1.BÖLÜM

13 4 1
                                    

Arkadaşlar miriba ben yeni bir kitaba başladım. Kısaca bahsedeyim; Can adında bir lise öğrencisi ve onun zorbası ile ilgili (çok iyi anlattım) neyse bence tahmin ettiniz az çok. Henüz kapak bulamadım o yüzden şimdilik bu kalsın ahsujsjs kitaba geçelim o zaman. (Oy atmayı unutmayın)

(Can'ın ağzından)

Sabahın köründe kalkıp üstümü giydim. Zaten okula gidesim yoktu bide okulda namı değer zorbacım olunca okul iyice boka sarıyordu. Çantamı alıp aşağıya indim ve kahvaltı masasına oturdum. Babam dik dik bana baktı. Eşcinsel olduğumu öğrendiklerinden beridir aramız hiç iyi değil. Babam elimdeki ojeleri görünce kaşları çatıldı ve anneme baktı.

"Şu çocuğunu bir türlü adam edemedin. Ne o karı gibi tırnaklarını boyuyor"
"Ben seviyorum baba, ayrıca karı değil kadın" dedim.
Babam aniden sinirlendi ve elini masaya vurdu.

"Ben onu bunu anlamam akşam eve geldiğimde elinde o boyaları görmeyeyim yoksa döverim seni"

Sanki yapmadığı şey... Kahvaltı masasından hiçbirşey yemeden kalktım ve kenara koyduğum çantamı aldım. Ben tam giderken babam yine bana küfür edip çay bardağı fırlattı ve çay bardağı zaten yara olan enseme gelmişti. İçindeki çay hala sıcak olduğu için yaramı oldukça fazla yaktı. Acele ile evden çıktım. Durağa doğru ilerlerken kulaklıklarımı çözmek ile uğraşıyordum. Kulaklıklarım düğüm olmuştu, her gün böyle olmayı nasıl başarıyorsa. Zaten sinirliydim kulaklıklarımı cözemeyince cebime tıktım ve otobüse bindim. Tabiki benden sonra Uğur bindi, Uğur benim namı değer zorbacım. Başka yer yokmuş gibi gelip benim yanıma oturdu. Dün onunla fena tartıştığımız için benimle konuşmaz diye düşünüyordum. Ellerime odaklanmıştım ve ojelerimi sökmeye çalışıyordum.

"Niye söküyorsun boyalarını?"
"Sanane be"

Hiç konuşasım yoktu. Sadece ağlamak istiyordum. Ojelerim çıkmayınca sinirden ağlamaya başladım.

"Can? Neyin var?"
"Napacaksın ha!? Bununla mı alay edeceksin? Alay edecek kozların mı bitti?"

Eskiden onunla çok yakın arkadaştık o yüzden beni herkesten iyi tanırdı ve bu bakışlarımın normal olmadığının farkındaydı. Okula geldiğimizde aynı anda indik. Ben tam sınıfa gidecektim ki Uğur kolumdan çekti ve beni tuvalete sürükledi. İçeriye girince kapıyı kilitledi.

"Babanlar mi?"
"Ne diye soruyorsun? O aptal arkadaşların ile bununla ilgili mi dalga geçeceksin?"
"Can, ben senin arkadaşındım. Seni herkesten iyi tanırım, sende beni tanırsın. Biliyorsun ki kimsenin ailevi meselelerini alay konusu yapmam"

Bir kaç saniye gözlerime baktı. Ağlamaya başladım, kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım.

"Babamlar" diyebildim titreyen sesimle. Uğur bir kaç saniye bana baktı. Sonra ellerime baktı.

"Nerene vurdu?"
"V-Vurmadı, çay bardağı fırlattı"

Uğur sırtıma elini koydu ve gözlerime daha dikkatli baktı.

"E-Ensem"

Uğur enseme baktı. Ben o sırada hıçkırmamak için kendimi zorluyordum.

"Can bu yara ne?"
"G-Geçen gün puro'yu sürttü"
"Şişmiş"
"Evet"
"Yanıyor mu?"
"Yanıyor"

Uğur canı acıyormuş gibi bakıyordu. Çok yakındık ve enseme bakıyordu. Aniden onu iktirdim.

"neyse sen git zorba arkadaşlarının yanına, beni tuzağa düşürmek için daha fazla plan yapın"
"Can"
"Ne var?"
"Eskisi gibi arkadaş olabilir miyiz?"

Sessiz kaldım. Uğur beni şaşırttı ve bana sarıldı. O sarılmaya o kadar çok ihtiyacım vardı ki karşılık vermesem bile bana sarılmasını istedim. Gözlerimden yaşlar akarken uğur bana sarılmayı kesmeden musluğu açtı ve elini ıslattı. Islak elini nazikçe canımı acıtmadan enseme koydu. O soğukluk ile irkildim ama iyi gelmişti. Yüzüm onun omzundaydı ve o soğuğu hissedince yüzümü biraz daha gömdüm.

"Senin yüzünden herşey senin yüzünden!"

Göğsüne güçsüzce bir yumruk atıp ağlamaya devam ettim. Uğur hiçbirşey demeden sadece tek kolu ile bana sarılırken diğer eli ile ensemi rahatlatıyordu. Ders zili çaldığında herkesin sınıflara dağıldığını sessizleşen koridorla anladım. Sınıfa gitmekten başka çarem yoktu o yüzden yüzümü Uğur'un omzundan ayırdım. Uğur yavaşça başımı tekrar kendi omzuna yasladı.

"Bu halde derse katılmayı düşünmüyorsun herhalde"
"Y-Yok yazılırsam babam beni keser"
"Yazılmayacaksin sakin ol"

Derin bir nefes aldım. Başka çarem yoktu, kollarımı Uğur'un beline doladım ve hıçkıra hıçkıra ağladım.

"Neden yaptın Uğur? Ben sana ne yaptım? Gay olduğum için benden rahatsız olduğunu söyleseydin sana saygı duyup aramıza mesafe koyardım Uğur, neden okulda adımı çıkartıp babama herşeyi söyledin? Benden ne istedin?"
"Okula adını yayan kişi ben değildim, baban eninde sonunda öğrenecekti değil mi?"
"Evet ben söyleyecektim ama sen çok yanlış bir zamanda söyledin ve sırf bu yüzden tamamen benden soğudu"
"Özür dilerim"

Uğur'dan beklenmeyen bir cümleydi. Uğur özür dileyecek biri değildi ama şuan benden özür dilemişti.

"Can seni çok özlüyorum. Gerçek anlamda ve her anlamda, eskiden olduğumuz gibi olmamızı istiyorum"
"Ama sadece istemek ile olmuyor değil mi?"
"O-Olmuyor"

Uğur gerçekten beni özlemiş olabilir miydi? İçime şüphe düşmüştü. Ya sadece bana oyun oynuyorsa ve daha sonra tekrardan benimle dalga geçip beni kırarsa.

"Lütfen Can affet beni"
"B-Bakarız

Yüzüme eğildi ve yanağımı hızlı bir şekilde öptü..

"Lütfen düşün ve mümkünse olumsuz cevap verme"

Gözlerine bakamadım. Durup dururken elimi tuttu ve bana sıkıca sarıldı. Telefonu çaldığında cebinden telefonunu çıkardı. Babası arıyordu, babasının bütün yaptıklarına rağmen babasına çok düşkün biriydi. Hemen telefonu açtı ve birşeyler konuştu. Bir kaç dakika sonra bana baktı.

"Benim gitmem lazım babam iyi değil hastanede arayan da babamın bir arkadaşı"
"Okul?"
"Okul umurumda değil, ama merak etme seni yok yazdırmam. Elini yüzünü yıka ve derse git."

Beni rahat bırakıp gitti. O anda teneffüs zili çaldı, yani 40 dakikadır benimleydi. Çok hoşuma gitmişti ama yinede emin olamıyordum. Bana onca yaptıklarından sonra ona güvenmek zor gelirdi. Yüzümü yıkayıp sınıfa gittim ve herzamanki yerime oturdum yanıma sıra arkadaşım ve aynı zamanda en yakın arkadaşım Burak geldi.

"Ne konuştunuz o piçle?" İkiside birbirinden haz etmiyordu ve Uğurun bana son yaptıklarından sonra Burak ondan iyice nefret etmişti.

"Beni özliyormuş, eskisi gibi yakın olmak istiyormuş."
"İnanmadın değil mi?"
"Bilmiyorum"
"Can saçmalama sana önca yaptıklarından ve söylediklerinden sonra onu affedemezsin ayrıca kesin yalan söylüyordu. Onun gibi bir piç kusurunun duyguları olamaz. Seni özlememiştir sadece yalan söyleyip seninle yine alay edecek seni sevmediği her halinden belli--"

Burak'ın dedikleri hocanın gelmesi ile kesildi. Burak sustu ve önüne döndü bense hala aynı durumdaydım ve hala tırnaklarımdaki ojeyi sökmeye çalışıyordum...

Nasıl buldunuz bakalım? beğeni atıverin zor diiill öptüm 😘

Öküzüm BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin