Chifuyu öfkeyle soluyarak kahvaltı masasının ortasına dün gece yaptığı yarısı yenmiş çilekli pastayı bırakıp kollarını göğsünde bağdaş kurdu. O kadar da yemeyin demiş olmasına rağmen kimin tırtıkladığını merak ediyordu.
"Kim yedi bu pastayı?" Sakura, canı çektiği için küçük bir dilim kesip Naoto'ya vermişti ama Chifuyu'nun masaya bıraktığı pastanın neredeyse yarısı yoktu. Kendisinden sonra pastanın kesik olduğunu görüp kimin alabileceğini de tahmin edemiyordu.
Sonuçta küçücük evde 7 çocukla yaşıyorlardı.
"Dün gece babam yiyordu." Takemichi suçluyu söyleyerek bütün bakışların masa başında oturan adama dönmesini sağladı.
"Ya ben size yemeyin demedim mi?"
"Ben sana alırım bir tane. Laf yaptığına değmez." Chifuyu babasının sözlerine karşılık gözlerini devirerek masaya bıraktığı pastasını geri aldı. En azından hala sağlam ve düzgün olan yerinden alıp erkek arkadaşına götürebilirdi.
"Bugün hepinizi babanız bırakacak. O yüzden bir an önce gidip hazırlanın." Sakura kahvaltısını bitiren çocuklarının tabağını toplayarak mutfağa götürürken kızları da kendisine yardım ediyordu.
"Hadi ben çıkıyorum. Akşam görüşürüz." Seishu işe gitmek için ayaklanırken Chifuyu kurtarabildiği pasta dilimiyle mutfaktan, Takemichi dün geceden hazırladığı çantasıyla odalarından koşarak gelip soluğu yanında aldılar.
Babasının önce Naoto'yu okula bırakması yüzünden işlerine geç kalıyorlardı. Bu yüzden son bir haftayı Seishu ile birlikte evden çıkıp onunla gidiyorlardı.
"Akşam görüşürüz." Takemichi aile üyelerine öpücük atarak kapı önüne giderken Chifuyu koltuğun üzerine bıraktığı çantasını alıp koşarak peşlerinden gitti.
"Baba bana para verebilir misin?" Kojiro akşama kadar annesiyle evde kalmak istemediği için dışarıda takılmayı düşünüyordu. Aile bireyleri içerisinden anne ve babasına baş kaldırarak onların istediği mesleğe sahip olmadığı için fazla değer görmüyordu. Bu yüzden doğru düzgün harçlık bile alamıyordu.
"Ne yapacaksın?"
"Tamam boşver istemiyorum. Paran sende kalsın."
"Çalışsaydın bizden para dilenmene gerek kalmazdı." Sakura bilmiş bir tavırla yaklaşarak sadece sinirlerinin gerilmesine neden oluyordu.
Akane mutfaktan sakin olmasını işaret ederek odasına gitmesini istedi. Anne ve babasının vermediği harçlığı çoğu zaman Akane ya da Chifuyu veriyordu. Elbette anne ve babaları buna karşı olduğu için çoğu zaman gizli saklı bir şekilde elden veriyorlardı.
"Baba bana para verir misin? Kitap alacağım." Naoto elini babasına uzatarak cüzdanını çıkarmasını bekledi. Çoğu zaman sebepsiz yere bile istediği kadar para alabiliyordu. Bunun en büyük sebeplerinden biri en küçük çocuk olduğu için daha çok değer görmesiydi.
Ama anne ve babasının bahanesi her zaman aynıydı. Naoto okuduğu için ihtiyaçlarını karşılaması gerekiyordu. Elbette bu çocuk ayrımı yapmalarının üstünü örtmüyordu. Artık herkes bu evdeki değerinin farkındaydı.
"Baba bizi ne zaman götüreceksin? Bir saat sonra dersim var." Hinata saçlarını toplayarak içeriye dönerken Haruto oturduğu sandalyesinden ayaklanıp çıkardığı bir miktar parayı da Hinata'nın eline tutuşturdu.
"Naoto hazırlansın çıkarız. Akane sen bugün gitmiyor musun kızım?"
"Yok babacığım. Ben bugün izinliyim."