Sıcak bir Mayıs günü

17 0 0
                                    

Saatin çalmasıyla beraber uyandı. Bir şeyler yemek için pijamalarıyla beraber mutfağa gitti ve kendine biraz mısır gevreği koydu. Mısır gevreğini yerken bugünün derslerini hatırlamaya çalışıyordu. Kahvaltısını ettikten sonra giyindi ve saate baktı. Daha dersin başlamasına çok vardı. Bu sürede oturdu ve biraz Iliad okudu. Saat yaklaşınca dışarı çıktı ve metro durağına doğru ilerlediMetroya binip okula geldi. Okula geldiğinde daha dersin başlamasına çok vardı, bu yüzden kafeye oturup kahveyle beraber sigara içmeyi düşündü. Kahvesini aldı ve oturdu. Sigarasını yaktı. O sırada yakın arkadaşı Batuhan'ın yanına doğru yaklaştığını gördü. Selamlaştılar.

-Napıyosun hacı ?

-İyidir be napalım, sen napıyorsun ?

-İyidir be, boş mu oturabilir miyim ?

-Tabi tabi buyur.

Biraz havadan sudan konuştular ve dersin başlamasına az süre kaldığını farkettiler. Sınıfa beraber çıktılar ve derse girdiler.

Ders Alp için ilgi çekiciydi, Alp dersleri çok severdi çünkü günümüz Dünya'sından uzaklaşıp eskilere gitmek için olan nadir fırsatlardan biriydi dersler. Ders bittikten sonra ise tekrar Batuhan'la vedalaşıp evine gitmek için yola koyuldu Alp. Günlerden Cuma'ydı. Tam metroya binecekken diğer yakın arkadaşı Alper onu bara davet etti. Yapacak daha iyi bir işi yoktu Alp'in. Bu saatte içmeye başlanır mı diye sorunca da Küçükpark'ta bir kaç saat işsiz işsiz takılmaya karar verdiler.

Küçükpark'a gittiler ve bir şeyler yemek için oturdular. Alp bir hamburger menüsü söylemişti, Alper ise pizza yemeyi tercih etmişti. Yemeklerini bitirdikten sonra tütüncüye girdiler ve Alp 1 paket puroyla 2 paket sigara aldı.

Gidip Barfil'e oturdular. Birer bira söylediler. 

-Şşt, Alp, yan masadaki kız sana bakıp duruyor lan.

-Olm saçmalama lan, kim niye baksın bana ben aynada bile bakmıyorum kendime..

-Olm ciddiyim lan kesip duruyor kız seni.

Alp yan masaya baktığında Alper'in haklı olduğunu öğrendi. Baktı ve kız ona göz kırptı. Yanında hiç bir erkek yoktu. Yalnız başına oturmuştu. 

-Gitmeyecek misin oğlum yanına ?

-Oğlum niye gidiyim lan elalemin yanına ?

-Oğlum kız seni kesiyor lan.

-Ya bırak dalga geçiyordur kız aklı sıra.

-Oğlum dalga geçiyor olsa sana göz kırpmazdı git konuş yoksa ben konuşurum bak.

-Oğlum öyle saçma bi hareket yapma lütfen.

-Valla kusura bakma da sen gidip konuşmazsan yaparım öyle bi hareketi.

-Tamam lan gidiyorum konuşucam.

Alp utanarak kızın yanına gitti.

-Ya pardon, deminden beni bana bakıyorsunuz da beni biriyle mi karıştırdınız acaba ?

-Hayır, seni daha yeni gördüm ve tanışmak istedim.

-Niye yanıma gelmediniz ki o zaman ?

-Ahahaha. Bu işlerden anlamadığın ne kadar da belli. Kız davet eder erkek gider.

-Entresanmış. İnsan ilişkileriyle pek ilgim yoktur benim, yalnız başına takılan bir edebiyatçıyım ben.

-Ne okursun mesela ?

-Albert Camus.

-'Bugün annem öldü, veya dün. Hatırlamıyorum.'

Alp şaşırdı ve gülümsedi. 

-İsminiz nedir acaba ?

-Özgül, ya sizinki ?

-Alp.

-Memnun oldum Alp.

-Ben de Özgül.

-Dinle, şimdi gitmem gerekli. Eğer haftaya bu saatlerde burada olursan tekrar konuşabiliriz.

-Görüşürüz.

Alp masasına geri döndü. Alper ona neler olduğunu sordu.

-Hiiç.

-Nasıl hiç oğlum, o kadar konuştunuz ya ?

-Ya işte ismini söyledi haftaya gel yine konuşalım falan dedi öyle.

Biralarını tokuşturdular ve havadan sudan muhabbet ederek saatler geçirdiler.

Saat bayağı geç olmuştu. Yarın tatil olduğu için açıkçası Alp'in umrunda değildi. Aklı Özgül'de kalmıştı. Böyle gizemli olayların bir tek filmlerde olduğunu sanıyordu. Alper'le vedalaştıktan sonra yol boyu Özgül'ü düşünerek evine gitti. Kapısını açtı ve odasına daldı. Yatağa yatar yatmaz uyuyakaldı. 

Alp N. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin