendime gelmek için bekledim. Her sabah böyle uyanmak artık beni çok yoruyordu. Fiziksel yorgunluktan ziyade psikolojik olarak çok yorulmuştum. Daha ne kadar kabus görecektim bilmiyorum.
Belgin korkuyla "Alaca iyi misin? Usta ya da bir doktor çağırabilirim." Bir süre sustu "Ne diyorum ben? Hemşire olan benim sa-"
"Belgin tamam iyiyim ben"
İyi olup olmadığıma bir türlü karar veremiyordu "Emin misin Alaca? Rüya görürken ellerini yatağa vurmaya başladın. Ben de çırpınışına kalktım sonrasında nefes almayı bıraktın. Eğer bir süre daha kendine gelmeseydin çığlık atıp yardım isteyecektim."
Elimi elinin üstüne koydum belki böyle iyi olduğuma inanırdı "İyiyim Belgin hem ben alışkınım." Histerik bir şekilde güldüm "Her yeni güne böyle merhaba diyorum" dediğimde Belgin iyi olduğumu anlamış bir süre susmuştu.
Belgin "Alaca , bu eğitimler ile alakalı mı rüya görüyorsun?" diye sordu.
"Evet , Toplulukt'a eğitim aldığım zamanlar.... Her gece rüyama giriyor."
Düşünceli bir sesle "Bunlar sen de travma olarak kalmış olabilir. Peki bu rüyalar ile ilgili bir yardım falan aldın mı?"
"Aldım... ama annemden. Benim annem psikoloktu. Topluluk'tan kaçtıktan sonra 6 yıl İsviçre'de bir dağ evinde kalmıştık. O zamanlarda annemle seanslar yapıyorduk ama etki etmedi desem yeridir."
"Normalde hiçbir doktor yakınına seans ya da ameliyat yapmaz yani yapmaması lazım."
"Biliyorum Belgin ama peşimde bir örgüt varken nasıl psikoloğa gidebilirdim. Hadi gittim diyelim hangi psikoloğa beni bir örgüt kaçırıp böyle işkenceler yaptı desem." Sinirim bozulmuş gibi güldüm "Beni şu an tımarhaneden alırdınız. Bu kız ne saçmalıyor demezler mi?" dediğimde Belgin kahkaha atmıştı.
"Ne diyebilirim ki sen de haklısın. Bunca olan şeyler bir rüya gibi geliyor. Sanki birazdan Angela'nın o cırtlak sesi ile" taklit yaparak " 'Belgin kalk kahvaltı hazırla' diyen sesini duyup o kabus dolu günlere geri uyanacağım sanıyorum." İrkilir gbi "Düşüncesi bile çok kötü" dedi.
Yaptığı taklide güldüm "Hadi ama Angela bir Topluluk kadar kötü değildir."
"Onunla yarışır hiç değilse Topluluktan sonra Angela gelir"
Gülüşmelerin ardından Belgin saate bakıp "HA Alaca kalk kalk saat 7 olmuş bile. Geç kalacağız"
7'mi? bugün koşu yapamamıştım. Bu kadar geç kalkalı yıllar olmuştu. Dün gece geç saatlere kadar Belgin ile oturup konuşmuştuk. Geç kalkıp üstüne biraz daha oturmuştuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMA
Ciencia FicciónTüm insanlardan farklı olduğunuzu hayal edin ya da KARMA olduğunuzu... Daha doğduğunuz anda yalnız kaldığınız, sizi dünyaya getiren annenizin bile istemediği bir yerde hayatta kalma savaşı. Bu savaşı veren 6 bebek ve bebeklerden biri hepsinin orta...