13. Bölüm

845 148 172
                                    

Merhabaaa biliyorum çok geciktim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhabaaa biliyorum çok geciktim. Duyurumda demiştim ama belki görmeyenler olmuştur yeniden diyeyim. Üniversiteden dolayı çok yoğunum... bölüm yazacak vakti bulamadım doğru dürüst. Bunu da cümle cümle tamamladım belki de. Her boşlukta yazdım. Hatam varsa affola.

Sizi çok seviyorum. Kendinize dikkat edin.

Yorum sınırı: 130
———-

"Ne zayıflaması Jimin?" Diyip benden uzaklaştı ve aynanın karşısına geçti. Tişörtünü kaldırıp gözlerini vücudunda gezdirdi. Bende hemen yanındaki yerimi aldım. "Ayy kaslarında erimiş senin." Dediğimde kaşları iyice çatıldı.

Yazar bakış açısı:

Ne demek kasları erimişti? Hala rutinlerini yerine getiriyordu. Çok mu kilo almıştı yoksa? Birkaç haftadır tartılmamıştı. "Yalan söyleme Jimin." Kendini kastı ve kaslarında gözlerini gezdirmeye devam etti. "Of cidden gitmiş sanki." Dediğinde Jimin sinsice sırıttı. "Şaka yapıyorum Jungkook, hala taş gibi bir vücuda sahipsin." Rahatlıkla nefes verdi alfa olan. Bir an korkmuştu. "Beni korkuttun." Jimin göz devirdi. "Eriseler öleceksin sanki." Alfa sırtını omega olana döndü. "Şu sırt kasına bak Jimin, kaç ay uğraştım buna." Gururla gülümsediğinde onu sırtından ittirdim. "Ben acıktım." Dediğimde başını sallayıp mutfağa ilerledi. "Gel bir şeyler hazırlayalım."

En hızlı yapabilecekleri şeyleri yapmış ve hemen yemeğe oturmuşlardı. "Erken mi uyusak bugün?" Dedi alfanın yorgun sesi. Jimin gülümsedi. Onunla yeniden arayı ısıttığına çok mutluydu. "Olur, uyuruz yemekten sonra." Dediğinde Jungkook'tan içten bir gülümseme kazandı.

Jimin'in gözünden:

Ertesi gün.

"İnanılmaz birisin." Pankeklerin yanmaması için başında dikilerken kapıya yaslanmış bedene döndüm. "Neden?" Eliyle tezgahın üstünde duran telefonumu gösterdi. "Ben içeride oturuyorum ve sen benim şarkılarımı mutfakta dinliyorsun." Kıkırdadım. Haklıydı. Bunu ara ara bende düşünüyordum zaten. "Seni mi yorayım?" Ben yeniden pankeklere döndüğümde o da tezgahın üstündeki telefonumu alıp karıştırmaya başladı.

Sonra müzik yeniden çalmaya başladı. Bu sefer karaoke şeklindeydi. Gülümsedim ve yerimde sallanmaya başladım. My time çalarken keyifle ona eşlik etmeye başladım. Zil çaldığında gözlerim anında ona döndü. Müziği durdurdu. "Birini mi bekliyordun?" Dediğimde sıkıntıyla nefes aldı. "Sasaengler. Bu sıralar sürekli rahatsız ediyorlar." Endişeyle ona baktım. "Girerken beni görmüş olabilirler mi?" O ise bu dediğimi umursamış gibi değildi.

"Evime kimin gelip gelmeyeceğini onlara mı soracağım?" Zil yeniden çaldığında küfür mırıldandı. "Güvenliği arayacağım." Diyip yanımdan ayrıldı. Keyfi kaçmıştı. Bu her mimiğinden belliydi.

——-

Ellerim onun boynuna dolandı. "Özledim." Fısıltıyla konuştuktan sonra alnımı onun alnına yaslandım. Bu hareketimle o da ellerini belime sardı. Beni iyice kendine çekti. Sıcaklığı tüm vücudumu sarmaladı. "Bir daha böyle gitmeyeceksin söz mü?" Burnunu burnuma sürttü. Dudağını yaladığında nefesi yüzüme çarptı.

İDOL ~ JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin