SIĞINAK

Giriş

Herşey yerli yerine oturalı yaklaşık iki gün olmuştu ve ben hâlâ ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Birkaç gün içinde yurt dışından dönecekdi o zaman ne yapacakdım bilmiyordum.

On dokuz yaşındaydım onunla tanıştığım da başta herşey çok güzeldi bir rüya gibiydi, çok aşıktım ya da o hissettiğim duygu tamamen de olmasa minnet duygusuydu. Hissettiklerim neydi bilmiyorum ama şuan tek hissettiğim duygu kindi.

Ben beni korkunç bir hayattan kurtardı sanmıştım, ne kadar da gözüm körleşmiş
hiçbirşey anlayamamıştım. İlk zamanlar herşey çok güzeldi fazla güzeldi hatta ama şimdi gözüm açılmıştı, herşeyin farkındaydım.

Herşeyi bir hafta önce bir gece ansızın öğrendim. Rüyamdan ansızın uyandırıldım.
Gece geç gelmişti o gün eve telefonda birileri ile konuşuyordu. Konuşmada ailemin Adana'ya geldiğini söylemişti ama bana öldüklerini öldürüldüklerini söylemişti.

Bizzat mezarlığa bile gitmiştim ama nasıl hiçbirşey anlamamıştım bilmiyorum gözüm nasıl körleştiyse gözümün önündekini göremez hâle geldim.

Kaçtığım geçmişimi onun inşa ettiğini bilemezdim, bazen bilmek bilmemekten iyidir derlerdi inanmazdım.

Buradan kaçmam gerekiyordu ama nasıl yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bunları yapacak kadar gözü dönen adam bana neler yapmazdı.

Bunları düşünürken balkon kapısının açıldığını duydum ve arkamı döndüm. "Nora Hanım, aracınız hazır." Dedi ve balkonun kapısını kapatıp çıktı.

Bende onun arkasından giyinme odasından bir ceket alıp çıktım. Aynada kendime bakıyordum iki günde nasıl da çökmüştüm bu duyduklarım öğrendiklerim beni mahvetmişti.

Madem ortada bir oyun vardı o zaman oyunu kuralına göre oynayacakdık. Herşey şimdi başlıyordu bu işin geri dönüşü yoktu.