O 6 kişi sağlıklı gibiydi. Yanlarına gitmeye karar verip koridora adımlarını attıklarında soldaki yaratık üzerlerine doğru koşmaya başladı.
Wooyoung 6 kişiye seslendi
Buraya gelin, çabuk olun!Çocuklar son hız odaya doğru koşmaya başladılar. En sona 1 kişi kalmıştı, o tam odaya girerken yaratık onun koluna dişlerini geçirmişti. El birliğiyle yaralıyı içeri çekmeye çalıştılar, yaratık o kadar güçlüydü ki nerdeyse çocuğun kolunu koparacaktı, ta ki yer sallanıp karşı duvarın kolonu yaratığın üzerine yıkılana kadar. Yaratık tamamen ezilip ölmüştü. Wooyoung yaratığın yanında diz çöküp kanını inceledi. Rengi yeşilimsi bir şeydi.
Wooyoung
Bu yaratık bilmediğimiz bir mutasyonla oluşmuş olmalı.Woo arkadaşları seslenirken onlardan birinin ismini duymuştu. Yeosang gibi birşey demişlerdi.
San
Sen Yeosang'sın sanırım.dedi ve elini tokalaşmak için ileri uzattı.
Yeosang
Evet ama nerden biliyosun.Wooyoung
Siz aranızda konuşurken duymuştuk.Hongjoong
O zaman tam olarak tanışalım. Ben Hongjoong.San
Ben San oda Wooyoung.Wooyoung hafif gülümsedi ve el salladı.
Herkes tanıştıktan sonra San yaralı olanı gösterdi "Bu kim?"Mingi
O Jong-Ho bahtsız kardeşim benim. Bu arada ben Mingi söyleyememiştim.Tam olarak tanıştılar ve Jong-Ho'nun yaralarını temizleyip bir parça bez sardılar. Kanama durmuştu. Bir süre o odada oturup yiyecek bir şeyler yediler. Suları az kalmıştı. Birden bir sarsıntı geldi. Deprem gibiydi. Herkes bi telaşa kapıldı. Jong-Ho ayağa kalktı ve kalktığı gibi dengesini kaybedip düşüyordu ki Mingi onu yakaladı. San perdeyi aralayıp etrafa bakmak istedi. Dışarıda tek bi insan yoktu, daha doğrusu "sağlıklı" tek bir insan yoktu. Yaratıklar insanlara mutasyon bulaştırıp zombi gibi değişik bir şeye dönüştürmüştü. Şehir küçücük kalmış her taraf kumla kaplanmıştı. San etrafa biraz daha bakmaya karar verdi sol tarafa baktığında bir yaratık başka bir yaratığa saldırmış onu yemeye başlamıştı, San yüzüni ekşitip diğer tarafa döndüğünde ona bakan bir dron gördü. Dron San'ı algıladığı gibi ateş etmeye başladı. Kurşunlar, lazerler duvara çarpıp sarsıntı oluşturuyordu. Diğerleri San'a ne olduğunu sordu. San tam anlatacakken duvardan bir ses geldi. Duvar çatlamıştı.
San bağırdı
Arkanıza bakmadan kaçın bi alt kata iniyoruz. Bir dron peşimizde.Mingi Jong-Ho'yu sırtına aldı. Halatla beline bağlayıp düşme olasılığını en aza indirmişti.
Diğerleri koşarken Mingi ağır adımlarla peşlerinden gidiyordu. Jong-Ho ilerde yere düşmüş bir demir levha gördü onu gözüne kestirdi.Jong-Ho
Mingi şu ilerde ki levhayı sırtımdaki halata sabitleyelim kalkan olmuş olur. Çünkü geride kaldık dron bize yetişecek.Mingi
Tamam o zaman ben onu sana uzatiyim sen sırtına geçir. Yapabilir misin.Jong-Ho
UmarımMingi levhayı alıp Jong-Ho'ya uzattı biraz zorlansa da levhayı sırtına sabitleyebilmişti.
Mingi'ye eliyle tamam işareti yapıp koşmasını söyledi. Yola devam ettiler. Dron tam arkalarına gelmişti. Lazerler levhaya çarptıkça Mingi'nin dengesini bozuyordu. Yerden ani bir hareketle aldığı tuğlayı drona fırlattı. Kıvılcımlar çıkan dron yere çakılmıştı. Gülümseyip Jong-Ho'ya çakması için elini uzattı.Diğerlerinin yanlarına vardıklarında hepsi iyi durumdaydılar. Hepsi birer yudum su içtikten sonra ilerlemeye karar verdiler.
Fakat tam önlerinde bir tane yaratık duruyordu. Yeosang saldırmak veya savunmak için omzuna astığı kalın zinciri yaratığa doğru savurdu. Yaratığın boynuna dolanan zincir, Yeosang'ın çekmesiyle yaratığın kafasını uçurdu.Yunho
Aferin lan.Yeosang
İşimiz bu kralMingi
Hadi hadi yürüyün.Hepsi hızlı adımlarla aşağı indiler ve bulundukları kat yaratık doluydu. Ama iyi haber hepsi uyuyordu. Aralarından uyandırmadan geçmeleri şarttı.
;)))
Bu bölümün sonuna geldik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SALVATİON
Mystery / ThrillerYurtta birden çıkan mutasyon ile 8 gencin kaçma çabaları