"Şuna bak!"
Eli ile koridorun sonunda sandalyeye oturmuş, tek yaptığı şey telefona bakmak olan kimyacıyı işaret etti Semih. O an Mustafa'nın dikkati oraya çekilince omzundan itelemişti onu.
Mustafa neye uğradığını şaşırmış, afallamış kalmıştı. Aynı onun gibi geriye sendeleyen Emirhan da öyle. Bir anda kucağına düşen çocuk ile geriye sendelemiş, ve arkasında olan bedene çarpmıştı.
Yani şöyle izah edeyim; Semih Kılıçsoy, usun zamandır en yakın arkadaşı Mustafa Erhan Hekimoğlun'u yakıştırdığı Emirhan Topçu'nun üzerine itmişti-o ne kelime, direkt fırlatmıştı.- arkadaşını.
Ve bu, Emirhan'ın arkasındaki Eren'in onlara kötü bi bakış atmasına sebep olmuştu.
Olayın absürtlüğü ortama gerdiğinde Eren en son gözlerini devirmiş ve bu seferde Emirhan'ı ve Mustafa'yı itelemişti Semih'in üzerine.
Bu daha çok Mustafa'yı etkilemiş, bir -özür dileyerek söylüyorum ki,- top misali ordan o tarafa fırlatılmış gibi olmuştu.
Emirhan kaşlarını çatıp çoktan sınıfa girmiş Eren'e bakmış, ardından ona sırıta sırıta bakan Semih'e çevirdi mavilerini. Semih aynı bakışı yakın arkadaşı Mustafa tarafından maruz kaldığında yüzünü aniden soldurmuş, mahçup bir surat takınmıştı.
"Pardon, özür dilerim Emirhan abi."
Mavileri karşısında git gide yumuşayan kahvelerden kaçırmış ve arkadaşına bakmıştı Semih.
"Ne bakıyon dik dik? Ananı mı siktik!"
Semih Kılıçsoy, yine çirkefliğini konuşturuyordu.
"Yürü rezil. Yürü!"
Emirhan ikilinin bu haline şaşkın bir şekilde bakmıştı. Ne diyeceğini bilmeyerek. İnsan bi' sorun olmadığını falan belirtirdi. Bu kadar zor olmamalıydı yani.
Ama o an, Emirhan için zor gelmişti.
Maviler tekrar mahçup bir şekilde ona çevrildiğinde usulca yanlarından ayrılan ikiliye takıldı.
Ne yaşamıştı cidden?
...☀️
Semih yine hiçbir şey anlamadığını belli eden bakışları ile hocasına bakıyordu. Ne anlatıyordu bu ihtiyar yine?
Sahi, bu soktuğu inkılapçısı ne diye emekli olmuyordu bir türlü!
Olduğu yerde rahatsızca kımıldanıp sıranın altında, kitabının arasında duran telefonunu aldı ellerinin arasına. Ardından yanındaki esmer oğlana bir bakış atmıştı. Uyuyor gibiydi.
Ufaktan bir göz gezdiriyordu telefonda. Ve birden telefonuna düşen bildirimle gözleri irileşmiş, seslice yutkunmuştu.
Mustinin helallıgı | 2 mesaj
⊰ Neden böyle bir sey yaptıgını anlamam biraz uzun sürdü⊰ Bir daha olmasın, aksi taktirde kötü sonuclanabilir semihcim :))
Neyden bahsettiğini az çok anlamıştı sarışın. Yanında hissettiği kımıldanma ile beraber kendisine bakan mavilere karşılık gözlerini kırpıştırdı Semih.
Esmer olduğu yerde dikleşip sarışının şaşkınlıkla kala kaldığı telefona baktı göz ucuyla.
"Laps! Seni çok fena sikecek bu."
"Hocam Ahmetcan küfür ediyo!"
Ahmetcan masum bakışlarla etrafa bakıp, bunu söyleyen kumral oğlanı buldu bakışları. Birden kilitlendiğinde kaşlarını hafiften çatmış, mavileri buz kesiyordu.
Ahmetcan, bu Bertuğ denen herifi mahvedecekti anlaşılan.
Semih mi?
Semih ise zaten bakmaya bile çekindiği Emirhan 'abisinin' onun üzerinde uygulayacağı fantezileri çoktan hayal etmiş. Ama utanmaz arlanmaz bir oğlan olması gereği ile bundan vazgeçmeyecekti.
Ne olursa olsun, biricik arkadaşı Mustafa ve biricik Emirhan abisinin arasını yapacaktı. Mustafa istemese bile..
~~
Bu bölümü yaparken kendimi sorguladım. BAYA. Çünkü ilk bölüm olduğu için düzyazı mı texting mi falan aşırı kararsız kaldım
Ve ortaya çorba çıktı
Ama söz diğer bölümlerde HAAAL edejez
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzünden Gözleri, Semih & Emirhan
FanfictionSenin gökyüzünde, benim yerim yoktur. 𝒔𝒆𝒎𝒊𝒉 𝒌𝒊𝒍𝒊𝒄𝒔𝒐𝒚 & 𝒆𝒎𝒊𝒓𝒉𝒂𝒏 𝒕𝒐𝒑𝒄𝒖