the hills | semih kılıçsoy & barış a. yılmaz

8

barış ile son konuşmamızdan sonra onunla karşılaşmamak için bir çaba sarf etmemiştim eğer benden rahatsızlık duyuyorsa o bize gelmeyi kesebilirdi. onun hareketlerinde de herhangi bir değişiklik yoktu zaten bana davrandığı gibi başkasına da aynı şekilde davrandığını öğrendiğim an bütün hücrelerimle kırıldığım için artık umursamayı da bırakmıştım.

artık üzüldüğümde ağlayamıyordum ya da kırıldığımda, en son onun karşısında bir damla gözyaşı döktükten sonra bir daha da ağlayamamıştım gözlerim bile dolmamıştı. bu iyi bir şey değildi biliyordum ama ağlayamıyordum işte. hayatın monotonluğuna kapılıp yaşamaya çalışırken ben hariç herkes uyum içinde yaşıyordu. 

olması gereken bir şey varsa o şey ne zorluklar atlatsa da eninde sonunda olurdu bunu da biliyordum ama umarım olduğu zaman benim içimde ufak bir kırıntı kalmış olsun. barış, büyük konuşmuştu eğer söylediği lafları kendisi çiğnerse onun için milat olurdu.

bugün üniversiteden arkadaşım kenan bize gelecekti, yine ödev vermişti hoca onu halletmemiz gerekiyordu bir de uzun zamandır okul harici bir yerde takılmadığımız için bir değişiklik yapmak istemiştik. kenan ile iki yıldır tanışsak da sanki uzun zamandır tanışıyormuş gibi hissettirmişti bana. kendisi biraz dil konusunda zorluk çekse de anlaşabiliyorduk. ilk gördüğüm zaman ne kadar soğuk ve egoist birisi gibi duruyor demiştim ama tanıyınca görünüşe aldanmamam gerektiğini bana göstermişti. 

semih

abi bugün arkadaşım gelecek bize.

ev müsait dimi?

salih

ev müsait değil gibi yavrum ya.

bizimkiler gelecekti bugün.

arkadaşına ayıp olur mu?

semih

abi bizimkilerden kastın kim?

ayıp olmaz herhalde biz yukarıda takılırız.

salih

barış, ismail, talha falan işte

bence de bir şey olmaz hem arkadaşınla tanıştırırsın bizi.

bakayım nasıl tiplerle takılıyorsun.

semih

abi, kurda kuzu emanet edemem.

bir selam verip yukarı çıkarız biz.

salih

siz bilirsiniz

biz yarım saate evdeyiz size de sipariş veririz ona göre gelin.

semih

tamam abiiiiim

öpüyorum kocaman.

seviom seni.

salih

bende seni seviyorum koca sıpa.

gülerek telefonu kapatıp cebime koydum ve yanımda sabırsız bir şekilde bekleyen kenan'a baktım göz ucuyla. aslında sabırsız değildi tuvaleti geldiği için yerinde duramıyordu ama biz durakta otobüs beklemek zorundaydık. en sonunda dayanamayarak yoldan geçen bir taksiyi durdurup kenan'ı kolundan tuttuğum gibi taksiye doğru çektim, rahatlamış olacak ki tuttuğu nefesini vererek hızla arka koltuğa binince bende taksicinin yanındaki yerimi aldım.