Başkasının günahını şeytan üstlenirken, benim günahlarımın sebebi yine benim.
Sizi hayata bağlayan çelik zincirler, beni ise bağlayan örümcek ağı.. Lakin size yağmur çiselese sel olur, bana ise fırtına kopsa, eteklerimden ancak toz uçurur...
Dışardan bakınca bende gördüğünüz o çiçekler, içimi dolduran mezarların üzerinde dikili, bakmayın suskun durduğuma, yıkık duygularımda yankılanıyor hâlâ selâ sesleri..
Kırk farklı dereye girip, kırk kere yıkansam bile, bedenimden silinmez, bana layık gördüğünüz o hayatın izleri...
Siz elimi kanlı gördüğünüz için katil sandınız beni, oysa yaralarım daha fazla kanamasın diye uğraşırken kanlandı ellerim...
🪶
"Abi!"
Bars, Arav'ın üzerine gitmeye devam ederken Arav pratik bir şekilde Bars'ın sol kolunu göğsü ve Bars'ın sırtı arasında kalıcak şekilde onu tutu. Bars'ın kulağına eğilip kısık bir sesle bir şeyler söyledi, kulağına her ne söylediyse Bars'ın gözlerinde korku sezdim.
Herkes benim gibi ayağa kalkmış onlara bakıyordu. Benim aksime burda ne döndüğünü anlamaya çalışıyorlardı, Arav Bars'ı kolundan itip koltuğa düşmesine sebep oldu.
Bars koltuktan kalkmaya çalışırken Bars'ta olan bakışlarımı Arav'a çevirdim, Bars'a öldürücek gibi bakıyordu. Bu siniri onu vurduğu için olmalıydı ama bende vurmuştum ne kadar ölümcül bir noktadan vurmasam bile.
Bars'ın yanına gidip eğildim, onun koluna bakmak istediğimde kolumdan tutup kulağıma doğru eğildi, kolumu çok sıkı tutuyordu kolum acımaya başlamıştı bile. Kısık fakat sert bir ses tonu ile konuşmaya başladı.
"Senin ve sorunların yüzünden rezil oldum! Bir de iyi kız rolü yapıp yanıma gelip yardım etmeye mi çalışıyorsun!"
Amcam hep gölgene bile güvenme dediğinde hep sorgulardım onu şimdi daha çok iyi anlıyordum sevdiğim adam benim hayatımda olucak tek bir soruna bile tahammül edemiyordu oysa bunca senedir birlikte olmamıza rağmen hayatımdaki hiçbir sorunu bilmesine izin vermemiştim tam ona tüm sorunlarım, yaralarım, acılarımla görünmek istediğimde ilk sorunda tehamül edemiyordu, maddem benim ona olan sevgimi bir rol sorunumu bir rezilik olarak görüyor onun yanında durmama da gerek yoktu, bunca senedir tanıyamadığım adamı nefret ettiğim adam sayesinde 7 dakikada tanıdım.
Kolumu bıraktığında boşluğa düşmüş gibi olsam da eğildiğim yerden kalktım, her zaman yaptığım gibi.. Ne kadar daldıysam artık bizimkiler aralarında çözmüş olmalı ki yerlerine oturmuştu.
Kıvanç ve Açelya'ya Arav'ı anlatmış olmam işime gelmişti. Bars'ın yanına oturmaktansa Tekli bir koltuğa oturdum. Masanın üzerindeki çantamdan telefonu çıkarıp korumam olan Bartın'a motorumu getirmesini söyledim. Elbise giymiş yada topuklu giymiş olmam ne kadar durumu zorlaştırıcak olsa da, burdan gitmek istiyordum.
"Derin" daldığım yerden Ceylin'in sesiyle kendime geldim. "Ha!" Ceylin, Bars'ın kız kardeşiydi Bars ile birlikte burada kalıyordu, aslında onun kıyafetlerini ödünç alabilirdim. Onun konuşmasına izin vermeden ben konuştum "Ceylin seninle biraz konuşabilirmiyiz?" Ceylin afalamış olsa da kafasını sallayarak onayladı. Şu an burda olan hiç kimse umrumda değildi buradan uzaklaşmak istiyrodum.
Ceylinle merdivenlerin başına geldiğimizde diğerlerinin duymasını umursamadan konuştum. "bana kıyafet verir misin bir de spor ayakkabı, üstümdekileri çıkarmam lazım" Ceylin dediklerimle biraz şaşırsa da hafifçe tebessüm ederek merdivenleri gösterdi "yolu biliyorsun dolaptan istediğini giyebilirsin ayakkabılar da alt tarafta da, bişi mı oldu?" ona anlatmıyacaktım elbette ama ne olduğunu merak ediyordu cevapsız bırakmak ayıp olurdu "sorun yok, teşekürler" onun da fazla soru sormasını beklemeden yukarı çıkıp, sağdaki ikinci odaya girdim.
Dolaptan yaz ayında olmanın avantajı ile siyah kot bir şort ve üstüne beyaz bir crop alıp dolabın kapağını kapatım. Kapıyı kitleyip üstümdeki elbisemi çıkartıp dolaptan çıkardıklarımı giyindim. Dolabın alt tarafından da bir spor ayakkabısı alıp topuklu ayakkabılarımıla değiştirdim.
Hızla merdivenlerden indiğim sırada kapı çaldı. Kapıyı açmak için kalkan Bars karşında Bartın'ı görünce şaşırmış olmalıydı sırtı bana dönük olsa da ne tepki verebildiğini tahmin etmek zor değildi. Bars'ın yanına gittim, Bartın'a elimi uzatarak sert bir ses tonuyla "Anahtar?" dedim.
Elindeki anahtarı avucumun içine bırakıp "buyrun Derin hanım" dedi.
Bars kapıyı Bartın'ın yüzüne kapatıp yüzüme baktı ardından üzerimi süzdü bakışları tekrar gözlerimde durduğunda sinirle konuştu, sanki sinirlenmesi gereken oymuş gibi.
"Nereye Derin, üzerini de değiştirmişsin?"
Gözlerinin içine bakıp sinirle çıkan sesimle konuştum, hakkı yoktu önce söylenip sonra hesap sormaya hakkı yoktu.
"Cehennemin dibine!"
Onu umursamadan içeri geçip koltuklarda oturan arkadaşlarıma baktım hepsi üzerimi değiştirmiş olmama şaşırmış olsa da ilk konuşan Kıvanç oldu "Cüc- Derin bir şey mi oldu?" Başımı hayır anlamında salladım ama yine de açıklama ihtiyacı duymuştum.
"Bir şey olduğu yok, işim çıktı"
"Arabanın anahtarını veriyim" elini cebine atığında engel oldum "hayır Kıvanç, motorumla gideceğim" Kıvanç kaşlarını çatığında ne demek istediğini anlamıştım "Bartın'a söyledim o getirdi" beni başını salayarak onayladı, ardında da "bir şey olursa haber ver, gelirim" dedi, başımı salladım.
Masanın üzerindeki çantamı ve telefonumu aldım ardından diğerlerine baktım. "Kusura bakmayın başka zaman tekrar buluşuruz" bakışlarımı Arav'ın yanında gelen kıza çevirdim benle yaşıt duruyordu. "Seninle de tanışamadık" yanına giderek elimi uzattım elimi uzatmamla ayağa kalktı. "Ben Derin" elimi sıkarak yumuşak bir ses tonuyla konuştu. "Ariya" ona sarılmak istemiştim bir an neden bilmiyorum ama bu kızı sevmiştim, sanki içimden geçenleri anlamış gibi o bana sarıldı ona karşılık vermek istesem de vermezdim, onu daha yeni tanıyordum ve yeni tanıdığım birine sarılmak mantığımağıma uymuyordu.
Karşılık vermiyeceğimi anlamış olmalı ki geri çekildi. Küçük bir tebessüm edip yanından uzaklaştım. Arav'a gözlerim kaydığında bana sinirle bakıyordu galiba Ariya'ya karşılık vermemem sinirlendirmiş olmalı. Ona daha fazla bakmayarak dış kapıya doğru gittim. Bars'ın bana öfkeyle bakmasını aldırmadan kapıyı açıp çıktım.
Bahçedeki motorumun yanına gidip kaskımı taktım ardından anahtarı yerine koyup telefonumu çantama koyup çantamı da motorumun koltuğunun altına koydum, koltuğuma oturup çalıştırıcağım sıra gözlerim evin camında beni izleyen bir çift siyah göze takıldı, beni izliyordu. Buradan yüz ifadesini anlamlandıramazsam da beni izliyordu.
Ona baktığım 2 dakikalık zaman dilimi bile israf ettiğim için kendime kızdım, ona bakmayı bırakıp motoru çalışıp iki katılı villanın bahçesinden çıktım.
🪶
Ana caddeden çıktığımda hızımı yavaşlatım sağdaki ara sokakta bir bar olma umuduyla oraya saptım, evet kafa toplamak için sabaha kadar içmeyi planlıyordum.
Bar'ın yanan ışıklarını gördüğümde motoru durdurdum, motordan inip kaskı çıkardığım sırada motorla geldiğim yoldaki sol taraftaki karanlık sokaktan sesler geliyordu.
Hızlı fakat dikkatli bir şekilde o tarafa doğru gittim. Yaklaştıkça sesler artmaya ve netleşmeye başladı.
"Yapma,(ağlama sesi) yapma nolur"
"Kes sesini!"
•
•
•
•
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.Lütfen hayalet okuyucu olmayıp oy verir misiniz.
O kadar emek verip yazıyorum 8-9 bölüm atmama rağmen sadece 21 oy'u var kitabın lütfen.
Instagram: z3neepinizzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA İZLERİ - YARI TEXTİNG
General Fiction0531***: Baban borcuna karşılık seni bana verdi.(21.05) 0531***: Atıcağım konuma bir saat içersinde gelmezsen içinde olduğun bar'ı yakarım.(21.05) 0531***: Konum.(21.06) Siz: Ne saçmalıyorsun sen (21.40) Siz: Benim bir babam bile yok! (21.40) Görüld...