beş

450 72 55
                                    


💌

arda tuhaf bir güzelliğe sahipti. kenan'ın kumral oğlan hakkında ilk fikri bu olmuştu. nedenini kendiside bilmiyordu, sadece arda'nın hoş bir görünümü olduğunu düşünmüştü. ama aynı şeyi kişiliği için söyleyemiyordu. sınıfta kurduğu samimiyetlerin hepsi sahteydi, insanlara karşı mesafeliydi ve kendini beğendiği her halinden belliydi. kenan'a göre tabii.

dokuzuncu sınıftan beri aynı sınıfta olmalarına rağmen daha önce neredeyse hiç konuşmamışlardı. kenan sınıfın dersi kaynatan, ödevlerini de yarımyamalak yapan ve sınıfta kalmak üzere olan kişilerindendi. birbirlerine zıt olan kişilikleri yüzünden arkadaş olmamaları doğaldı aslında.

arda'nın, kenan'ı gruptan atmasıyla başlayan konuşmaları kenan'ın kendi başını yakarak proje almasıyla buralara kadar gelmişti. bir şekilde, gururunu kenara bırakarak, arda'yı kendisine yardım etmeye ikna etmeyi başarımıştı. ama hiçbir şey onu şu an içinde bulundukları duruma hazırlayamazdı.

"ne diye yüzüme bakıp duruyorsun iki saattir?" arda başını kitaplardan kaldırıp seçtiği sözcüklerine karşıt sakin bir tonda sormuştu.

kenan pek zeki biri olmadığını zaten biliyordu ama şu an aptal olduğuna emin olmuştu. çalışmak için kütüphaneye geldiklerinden beri karşısında oturan arda'yı izleyip duruyordu. kumral oğlan elinde kitaplarla ne yapacaklarını, nasıl yapacaklarını anlatıp durmuştu. oysa onca dil dökmesine rağmen tek bir kelime bile kenan'ın zihninde değildi. hem anlattıklarını anlamamıştı, hem de arda'dan gözlerini çekemiyordu.

ikincisi daha büyük bir problemdi. niye olduğunu bile bilmiyordu. kaç gündür sövüp durduğu çocuğa sanki aşıkmış gibi takılmaya başlamıştı bir anda.

başını sallayarak odağını toplarlamaya çalıştı. "ne sana bakacağım? düşünüyorum ben."

önüne dönerek ne yazdığı hakkında hiçbir fikri olmadığı kitabına döndü. neyi araştırıyorlardı? hepsini unutmuştu şimdiden. elini açık renk saçlarına atıp karıştırdı. bertuğ kendisiyle edebiyattan 10 aldığı için diye dalga geçerken haklıymış, cidden aptalın önde gideniydi.

"kenan, coğrafya kitabı o elindeki."

arda'nın sesiyle irkildi, kendini zeki gösterme çabası suya düşmemiş gibi birde rezil olmuştu. oflayarak alnını masaya yasladı, omuzlarını düşürdü. "benim beynim almıyor bunları. pes ediyorum."

zaten bitebileceği kadar bitmişti. projeden alacağı iki üç puanın onu kurtaracağı da yoktu. sınıfta kalacaktı kesin. belki babası biraz kızardı ama sonra unuturdu. bir sene daha tekrar etmek o kadar da kötü olmazdı belki, her şeyi unutur yeni bir seneye başlardı. dizlerine koyduğu ellerini yumruk yaptı, iki yıldır unutamamıştı ama belki seneye geçerdi hepsi.

karşısında oturan arda'nın iç çektiğini duydu. ardından kitap kapağının kapanma sesi geldi. 'bittim işte' diye geçirdi içinden gözlerini yumarken. arda onu burada bırakıp gidecekti. ancak beklediğinin aksine sandaleyenin çekilme sesinden sonra gelen adım sesleri dibinde bitmişti. kumral oğlanın yanındaki sandalyeyi çektiğini duyunca başını kaldırarak şaşkınlıkla açılmış yeşillerini ona çevirdi.

arda bitkin bir ifadeyle yanına oturmuş, elindeki kitabı açıyordu. "son kez anlatıyorum," kenan'ın alnına vurdu hafifçe elindeki kalemle "bu sefer iyi dinle."

kenan gitmediğini görmenin mutluluğuyla başını salladı hızlıca. ses çıkarıp diğerini sinirlendirmemek adına susmuş, odağını toplamaya çalışarak arda'nın anlattığı şeylere dönmüştü. kumral oğlan elindeki kitaptan hocanın verdiği konuyu kısaca anlatmış ardından hakklarında sunum hazırlayacakları yazarları göstermişti tek tek. kenan bu sefer, arada dikkati ona dönen yeşiller yüzünden dağılsada, az çok anlamıştı ne yapacaklarını. küçük bir çocuk gibi her lafıyla başını sallayarak onayladı kumralı, uslu uslu dinledi hepsini.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 8 hours ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

classmate || arkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin